Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Sécurite
Sécurite Çeviri Türkçe
39,692 parallel translation
Qui qu'il soit, il est en sécurité.
Kim olursa olsun, şu an güvenli bir yerde.
Danny, pour votre sécurité, je ne peux pas vous libérer.
Danny, kendi güvenliğin için seni şu anda bırakamam.
On va le mettre en sécurité.
Onu güvenli bir yere götüreceğiz.
En sécurité?
Güvenli bir yer mi?
J'ai demandé à ce que Danny soit placé en sécurité, et tu as tenté de le faire tuer.
Danny'nin güvenli bir yere götürülmesini istedim, - sen ise onu öldürtmeye çalıştın.
Alors je te demande, quand il resurgira, de le mettre en sécurité, jusqu'à ce que je décide de son sort. Dois-je me faire plus clair?
Bu yüzden, tekrar ortaya çıktığında onu koru ona ne yapacağıma karar verene dek.
Je m'inquiète pour ta sécurité.
Güvenliğinden endişeliyim.
Un opiacé de synthèse révolutionnaire qui offre sécurité et modularité.
Güvenlik ve çok yönlülük sunan devrim niteliğinde bir sentetik afyon.
Vous êtes en sécurité ici.
Merak etme, burada güvendesin.
Partez tout de suite ou j'appelle la sécurité.
Ya hemen gidin ya da güvenliği çağıracağım.
La sécurité?
Güvenlik mi?
Sabina est en sécurité.
Sabina güvende.
Dis-moi juste que tu es en sécurité.
Güvende olduğunu haber ver, yeter.
Elle est en sécurité.
Kızın güvende.
J'étais en sécurité.
Güvende.
Tu es autant en sécurité maintenant qu'avec eux à l'époque.
O gün onların yanında ne kadar güvendeysen şimdi de o kadar güvendesin.
Il y a une différence entre "secret" et "en sécurité".
"Sır" ile "güvenli" arasında fark vardır.
On accueille des gens de tous horizons qui ont besoin de sécurité.
Buraya, korunma ihtiyacı duyan, her kesimden insan alıyoruz.
- La sécurité est trop bonne.
- Güvenlik çok sıkı.
- J'appelle la sécurité.
- Güvenliği arıyorum.
Il faut veiller à notre sécurité.
Güvende olduğumuzdan emin olmalıyız.
Il voulait que tu sois en sécurité.
Seni korumaya çalışıyordu.
Aidez-moi à capturer l'Iron Fist, et votre sœur et vous serez en sécurité.
Iron Fist'i yakalamama yardım et ve kardeşinle güvende olun.
Tu n'es pas en sécurité ici.
Burada güvende değilsin.
On doit payer des impôts, cotiser à la sécurité sociale, accepter d'être jurés.
Ödemek istemediğimiz vergilerimiz var, sosyal güvenlik için de ödeme yapmamız gerek.
On va devenir des amish, quand même. On renonce pas à l'avion après un crash, on renforce la sécurité. Mae-Mae, attends encore un peu.
Amiş olmayacağız anne bir uçak kazasında öldüğü zaman uçağı bırakamzsın onları güvenli hale getirirsin Mae, Mae en azından bundan kaçınabiliriz.
Il vous faut deux caméras de sécurité au-dessus de la porte et six ici.
Evet, kapıda iki güvenlik kamerası lazım. Burada en az altı tane.
Vous installez les mesures de sécurité et je vais voir ce que je peux faire pour libérer des fonds le plus vite possible.
Siz bu güvenlik önlemlerini uygulayın. Ben de eyalet fonlarını size tahsis etmek için elimden geldiğince çabuk bir şekilde ne yapabileceğime bakayım, tamam mı?
Votre nouveau système de sécurité a surchargé les boîtes de raccordement.
Görünüşe göre yeni güvenlik sisteminiz, bağlantı panosuna aşırı yüklenme yapmış Bayan Stella.
la sécurité, un avenir.
Güvenlik, gelecek...
Vous n'êtes pas en zone de sécurité, ici.
Burası sizin için güvenli değil efendim.
Tu vois? Tu es en sécurité. Et il n'y a rien dont tu devrais te préoccuper.
Gördüğün gibi, güvendesin ve endişelenecek hiçbir şeyin yok.
- N'y va pas. - Vous êtes en sécurité.
- Gitmeyin!
- Vous êtes en sécurité.
- Bir şeyin yok. Güvendesin, bir şeyin yok.
Voir l'armée développer des machines comme celle-ci les soldats pourraient conduire et rester en sécurité.
T96 askeri taarruz aracı. Askeriye, böyle uzaktan kullanılabilen araçları sırf piyadeler güvende olsun ve hayatta kalabilsin diye üretiyor.
Vous êtes en sécurité ici.
İçeride güvendesiniz.
Parce que tous ce que vous avez valeur ou non, tout ça... Votre avion, vos agents de sécurité et vous sont encore sur cette terre à grâce à lui.
Senin için önemli olsa da olmasa da ; tüm bunlar uçağın olsun, güvenliğin olsun ve sen oğlumun hatrına şu an hayattasınız.
Nous avons une brèche de sécurité dans la soute.
Kargo bölümünde güvenlik zaafiyeti var.
Elena, je te promets de garder notre fils en toute sécurité.
Elena, oğlumuzu daima güvende tutacağıma söz veriyorum.
Le département de la Défense envoyait des avions bourrés d'armes aux forces de sécurité afghanes, mais des milliers disparaissaient.
Tamamen şansa. Savunma bakanlığı ağzına kadar silah dolu bir uçağı Afgan güvenlik güçlerine taşırken kaybetti.
Haute sécurité d'abord.
Yüksek güvenlikliler önce!
plus on est nombreux, plus on est en sécurité.
Çünkü burada güvenliğin bir bedeli var.
Bon, chez lui, tu seras en sécurité jusqu'à demain.
Pekâlâ, yarına kadar orada güvende olacaksın.
Helga t'aime. Tu es en sécurité là-bas.
Helga seni seviyor, orada emniyettesin.
Chichester est leur fou. Le roi est en sécurité. Delaney est un cavalier et Prinny est leur reine.
Chichester filleri, Kral emniyette Delaney bir at ve Prinny de kraliçeleri.
Écris ton rapport... il le protègera et te gardera en sécurité.
İfadeni yaz. Atticus hem ifadeni hem de seni güvende tutar.
En sécurité?
Güvende. Güvende.
Maintenant, rentre chez Helga... tu n'es pas en sécurité ici.
Şimdi eve, Helga'nın yanına git. Çünkü burada güvende değilsin.
Ils ont conclu qu'il n'existait aucune preuve crédible, et donc que rien ne menaçait la sécurité nationale.
Hiçbir muteber kanıt olmadığına ve bu sebeple de ulusal güvenlik adına bir tehlike arz etmediğine hükmettiler.
FORCE INTERNATIONALE D'ASSISTANCE À LA SÉCURITÉ
ULUSLARARASI GÜVENLİK GÜCÜ
Il a une habilitation de sécurité?
Güvenlik izni var mı?