English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Trenton

Trenton Çeviri Türkçe

242 parallel translation
"Fais attention aux indiens dans l'Ouest du côté de Trenton."
Trenton civarında batıdan ayrılırken Kızılderililere dikkat et.
- Que vous deviez être à Trenton.
Şimdiden Trenton'a varmışsınızdır.
16 ans après son premier mariage, 15 jours après son divorce, Kane épousait Susan Alexander, une chanteuse d'opéra de Trenton, dans le New Jersey.
İlk evliliğinden 16 yıl ve ilk boşanmasından da iki hafta sonra Kane şarkıcı Susan Alexander'la Trenton, New Jersey belediye sarayında evlendi.
Oui. A Trenton... New Jersey.
Evet, Trenton, New Jersey.
Trenton, pas de Fenton...
Trenton oteli, Fenton değil...
Barbara Jean Trenton. Son univers est une salle de projection. Ses rêves sont faits de pellicule.
Tüm hayatı bir projeksiyon odasından ibaret ve düşleri film şeridinden mamul olan Barbara Jean Trenton.
Barbara Jean Trenton, accidentée par ces années enfuies qui l'ont laissée étendue sur le pavé. Elle tente désespérément de rattraper sa gloire évadée.
Yılların vurup kaçtığı, kaldırımda oturmuş, çaresizce uçup giden şöhretin plakasını almaya çalışan Barbara Jean Trenton.
Je vous apporte un en-cas, Mlle Trenton.
Atıştırmalık bir şeyler getirdim, Bayan Trenton.
- Bonjour. - Mlle Trenton est là?
- Bayan Trenton içeride mi?
- Oui. L'acteur qui a joué avec mademoiselle?
- Bayan Trenton'la birlikte oynayan mı?
Mademoiselle Trenton?
Bayan Trenton?
Pour les désirs qui deviennent réalité, pour l'étrange force mystique de l'être humain, capable de prendre un rêve et lui donner sa propre dimension, pour Barbara Jean Trenton, reine du cinéma d'un autre temps
Gerçekleşen dileklere... Hasret dolu bir düşe kendisine has bir boyut katabilen insanoğlunun, garip ve mistik kuvvetine...
qui a métamorphosé le tombeau d'un écran vide en un monde bien à elle.
Boş bir projeksiyon perdesindeki boş mezarı kendisine özel bir dünyaya çeviren, bir devrin film yıldızı Barbara Jean Trenton'a...
- Non, de Trenton.
- Hayır, Trentonlu'yum.
Trenton, New Jersey, U.S.A. Mes parents sont de Calamo.
Trenton, New Jersey, ABD. Atalarım Calamo'dan gelmişler.
Trenton.
Trenton.
- C'est dans le New Jersey.
- Evet, Trenton New Jersey'dedir.
Départ pour Trenton dans 5 minutes.
Trenton seferini yapacak olan otobüs beş dakika içinde kalkacaktır.
Non, on n'a pas ça dans le New Jersey.
Sen nereden geliyorsun? Trenton, New Jersey.
Mme Trenton.
Günaydın, Bayan Trenton.
Je m'appelle Vic Trenton.
Ben Vic Trenton.
- Où est la voiture de votre femme?
- Karınızın arabası nerede, Bay Trenton?
- Trenton est dans quelle direction?
Trenton hangi yönde?
C'est la même ruelle où on a trouvé ce psy de Trenton.
Trenton'dan psikiyatristi buldukları yerde orası.
Trenton, Newark, la route jusqu'à Boston.
Trenton, Newark, 7 numara boyunca...
M. Trenton... s'il vous plaît.
Bay Trenton siz arar mısınız?
Le train No 179 à destination de Washington D.C., desservira les gares de Newark, Menlo Park, Philadelphie, Aberdeen et Baltimore.
Washington D.C.'ye gidecek 179 numaralı tren... Newark, menlo Park, Trenton, Philadelphia, Aberdeen ve Baltimore'a da uğrayacaktır.
Il a été retrouvé à la décharge de Trenton. "
Cesedi Trenton şehrindeki boş arazide bulundu. "
La police de Trenton a dû traiter cette affaire.
