English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Toulouse

Toulouse Çeviri Türkçe

105 parallel translation
Sa palette est craquelée, ses pinceaux desséchés, cependant le génie de Henri de Toulouse-Lautrec est aussi frais et vivant que le jour où il les posa.
Paleti kalıp gibi olmuş, fırçaları kurumuştu. Yine de Henri de Toulouse-Lautrec'in dehası, onları tuvale aktardığı günkü kadar taze ve canlıydı.
Devant vous, pendant un court instant, ils vont être remis entre ses mains. Toulouse-Lautrec, son Paris bien-aimé et son époque vont revivre.
Burada, kısa bir süre için, onun ellerinin, sevdiği şehrin ve yaşadığı zamanın yeniden canlanmasını sağlayacaklar.
Raymond, quatrième comte de Toulouse, conduisit les Croisés contre les Turcs à Jérusalem.
Raymond, dördüncü Toulouse lorduydu. Kudüs'e giden haçlı şövalyesiydi ve kutsal lahti Türklerden kurtarmıştı.
Nous avons été ducs d'Aquitaine, comtes de Rouergue, de Quercy, d'Albi, marquis de Narbonne, vicomtes de Lautrec, mais surtout, nous sommes et serons toujours comtes de Toulouse.
Biz Aquitaine dükleriydik. Louergue, Gercy ve Albi kontlarıydık. Narbonne ve Gothea'nın markileriydik.
Vous êtes M. de Toulouse-Lautrec?
- Mösyö Toulouse-Lautrec'siniz değil mi?
Toulouse comment?
- Mösyö Toulouse gibi bir şey mi?
Vous êtes de Toulouse?
Sen Toulouse'lu musun?
Toulouse...
Toulouse?
Tu es gentil, Toulouse.
Çok hoşsun Toulouse.
Es-tu déjà allé rue Mouffetard?
Sen hiç Rue Mouffetard'a gittin mi Toulouse?
Tu es trop bon, Toulouse! Je serai encore plus gentille avec toi, tu verras.
Bana karşı çok iyisin Toulouse... ve ben sana her zamankinden iyi davranacağım, görürsün.
Touche-le, Toulouse.
Şuna dokunsana Toulouse.
Dis donc, tu ne m'as pas achetée avec tes cent francs!
Kendine hakim ol Toulouse! O 100 frankla beni satın almadın.
A bientôt, Toulouse.
Hoşça kal Toulouse.
Je ne mens jamais. Sauf quelquefois à la police.
Ben yalan söylemem Toulouse, sadece bazen polise söylerim.
J'essaierai.
Deneyeceğim Toulouse.
Tu as raison. Mon père n'était pas comte.
Evet doğru Toulouse, benim babam bir Kont değildi.
Tu ne chanteras pas demain matin.
Elveda Toulouse, yarın sabah şarkı söyleyemeyeceksin.
Si tu veux que je pose, je ne te ferai rien payer.
Sana poz vermemi ister misin Toulouse? Senden ücret de istemeyeceğim.
Je ne reviendrai pas!
Bir daha gelmeyeceğim Toulouse.
Pour me dire qu'un Toulouse ne doit pas aimer une telle fille?
Toulouse Kontunun böyle bir kıza aşık olamayacağını söylemesi için mi?
Il me donnera ce que je voudrai.
İstediğim her şeyi verecek, değil mi Toulouse?
Ça n'a pas d'importance pour lui. Il a des millions.
Onun için hiç fark etmez, çünkü milyonları var, değil mi Toulouse?
Bonsoir, M. Toulouse-Lautrec.
İyi akşamlar Mösyö Toulouse-Lautrec.
Tu mériterais le fouet pour barbouiller notre nom sur les murs.
Toulouse adını Paris'teki tüm ilanlara astırdığın için, seni kırbaçlatmam gerekir.
Toulouse-Lautrec. Un de mes petits hommes préférés.
Toulouse Lautrec, en sevdiğim kısa boylu adamlardandır.
Il ne t'a pas dit qu'il a achete le grand Toulouse-Lautrec de la collection Bonnet?
Bonnet koleksiyonunun şahane Toulouse-Lautrec'ini satın aldığını söylemedi mi sana?
Toulouse-Lautrec, Le Divan.
Toulouse-Lautrec, Le Divan.
Bourbon et Toulouse, La Nouvelle-Orléans. Louisiane. "
Bourbon, Toulouse, New Orleans, Louisiana. "
- Il est vraiment très gentil, il m'a obtenu un cabinet à Toulouse, une affaire très intéressante.
Çok hoş ya. Benim için Toulouse'da bir şeyler ayarlamış. Gayet cazip bir teklif.
- J'étais à Toulouse hier et avant-hier.
Düne kadar Toulouse'daydım.
J'étais avec elle pour un voyage de reconnaissance.
Toulouse'a onunla birlikte gittim.
Et vous, à Toulouse?
Sen Toulouse'a geliyor musun?
Toulouse le paye et je vais le payer plus!
Toulouse ona para ödüyor, ben daha çok öderdim.
- Perrache vient d'arriver chez Toulouse.
Perrache, Toulouse'un bürosuna vardı, efendim.
Toulouse affirme :
Toulouse dedi ki :
Elle me prend pour Toulouse-Lautrec?
Cüce Toulouse-Lautrec mi?
En un mot.
Fransa'saki Toulouse gibi.
Moi, je vais téléphoner de nouveau à Toulouse.
Yine Toulouse'u arayacağım.
Je suis M. Lautrec, Peintre plutôt beau mec
" Benim adım Toulouse-Lautrec, Yakışıklı hurda bir erkek,
J'aime bien Toulouse-Lautrec.
Toulouse-Lautrec hoşuma gitti.
Au milieu du siècle dernier, un libraire de la banlieue de Toulouse avait l'habitude de visiter cette grotte, et comme passe-temps, il y cherchait des os et des outils préhistoriques.
Son yüzyılın ortasında, Toulese şehrinden bir kitapçı bu mağarayı ziyaret etti, ve hobi olarak etrafı kemikler ve tarih öncesi kalıntıların delili olarak kazdı.
Permettez-moi de vous présenter...
Matmazel Denise de Frontenac, bu Mösyö Henri de Toulouse-Lautrec.
Ni maintenant, ni jamais.
Toulouse, gerçekten yok.
Pardonne-moi, Toulouse.
Affet beni Toulouse.
Laisse-moi entrer, Toulouse!
Toulouse, beni içeri al Toulouse.
Laisse-moi entrer!
Toulouse, Toulouse, bırak gireyim.
Ne sois pas méchant avec moi.
Lütfen Toulouse, bana böyle kötülük yapma.
C'est un excellent peintre. - Je suis prise samedi.
Toulouse Lautrec, muhteşem bir ressamdı.
Ne me ratez pas le moment ou Toulouse le contactera.
Sürekli dinleyin. Toulouse, onunla iletişime geçtiğinde kaçırmayın.
La saucisse de Toulouse
"İstemiyorsanız sosisimin tadına bakmasını"

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]