Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Times
Times Çeviri Türkçe
2,415 parallel translation
- De New York?
- New York Times mi?
- Non, de Pétaouchnok.
- Hayır Güney Podunk times.
Oui, le New York Times.
Evet pardon. Tabi ki New York Times.
Vous n'avez aucun contact avec des journalistes du Times?
Times haber masasında da tanıdığınız birileri yoktur herhalde değil mi?
Times!
Times!
Juli ne s'est pas retrouvée dans The Mayfield Times à cause de son génie.
Juli, sekizinci sınıf dehası olduğu için Mayfield Times'a çıkmamıştı.
Andre et toi êtes finalistes du New York Times.
Bu da Andre. Siz ikiniz New York Times'ın en saygın temsilcilerisiniz.
J'ai une boîte comme ça remplie de National Geographic et de pages Voyages du Times.
Benim de böyle bir kutum var, tek farkı içi National Geographic ve The Times'ın gezi kısımlarıyla dolu olması.
À Times Square?
Times Meydanı'nda mı?
Je suis à Times Square.
Ben de şu an Times Meydanı'ndayım.
Tu en as entendu parler où? Dans le New York Times?
Sen biliyor musun?
Le bureau du vice-président a divulgué l'info dans la presse.
... ekipmanların kapasitesinin güçlendirilmesi gerekir. Özellikle de alüminyum tüpler. New York Times'da bu sabah bir haber vardı.
Andrew Card a dit au Financial Times qu'ils allaient envoyer les bulldozers à Joe Wilson.
Andy Karl, Financial Times'a "Joe Wilson'ın üstüne buldozerlerle geliyorlar." dedi. Tırnak içinde : "Buldozer".
Parler à la presse, écrire dans le New York Times?
Senin gibi gazetelere mi gideyim? New York Times'a röportaj mı vereyim?
L'unique raison pour laquelle tu me traitais si bien, c'est que je travaillais pour le Times et non parce que je suis ton amie.
Bana iyi davranmanın tek nedeni, New York Times'ta çalışıyor olmam.
On a pu être publié dans le Times.
N.Y. Times'ta yerimiz hazır.
Elle peut lire le New York Times à dix pâtés de maison. Laissez la continuer.
New York Times'ı on blok öteden okuyabiliyor, bırak da bitirsin.
Les A's sont en couv du New York Times.
A, New York Times'ın manşetinde.
J'ai vu une annonce dans le Times d'un notaire du nom de Briggs qui cherche une Jane Eyre.
The Times'ta Briggs adlı bir avukat tarafından verilmiş bir ilân gördüm Jane Eyre diye birini arıyor.
On dirait le jour de la victoire à Times Square!
Bryan, ses sanki Times Square'daki VJ Day gibi geliyor.
C'était dans le Times et le Post.
Times ve Post'a çıktın yine.
David Norris, en campagne depuis deux jours dans la région de Tri-Lakes, a reçu de bonnes nouvelles hier avec le dernier sondage du New York Times qui le place 16 points devant son adversaire, moins d'un mois avant l'élection.
Son iki gündür Üç Göller bölgesinde kampanyasını sürdüren David Norris, dün, son New York Times anketinden olumlu haberler aldı. Ankete göre Norris, seçimlere bir aydan az süre kala, rakibine karşı yarışı % 16 önde götürüyor.
Aye, le Angling Times, Trout and Salmon, Coarse Fishing Monthly, Bassmania.
"Evet", "Avlanma Zamanı", "Alabalık ve Somon" "Büyük Balık Avcılığı", "Levrek Çılgınlığı."
Ca sors... Je verrais tous les secrets de ta vie dans les gros titres du "New York Times"
Sen, bu olay ortaya çıkarsa Jonathan gizli hayatının New York Times gazetesinin manşetinde yayınlandığını göreceğim.
Le journal "New York Times" l'annonçait comme étant "L'étude la plus vaste et la plus détaillée jamais entreprise sur la relation entre l'alimentation et les risques de développement de maladies." Le Dr.
New York Times bunu beslenme ve hastalık geliştirme riski arasındaki bağlantıyı inceleyen en geniş kapsamlı çalışma olarak adlandırdı.