Bu vaka Trenton P.D. tarafından incelendi.
Trenton, New Jersey.
Trenton, New Jersey'de.
Ce qui y brûle est aussi polluant qu'à Trenton.
Orada yanan şey zehirli.
Ils viennent de Trenton, ils en ont pour 1 h 30 avec l'orage.
Trenton'dan gelecekler. Bu fırtına ile belki bir, bir buçuk saat.
L'archevêque du diocèse de Trenton a contesté la décision de l'Etat... de débrancher son système de maintenance vitale... et demandé à tous les catholiques de notre pays... de se joindre à une manifestation contre l'euthanasie.
Trenton Kilisesi eyaletin zavallı adamı hayat destek sisteminden çıkartmasına karşı gelmektedir. Tüm ülkedeki Katolikler ötanaziye karşı protestoya katılmaktadırlar.
Il a reçu les parents d'élèves, hier, et a planifié une sortie scolaire. La visite d'une boulangerie française.
Oğlunuz dün bir veli toplantısı yapmış... ve Trenton'daki bir Fransız fırınına... sınıf gezisi düzenlemeyi planlıyormuş.
Trenton, Secaucus, Fort Lee, Passaic...
Trenton, Seacucus, Fort Lee, Passaic... - Berbat yerler!
Entre la 6e et Trenton.
6. ve Trenton'ın köşesinde bir yerde.
Centre pédagogique de Trenton.
Trenton Devlet Üniversitesi.
- 34, Trenton Place.
Trenton Mevkisi 34 numara.
Carl Heeley, il a grandi dans une caravane à Trenton, est arrivé à Philadelphie à 18 ans. Il était agent de sécurité à l'institut Franklin de 92 à 98.
Carl Heeley, Bir Karavan Kampında büyümüş 18 yaşında Philly'ye gelmiş,'92den'98e Franklin Entitüsünde güvenlik görevlisiymiş.
Je suis sûr que cette magie va vous suivre... jusqu'à Trenton.
Şey... Eminim sihir sizi Trenton'a kadar takip edecektir.
Vous allez retourner au casino, Retrouver votre mari... et vous lui parlerez de l'excellent massage que vous avez reçu... et de la joie que vous éprouvez d'être sa femme. Et demain, vous partirez à Trenton... où vous resterez mariée à lui pour au moins- -
Kumarhaneye inip, kocanı bulacaksın ve ona, muhteşem bir masaj yaptırdığını ve onunla evlendiğin için ne kadar mutlu olduğunu söyleyeceksin ve yarın Trenton'a geri döneceksin ve onunla evli kalacaksın, en azından...
J'apprécie que vous me teniez informé de la situation.
Doktor Trenton, bu durumdan beni haberdar ettiğiniz için teşekkürler.
Qui a été tiré des pages criminelles d'un hebdomadaire de Trenton.
Trenton'daki haftalık gazetenin suç sayfasından bir yazı.
Quand j'ai vu l'article qui parlait de cet enlèvement à Trenton, je me suis rappelé ce que le garde du parc avait dit.
Trenton kaçırılması hakkındaki haberi gördüğümde parktaki adamın dediklerini hatırladım.
Dernier contact, Trenton, New Jersey.
En son görüldüğü yer, Trenton, New Jersey.
Ça s'est fait à Trenton.
Trenton'da yapılan bir karşılaşmaydı.
C'est une chose de commencer ici, mais se refaire à Trenton!
Buradan başlamak bir şeydir ama Trenton'a tırmanamazsın.
Et si c'est moi qui l'avais découvert? Est-ce qu'il y a pensé? Saviez-vous ce qu'il projetait? C'était évident qu'il y pensait.
Bunu yapmayı planladığını biliyor muydunuz? Aklında olduğu epey açık. Bacağını askıya alıp, Trenton'daki şu rehabilitasyon merkezine gider ve rol yapardı.
Mademoiselle Trenton?
Bayan Trenton.
Faut que je retourne dans le New Jersey.
Trenton'a geri dönmek istiyorum, Lanet New Jersey den.
Pas d'incident comme à Trenton.
Trenton olayının tekrarlanmasını istemem.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]