English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Veritas

Veritas Çeviri Türkçe

110 parallel translation
- Veritas et probitas super omnia.
- Veritas et probitas super omnia.
Combien de fois m'a-t-il raccompagnée à ma porte, s'est-il penché pour me baiser la main et me dire : "Rebel... veritas et probitas... super omnia."
Beni ne zaman kapıma kadar getirdiyse, eğilip elimi öptü ve bu cümleyi söyledi. "Veritas et probitas... super omnia."
Veritas et probitas super omnia.
Veritas et probitas super omnia.
"VERITAS"
"GERÇEKTE GÜZELLİK YOK MU?"
Et on ne dit pas "vino veritas", mais "in vino veritas".
Vino veritaz değil. En vino veritaz.
"In vino veritas".
En vino veritaz. En vino veritaz.
"In vino veritas", "être soûl dedans".
- Sarhoşluk içinde olmak.
Veritas.
HARVARD Veritas.
Je jette un sort de grand amour : Amas Veritas.
Gerçek bir aşk büyüsü yapıyorum ismi Amas Veritas.
Et la vérité sort de la bouche des enfants...
Bak sana ne diyeceğim. Il nino veritas.
On dit en latin : In vino veritas.
Latince'de şöyle derler :
Le vin fait dire la vérité.
In vino veritas.
Par les pouvoirs qui me sont conférés et en tant que capitaine... de l'Amore Veritas... je vous déclare mari et femme.
California Eyaletinin bana verdiği yetkiyle... ve Gerçek Aşk gemisinin kaptanı olarak sizi karı koca ilan ediyorum.
Tu sais, c'est pas in vino veritas.
Biliyor musun, "in vino veritas" değil.
Mais in Eros veritas.
Aslında "in erros veritas".
Vous savez... In vino veritas.
Hani derler ya "şarap, gerçekleri döktürür."
- Veritas in vino. Tu vois ce que je veux dire?
"Şarapta hakikat vardır", ne demek istediğimi anlıyor musun?
Veritas in vino.
Şarapta hakikat vardır.
Veritas, c'est quoi?
"Gerçek", nedir?
D'après son journal, le groupe formait une société secrète :
Günlüğünde yazılana göre bu aileler gizli bir gruba üyeydi. Veritas.
Veritas, c'est vrai, notre club d'astronomie.
Veritas... evet bizim astronomi kulübümüz.
Ils se faisaient appeler "Veritas".
Kendilerine "Veritas" diyorlardı.
Patricia m'a dit qu'il s'agissait du symbole de "Veritas", mais elle ne m'a pas raconté toute l'histoire.
Patricia bunun Veritas'ın sembolü olduğunu söyledi. Ama tüm hikayeyi anlatmadı.
Elle m'a parlé des meurtres autour de Veritas.
Bana bu Veritas cinayetlerinde bahsetti.
Smallville - 7x15 - Veritas
Bölüm : 15 "Veritas"
Toutes ces chasses au trésor, ces excavations de grottes, et le secret de Veritas était plus près que je ne le pensais.
Tüm dünyadaki hazine arayışları ve mağara kazıları ama Veritas'ın sırrı sandığımdan daha da yakındaymış.
Mais je croyais que vous n'aviez appris pour Veritas que très récemment.
Veritas'ın ne olduğunu daha yeni öğrendiğini sanıyordum.
Veritas...
Veritas.
Bien avant l'union de nos familles, des hommes sont morts pour protéger le secret de Veritas.
Ailelerimiz birleşmeden önce bir adam Veritas'ın sırrını korumak için öldü.
Un autre membre du clan Veritas éliminé.
Veritas klanının bir üyesi daha susturuldu.
Je sais qu'il rejetait les soupçons vers Lex lorsque tu avais été capturé, mais rien que j'ai trouvé ne révèle de liens entre Lex et le clan Veritas, à part son père.
Biliyorum senin hapsedilmenle ilgili tüm suçu Lex'e attı ama Lex ile Veritas arasında babasından başka hiçbir bağlantı yok.
Après avoir décimé son père et le reste de Veritas, je suis censée vous croire parce que...?
Babasını ve geri kalan Veritas üyelerini öldürdükten sonra sana inanmamı nasıl beklersin?
Où as-tu déjà retrouvé ce voyageur que toi et les autres moins chanceux membres de Veritas recherchiez?
Yoksa makus talihli diğer Veritas üyelerinin aradığı Gezgin'i buldun mu?
Tu étais là-bas pour rencontrer le voyageur que Veritas voulait protéger.
Veritas'ın korumak istediği Gezgin ile buluşmaya gelmiştin.
Tu as pu récupérer les clés de Veritas?
Veritas anahtarlarını Lex'den alabildin mi?
Veritas.
Veritas.
Mais Queen, Teague, Swann, Lionel... Tous les membres de Veritas sont morts.
Ama Queen, Teague, Swann, Lionel Veritas'ın tüm üyeleri öldü.
Le dernier survivant de Veritas.
Veritas'ın hayattaki son üyesi.
C'est Veritas qui m'a mis sur un piédestal. Ce n'est pas moi.
Beni tapınılacak bir şey yerine koyan Veritas'dı ben değildim.
Tous les membres de Veritas sont morts.
Veritas'ın tüm üyeleri öldü.
Vous avez laissé les secrets de Veritas tomber entre de mauvaises mains.
Sen Veritas'ın sırrının yanlış ellere geçmesini sağladın.
Parlez-moi donc de Veritas.
Özellikle de Veritas hakkında.
Le V dans les étoiles, ça a un rapport avec Veritas?
Camdaki yıldızlar. Veritas ile ilgili değil mi?
Pourquoi est-ce qu'à chaque fois que je parle de Veritas, les gens sont pris d'amnésie?
Neden Veritas ile ilgili bir şey söylediğimde insanlarda ani bir hafıza kaybı oluyor?
Veritas signifie aussi "vérité".
Veritas aynı zamanda "Gerçek" anlamına da gelir.
Kara est à la fois impitoyable, tétue, sûrement un peu psychotique, mais elle se trompe sur ton compte.
Dikkatsiz, inatçı, muhtemelen çıldırmış ama senin hakkında yanılıyor. Veritas'ı durdurmak için elinden gelenin fazlasını yaptın.
Je voulais te demander pour Dwight.
In Vino Veritas.
In vino veritas. Dans le vin, la vérité.
Katy'nin provadan sonra odaya geleceğini söylediğinden emin misin?
"Veritas lacet." "La vérité ment."
Veritas iacet. Hakikat Yatar.
Tu as fait tout ton possible pour arréter Veritas.
Bunu biliyorsun.
Arrivé à l'hôtel, je veux que tu les sortes que tu les défroisses et que tu les enfiles par-dessus cette saloperie de robe non toxique.
- İyi misin Lou? - Evet, iyiyim. Ağır bir In Vino Veritas anı yaşıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]