English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Vino

Vino Çeviri Türkçe

64 parallel translation
Bientôt, notre cher vieil ami... le rouge, rouge vino... le même partout... produit par la même firme... se mit à couler.
Sonra sevgili dostum kızıl, kızıl vino boşalıyordu her tarafta aynı aynı firmadan üretilmiş gibi akmaya başladı.
Un peu de vino.
Biraz vino.
Vino.
Vino!
Vino. - Señor.
- Şarap... vino.
- Du pinard.
- Vino.
Nous avons la réserve du patron, le Vino del Moro!
Kilise şarkımız var...
Où est le vin?
Vino? Vino nerede?
Elle répète : "El diablo vino por ellos." Le diable est venu les chercher.
Sürekli "El diablo vino por ellos" yani şeytanlar onun için geldi diyor.
C'est finito pour le vino.
Finito on the vino.
Viens. Allons fêter ça.
Gel, gidip eski vino'ları tadalım.
Apportez-nous votre meilleur vino. Faites confiance à Luigi.
Şimdi, bana $ 350 ver bütün buluşmayı mahvet.
- ll volait le vino rosso!
- Kırmızı şarabı çalmaya çalıştı!
La prochaine fois qu'il touche au vino... je le frappe comme un melon!
Bir daha şaraba dokunursa kafasını kavun gibi yararım!
Encore du vino, señorita!
Biraz daha şarap, senyorita!
Et on ne dit pas "vino veritas", mais "in vino veritas".
Vino veritaz değil. En vino veritaz.
"In vino veritas".
En vino veritaz. En vino veritaz.
"In vino veritas", "être soûl dedans".
- Sarhoşluk içinde olmak.
On dit en latin : In vino veritas.
Latince'de şöyle derler :
Le vin fait dire la vérité.
In vino veritas.
C'est quoi au fait, le vino de madre?
Vino de madre ne demek bu arada?
El vino coulait à flots...
Şarap su gibi aktı.
Tu sais, c'est pas in vino veritas.
Biliyor musun, "in vino veritas" değil.
J'ai trouvé des traces d'acide fluorhydrique dans le vino.
Şarapta eser miktarda hidroflorik asit buldum.
Dès que vous êtes sortis, il est venu. se fueron, él vino.
Siz gider gitmez geldi.
Vous savez... In vino veritas.
Hani derler ya "şarap, gerçekleri döktürür."
- Veritas in vino. Tu vois ce que je veux dire?
"Şarapta hakikat vardır", ne demek istediğimi anlıyor musun?
Veritas in vino.
Şarapta hakikat vardır.
Ma potrebbe stappare il buon vino.
Ma potrebbe stappare il buon vino.
Amène du vin.
Biraz daha vino lütfen.
Ça vaut mieux, on pourra boire quelques verres de vino.
Bu daha iyi, belki bize bir bardak çay verirler
Je suis le directeur du Bistro Vino.
Bistro Vino'nun müdürüyüm.
Il est trois heures du mat, je rentre.
- Vino, sabahın üçü. Eve gidiyordum.
Mon père écoutait les Pink Floyd quand il était sur le vino.
Babam şarabı fazla kaçırınca Pink Floyd dinler.
Je voulais te demander pour Dwight.
In Vino Veritas.
In vino veritas. Dans le vin, la vérité.
Katy'nin provadan sonra odaya geleceğini söylediğinden emin misin?
Une délicieuse pizza, du "Vino de la casa".
Pizza yeriz, birer bardak şarap içeriz.
On s'enfilait un peu de vino, on faisait les commères.
- Evet. Biraz şarap içip, dedikodu yapıyorduk.
In vino veritas?
Şeytan ayrıntıda gizli miymiş?
- Et in vino veritas.
"In nino veritas" taki "Augustus" a benzetmiştin.
In vino veritas.
Şarapta hakikat vardır.
Deux verres à vin... On pourrait tamiser la lumière...
bir kaç bardak Vino, belki ışıklarıda kısarız, vee...
On va te servir du vino.
Sana şarap verelim.
In vino, divinitas.
- İlah olan şaraptadır.
- "In vino veritas", tu sais?
- "Gerçek şarapta gizlidir" değil mi?
D'où sort ce vino?
Şarabı nereden aldın?
Ouais, et vous auriez probablement dit quelque chose à propos de déguster un "vino".
Evet, siz de büyük ihtimal şarap yudumlamak hakkında bir şey derdiniz.
Garçon!
Poco di vino, " señorita?
OUNE POCO DE VINO!
Neden 20 ata içmiyoruz?
- Little more vino?
Biraz daha şarap? Affedersin.
Arrivé à l'hôtel, je veux que tu les sortes que tu les défroisses et que tu les enfiles par-dessus cette saloperie de robe non toxique.
- İyi misin Lou? - Evet, iyiyim. Ağır bir In Vino Veritas anı yaşıyorum.
Plus de vino?
Teşekkürler. Şarap isteyen?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]