Sully Çeviri Türkçe

C'est vrai, pas avec Saris à Paris, Couchés dans le foin,

- Batırmadın Sully, haklısın. Hoşçakal Sarong, ya da Samanlıkta Şamata... gibi filmlerle hiç batmadık.

N'aie pas honte.

- Bu yüzden utanman gerekmez Sully.

Et tant mieux.

- Yumuşak bir şekilde Sully.

Tu as l'élégance de l'admettre.

Bunu kabul edecek kadar asilsin Sully.

Personne ne discute.

- Tartışmaya gelmedik, Sully. - Biliyorum.

On attendra, Sully. Mais notre décision est prise, aussi.

Bütün gün bekleyebiliriz Sully, ama anlamalısın... biz de kararımızı verdik ve kesin.

Sully n'aimerait pas ça.

- Sullivan buna çok kızacak, eğer...

"Sully, Frère, où es-tu?" sera une grande tragédie.

'in gelmiş geçmiş en iyi trajedi filmi olacağını söylemek istiyorum.

Tu plaisantes, Sully?

- Kötü bir şaka? - Hayır.

Pourquoi refuses-tu?

Niçin'Nerdesin Be Birader? 'i çekmek istemiyorsun, Sully?

J'étais déjà réveillé.

Önce davrandın, Sully.

Enlève cette lampe de mes yeux, Sully.

Çek şu ışığı gözlerimden, Sully.

Sully Boyar et Professor Irwin Corey.

Leonard Jackson, Sully Boyar ve profesör lrwin Corey.

Sully, je voudrais te présenter le conseiller municipal Ed Phillips, c'est l'invité de Mme Wyler aujourd'hui.

Sully! Seni İlçe Amiri, Ed Phillips'le tanıştırayım. Bugün Bayan Wyler'in misafiri.

- Sully!

Sully!

Hank Sully des Outlaws,

Hank Sully, Haydutlar'dan.

Recule!

Geri çekil, Sully!

Lâchez-le, reculez!

Geri çekil, Sully. Çekil, lütfen!

Sully est parti.

Sully gitmiş.

Regarde-moi cette défense, l'équipe se désintègre sans Sully.

Tanrım, şu savunmaya bakar mısın? Sully olmayınca, bütün takım çöküyor.

Sully manque, c'est sûr.

Sully'i özlediğimizi söyleyebilirim.

Tu n'as pas assuré avec Sully, je devais revenir, c'était Jake ou ma mère, je ne pouvais pas retourner vers elle.

Sen, Sully için birşey yapamazdın. Dönmek zorundaydım. Ya Jake'e, ya anneme.

- Il sait pour Sully.

Terry, Sully'i biliyor.

Avec Sully aussi.

Evet. Sully'le de.

Sully m'informait sur les blessures et Kirsch me tenait au courant des contrats des joueurs, tout baignait.

Sully, sakatlıkların oyunları nasıl etkileyeceğini bildirirdi. Kirsch, hangi oyuncuların düzelemeyeceğini söylerdi. Çok iyi ayarlamıştım.

Kirsch et Sully ont arrangé un match dans mon dos.

Gördün ya, Kirsch ve Sully arkamdan dümen çevirdiler.

- Ton pote, Sully,

- Arkadaşın Sully.

Kirsch l'avait enculé sur sa part, il a cru pouvoir se faire du blé en me le disant.

Orospu çocuğu Kirsch, Sully'i dolandırmış. O da geldi, ortada para olabilir diye bana anlattı.

Pauvre con de Sully!

Zavallı Sully.

Et Sully?

Ya Sully?

Le premier acteur du parlant qui ne parle pas en soprano!

O harika. O... - Ağır ol Sully.

Eh là, Sully...

- Bunu ben de görüyorum.

Sully s'assurera que tu montes dans l'avion.

Sully uçağa bindiğinden emin olmak için burada.

T'es un p tit marrant, Sully.

Komik bir adamsın, Sully.

Gracoas, Sully.

Gracias, Sully.

- Où est-elle, Sully?

- O nerede Sully?

Je te rappelle, Sully, que c'est mon bras le plus faible.

Sully sana hatırlatmam gerekiyor. Bu benim güçsüz kolum.

- Qu'avez-vous fait de Sully?

- Sully'ye ne yaptın?

Vous avez pris du bon temps avec Sully, OK? Ouvrez la porte.

Unutma, Sully'yle iyi vakit geçirdiniz.

- Où est Sully? - Sous la douche.

- Sully nerede?

Hé, Sully!

Hey, Sully!

De sens policier.

- Ne lazım Sully? - Polis işi.

- Ciao, Sully.

- Git buradan!

- Ça, c'est normal.

- Güle güle Sully.

Sully t'attend.

Sully orada bekliyor.

Sully, dégage!

Sullivan, bunu yapma, çık oradan.

Sully est touché!

- Yarası ağır. - Nerede?

Où il est, Sully?

Sullivan nerede?

Allô Ridzik, ici Sully du central.

Ben Mulligan.

Mais où ils sont?

- Sully vuruldu Komiserim. - Tanrım. Neredeler?

Sois pas amer.

Ahh Sully, hemen kızma.