Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Sons
Sons Çeviri Türkçe
1,294 parallel translation
Les sons qui déclenchaient son état hypnotique...
Hipnoz altına alan, kayıtlı bir melodi olmalı.
Jamais je n'avais entendu une femme émettre de tels sons.
Hiçbir kadından duymadığım sesler çıkardın.
Il y a aussi des détecteurs de son. Pour les sons au-dessus de 0,05 dB.
Elbette, ama aynı zamanda, 0.05 desibelin üzerindeki sesleri duyan ses alıcıları da var.
J'ai découvert que je faisais de drôles de sons.
Farkında olmadan komik sesler çıkarmışım.
Fisher Fils fournira toutes les fournitures nécessaires.
Tabii Fisher and Sons bütün gerekli malzemeyi tedarik edecektir.
Les sons?
Sesler mi?
Ces sons...?
Bu sesler de ne böyle?
Pour ne pas léser la paroisse en usant les pédales de l'orgue avant l'arrivée du pasteur, Martha jouait sans émettre de sons.
Martha, yeni papaz atanana kadar, orgun pedalları ve körüğü yıpranıp cemaate masraf çıkarmasın diye pratik yaparken orgu gerçekten çalmıyordu.
Pendant que je discours... des sons secondaires, inaudibles... à l'oreille humaine, mais perçus par les chiens... et les animaux inférieurs, sont reçus... par des capteurs à quartz, répartis à bord.
Ben anlatırken, ikinci bir ses, insanın duyabileceğinden tiz köpek ve altındaki hayvanların duyabildiği bir ses geminizin çeşitli yerlerindeki kristal sensörlerce algılandı.
Ces types sont accros aux sons et aux lumières, c'est tout.
Buradaki tipler sadece ışıklara ve sese bağımlı olmuşlar.
Transmet les sons.
Sesleri gönder.
Je veux seulement écouter les sons.
Dinliyorum.
Tu peux écouter les sons mais il faudrait parler un peu.
Dinlerken bir yandan da bahse girebilirsin.
- Tu sons, ce soin?
Bu akşam çıkmak zorunda mısın?
Les sons produits juste avant un repas me font peur
Yemekten önce birtakım seslerden hep korkarım...
Les desserts atténuent les sons qui interrompent le repas de célébration.
Tatlılar kutlama masasındaki şamatayı yatıştırır.
En faisant Time, il a suggéré qu'on ajoute des sons de cloche,
"Time" ı yaparken, bu saat efektlerini eklemeyi önerdi.
Pour enregistrer des sons.
Ortam müziği kaydederim.
Je trouve des sons pas mal là-haut.
Dağlarda iyi sesler buluyorum.
Elle vous fait associer les lettres avec des couleurs Les sons avec le toucher.
Harfleri renklerle, sesleri dokunuşlarla eşleştirmenizi sağlar.
Cette nuit-là, aux côtés de Berger et des Sons de Surf N? 4, je dormis plus profondément que jamais, d'après mes souvenirs.
Aynı gece, Berger'in yanında ve dört numaralı dalga sesiyle uzun zamandır hatırlamadığım kadar derin uyudum.
Je ne sais pas comment vous faites pour tirer ces sons d'un ordinateur.
Bilgisayardan bu kadar güzel ses çıkarmayı nasıl başardığını bilmiyorum.
Et je ne peux pas m'endormir sans elle Tu peux faire des sons d'océan pour moi?
ve o olmadan uyuyamam benim için okyanus sesleri yapabilir misin?
J'entendais des sons nouveaux, absolus
Ve daha önce hiç duymadığım gibi duydum.
Vous entendez ces sons le soir,
Bu sesleri gece mi duyuyorsun, ve TV izlerken duruyorlar mı?
- Sons.
Çık dışarı.
Selon où je suis, j'entends des sons différents.
Mesela açık bir kapıdan geçtiğimde, ses değişiyor.
C'est un code de sons, parfois...
Bazen sesin tınısıdır...
L'homme qui n'a pas de musique en lui et qui n'est pas ému par le concert de sons harmonieux est propre aux trahisons, aux stratagèmes.
Müzikten keyif almayan bir insanın veya müzikten etkilenmeyen kişinin ruhu kötülüklere ve çürümüşlüklere açıktır.
Haute capacité de mobilité. 7 heures d'enregistrement, sons et images.
Ayrıca yüksek hareket kabiliyeti. 7 saat ses ve görüntü kaydı.
dans des mai sons en carton,
Halkım nasıl da hazin yaşıyor.
Il a passé le plus clair d'un an à tenter de créer ces sons.
Kılıcım eğer istediğim yere çarparsa yokolup gideceksin.
En définitive, le son du sabre-laser... parce que nous voulions un son très énergique... était la combinaison de plusieurs sons différents.
Benim için kılıç dövüşlerindeki en zor şey şuydu : Darth Vader oldukça cüsseli bir adamdı. Obi-Wan Kenobi bir centilmendi, değil mi?
Quelques essais nous ont amenés à utiliser ma voix... faisant des sons de bébés...
Okulda dönem sonuna dolabını temizlersin ya onun gibi bir duyguydu. Arkamda böyle bir şey bırakmaktan çok memnundum.
Quand il aura terminé, je pourrai faire une analyse des sons ambiants.
Algoritma hâlâ çalışıyor. Ama biter bitmez, çevredeki ses ve odadaki ses tonunu analiz edeceğim.
Les salauds! Où sont les caméras?
Orospu Sons, kameralar nerede?
Et toi tu bosses chez Blaine Sons.
Ve sen de Blaine Sons için çalışıyorsun.
Et grâce à moi il va découvrir tout un éventaille de sons qu'il ne soupsonnait pas.
Oliver Morris yepyeni bir oktav keşfetmek üzere.
J'utilisais des sons au hasard, pour voir s'il répondait
Tepki verecek mi diye rastgele sesler kullandım.
- Il s'amuse à faire des sons idiots.
- Hiç birşey! Sadece şu rahatsız edici sesi çkartıyor....
Jung prétendait que ces peurs sont inscrites dans nos gènes et peuvent être réveillées par des odeurs ou des sons.
Jung, koku veya seslerle tetiklenen ilkel korkularımız olduğunu söylemişti.
Tu vas écouter des sons de la pièce où tu étais, Sandy.
Bulunduğunuz odadaki bazı sesleri dinleteceğim Sandy.
Il y a toujours deux sons de cloche.
Her hikayenin 2 tarafı vardır.
Tu as entendu tous ces sons... d'un seul coup?
Yani bu sesler- - Seni bir sefer de mi vurdu?
- Tout à coup, les sons étaient amplifiés.
- Aniden bütün sesler arttı.
Tous ces sons étaient si bruyants.
Bütün sesler çok yüksekti.
Pendant qu'une bonne poignée d'hommes se prenaient pour les maîtres de demain, des sons d'autrefois jaillissaient de la chambre de maman.
Geçmişin sesleri annemin yatak odasındaydı.
Tu peux enregistrer des sons?
Ses kaydı mı?
J'avais un petit synthétiseur électronique... avec lequel j'ai fait des morceaux et créé des sons électroniques. Mais ce n'était pas vivant.
"Jedi'nin İntikamı" nın çekimlerinin bitirilmesine yakın heyecan doruktaydı.
Alors j'ai fait des enregistrements de bébé... et un jour on a découvert en discutant de la voix de R2... que nous faisions les sons nous-mêmes.
Üçüncüyü bitirdiğimizde artık serinin sonunun gerçekten geldiğini hissetmiştim.
- Et les 3 deniers sons?
- Son üç ses neydi?