English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Ugh

Ugh Çeviri Türkçe

813 parallel translation
On dit que sa sœur, Miss Elizabeth, a de l'esprit.
Ya kız kardeşi Bayan Elizabeth? Herkes çok kıvrak bir zekası olduğunu söylüyor. Ugh!
- Pourquoi dit-il "hugh"?
İlk kez ne zaman, "Ugh" dedi?
Pourquoi il a dit "hugh"
"Ugh" ne zaman dedi?
II mourut en criant "hugh" Quand il découvrit sa belle-mère
Delikanlı dedi : "Ugh", kaynanayı görünce.
La barbe!
Ugh!
Vas-y, Luke.
Haydi, Luke. Ugh!
Maintenant.
Şimdi. Ugh!
Du chou farci.
Ugh.
Pouah!
Ugh!
Ugh!
Iyy!
- Ugh, je suis Roby et toi vendredi.
Ama hayır! Ben Robi, Cuma!
- Ugh, je suis Roby et toi vendredi.
Saçma! Ben Robi, Cuma değilim.
Hugh!
Ugh!
- Papa dit...
- Baba dedi... ugh!
Si t'as de l'argent, chéri, la pince à linge, ça sera cadeau.
Eğer parayı ayarlayamazsan, tatlım, Burnunu dağıtırım. - Ugh!
Ne t'en fais pas, beauté.
Ugh! Merak etme, güzelim.
- Ugh, quel bordel!
Iyy, ne pislik!
La puanteur de carcasses fumées. Ugh!
Tütsülenmiş leş kokusu.
Allons nous coucher.
Hadi gidelim Ugh.
- Je sens que je vais m'évanouir ou vomir.
Ugh! Kendimi bayılacak ya da kusacak gibi hissediyorum.
Ugh, je peux pas manger ça, je vais être malade.
Yiyemem. Midemi bulandıracak.
Du sang!
Kan! Ugh!
And then I went out with the Wolf Man. Ugh.
Ve sonra Kurt Adam'la dışarı çıktım.
Il veut que je parle comme dans les livres : "Ugh!"
Benden "Ugh, beyaz adam" falan dememi istedi.
Lloyd, avez-vous pardonné Caroline pour sa liaison?
Ugh. Lloyd, Caroline'i seni aldattığı için affettin mi?
Quel gâchis.
- Ugh! Ne dram.
- Allez, ouvre-moi.
Ugh! - Hadi kızım, izin ver.
Ugh, vous mangé du maïs, hein?
Ne yemişsin öyle?
Je te poursuivrai toute la journée.
Ugh!
Regardez ces types.
Ugh. Şu adamlara bak.
"250 grammes de glycoprotéines, composées de 53 % de polypeptides, et de 26 % de féculent végétal."
Yüzde 53'ü Protein sentezi olan 250 gram glycoprotein ve yüzde 26 lifli glisojen... Ugh!
- Ugh.
- Ugh. Yuch.
Vous le finissez, votre hot-dog?
O sosis ekmegi bitirecekmisin, Jimmy? Ugh!
- Beurk.
- Ugh. - Evet.
Il est bien le vôtre.
Ben seninkini beğeniyorum. Ugh!
Michael, faisons dégringoler leurs actions et piquons leur assez de pognon pour se tirer et ne plus jamais avoir à travailler.
Ugh. Michael, bu payı düşürmeliyiz... ve oradan yeterli parayı kaçırabilmeliyiz ki... bir daha bölmelerde hiç oturmak zorunda kalmayalım.
Nous vivons dans une société profondément patriarcale dans lequel les femmes sont injustement jugées par... ugh.
Çok köklü ataerkil bir toplumda yaşıyoruz. Ve bu toplumda kadınlara önyargılı yaklaşılıyor.
Ugh, ce mot.
Bütçe. Bu kelimeden iğreniyorum.
Geronimo, hé ho, on y va. - Hé ho.
- Geronimo, ugh, hadi gidelim.
Hé ho... Geronimo.
Ugh, Geronimo'ymuş.
Hof, sortir ou un truc comme çà.
Ugh, bayılsam iyi olur.
Second, troisième.
- İkici avukat, üçüncü avukat.-Ugh...
Il s'appelait Ugh et marchait à quatre pattes.
Adı Arc'tı ve dört ayak üstünde yürürdü.
- Ugh!
- Ugh!
- Ugh.
- Ugh.
Mais ici, il fait trop chaud. Ugh!
Ama burasi sadece... cok sicak.
Ugh, Tae-hie.
Of, Taehee
Ugh! Des hamburgers! Des steaks!
Hamburgerler, biftekler, sucuklar ve yol kenarlarında satılan sosisliler.
Ugh!
Ugh, beyaz adam!
Hé ho, hé ho...
- Ugh, ugh.
Silence!
Ugh... uh, kes şunu!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]