Esselstyn effectuait un petit mais important changement dans le régime alimentaire de ses patients. Ensuite, le Dr.
1990'da, Doktor Campbell'in Çin çalışmasının New York Times'daki incelemesini okuduğunda başladı.
Bonjour, ici Ryan Seacrest en direct de New York... où les fêtards s'apprêtent déjà à rejoindre Times Square.
Günaydın, ben Ryan Seacrest. New York'tan bildiriyorum. Eğlence arayanlar, şimdiden Times Meydanı'na doluşmaya başladı.
Je suis avec Claire Morgan, la nouvelle vice-présidente de Times Square Alliance.
Times Meydanı Derneği yeni başkan yardımcısı Claire Morgan yanımda.
Je sais qu'il est à une fête, mais c'est Times Square.
Bir partide şarkı söyleyecek tamam ama bu Times Meydanı!
Le toit offre une vue magnifique sur le compte à rebours du Nouvel an de Times Square.
Times Meydanı'ndaki Yılbaşı Küresi çatıdan harika görünüyor.
Maman, je voudrais aller à Times Square pour voir le compte à rebours.
Anne, küreyi izlemek için Times Meydanı'na gitmek istiyorum.
C'est juste... Ça me dérange de te laisser toute seule à Time Square, en pleine nuit.
Times Meydanı'nda seni yalnız bırakacak kadar rahat değilim.
Brady Finley à Times Square.
Times Meydanı'ndan Brady Finley.
La descente de la boule à Times Square existe depuis 1907.
1907'den beri Times Meydanı'nda küre bırakılır.
Je ne veux pas qu'Hailey... passe la soirée à Times Square sans surveillance.
Hailey'in bu gece Times Meydanı'nda gözetimsiz kalmasına içim el vermiyor.
Il est 18h00 à Times Square.
Times Meydanı'nda saat 18.00.
Êtes-vous prêt à voir la boule de Times Square tout en haut?
Times Meydanı küresinin çekilmesini izlemeye hazır mısınız?
Nous sommes en présence de quelques membres du Times Square Alliance... alors qu'ils se préparent à remonter la boule.
Times Meydanı Derneği'nin bazı üyeleri bize katıldı. Bu geceki küre etkinliğine hazırlanıyorlar.
L'anxiété se fait sentir sur Times Square..
Times Meydanı'nda endişe dorukta.
Bonjour, je suis Claire Morgan du Times Square Alliance... comme vous pouvez le voir... la boule a stoppé son ascension à la moitié du chemin.
Merhaba, Ben Times Meydanı Derneği'nden Claire Morgan ve gördüğünüz gibi küre yarı yolda takıldı kaldı.
Alors, Jensen joue à Times Square?
Jensen cidden Times Meydanı'nda çalacak mı?
Mais le président du Times Square Alliance voudrait te parler.
Times Meydanı Derneği'nin başkanı konuşmak istiyor.
Ou vous entendrez parler du nouveau vice-président du Times Square Alliance.
Yoksa Times Meydanı Derneği'nin yeni başkan yardımcısını tanıtırım.
Les gars regardent tous Times Square à la télé.
Çocuklar televizyondan Times Meydanı'nı izliyor.
Si tu es ici, qui est à Times Square?
Sen buradaysan, Times Meydanı'nda kim var?
- Parti pour Times Square il y a 10 min.
10 dakika önce Times Meydanı'na doğru yola çıkmışlar.
Points de contrôle et barrages sur Times Square! Envoyez les hélicos.
Times Meydanı'nda arama noktaları ve barikatler istiyorum.
But how many times will it take
* Ama kaç defa denemek gerekir *
How many times will it take for me
* Kaç defa denemem gerekecek *
Le Times est à 150 km. Excuse-moi, mais pourquoi toi?
Eğer hikayesinin ilk sayfalarda haber olmasını isteydi bu şehirde bir düzineden daha aktif yazar varken The Times gazetesi yüz milden daha yakın bir mesafedeyken neden onlara değil de sana gelsin?
Après avoir lu une critique très positive dans le journal "New York Times" sur l'étude réalisée par le Dr.
Çalışmasının beş yılı boyunca Esselstyn hastalarının menüsünde küçük ama önemli bir değişiklik yaptı.