Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Turning
Turning Çeviri Türkçe
40 parallel translation
Il interprétait "Let the Great Big World Keep Turning". Je lui donnai une pièce et me rendis chez Kardomah.
"Dönsün Koca Dünya" çalıyordu adama altı peni verip Kardomah'a yemeğe gittim.
Elle est dans un motel.
Bir moteldeymiş. Bay Turning'in moteli.
- Pour l'avoir blessée chez Preston - ça m'excite à mort.
- That's for hurting her at the party! - This is really turning me on.
Alors tu ne m'emmèneras pas voir "The Turning Point".
O zaman beni The Turning Point'e götüremeyecek misin?
C'est "The Turning Point"!
The Turning Point bu!
"Big wheels keep on turning"
"Koca tekerler devam ediyor dönmeye"
- Pourquoi why are you turning in Tio's stash? - C'est pas la coke de Tio.
- Neden Tio'nun malını teslim ettin?
Je prends à droite, à 90 °.
Turning right at O two four niner.
# Till the earth stops turning?
# Dünya durana kadar?
His world will go on turning
* hayatı devam * Gözlerimi oyacağım. * edecek. * Lütfen sterilize ol.
Big wheel keep on turning the Proud Mary keep on burning
* Buharlı geminin çarkları dönüyor * * Gururlu Mary yoluna devam ediyor *
Il n'en a aucun. Mais le numéro d'Arlette Turling est toujours actif.
Onun yoktu ama Arlette Turning'in numarası hâlâ kullanımda.
Il n'en a aucun. Mais le numéro d'Arlette est toujours actif.
Onun yoktu ama Arlette Turning'in numarası hâlâ kullanımda.
Stuck, still no turning back
* Vurdu, imkanı yok kaçmaya *
I can t keep up with your turning tables
* Takip edemiyorum fikir değiştirmeni *
To turning tables
* Fikir değiştirmelere *
Turning tables
* Fikir değiştirmelere *
♪ Will start turning ♪
♪ dönmeye başlayacak ♪
It looks like my fortunes are turning.
Şansım geri dönüyor sanırım.
♪ Turning and returning to some secret place inside... ♪ applaudissement du public
* Tekrar, tekrar dönerim kalbimdeki bu gizli yere * * İzlerim yavaş çekim gibi *
♪ Oh, the wheel in the sky keeps on turning... ♪
â ™ ª Gökyüzündeki tekerlek dönmeye devam ediyor... â ™ ª
Gwen Turning.
- Gwen Turning.
C'est marrant alors, parce que Gwen Turning semble penser que vous étiez amis.
O halde Gwen Turning'in sizin arkadaş olduğunuzu söylemesi çok tuhaf.
Gwen Turning a dit que Kate Jordan et Clancy étaient amis, ok?
Dinle, Gwen Turning Kate Jordan ve Clancy'nin arkadaş olduğunu söyledi, değil mi?
There's no turning back
* Geri dönüş yok *
- There's no turning back now
* Artık vazgeçemeyiz *
Transfert sur écran principal.
Turning on the main monitor.
l'll believe when the walls stop turning
# Hep birlikteyiz #
♪ You're turning heads ♪ ♪ When you walk through the door ♪
Dikkatleri üzerine çekiyorsun kapıdan girdiğin zaman.
♪ And turning away ♪ ♪ When I look in your eyes ♪
Ve gözlerine baktığımda bakışlarını başka yöne çeviriyorsun.
♪ It was always burning since the world s been turning ♪
Dünya döndüğünden beri alev alıyordu...
L'adresse de livraison est 34 Turning Leaf Lane. - Les rues perpendiculaires...
- Teslimat adresi 34 Turning Leaf Kulvarı...
♪ Je fais des trucs avec mon corps ♪ ♪ Que aucun être humain devrait être capable de faire ♪ ♪ Comme mettre ma tête derrière mes chevilles ♪
â ª I do stuff with my body â ª â ª That no human should be able to do â ª â ª Like putting my face behind my knees â ª â ª Turning my hand into a shoe â ª
Affichage sur le moniteur principal.
Turning on the main monitor.
Comment va-t-elle?
Bay Turning mi? İyi mi?
- Tu as vu Le Tournant de la vie?
"Turning Point" i izledin mi? - Hayır.
Turning
* Değiştirmelere *