Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Viré
Viré Çeviri Türkçe
8,873 parallel translation
Sinon, vous ne m'auriez pas viré secrètement.
Yapmasaydim, muhtemelen sen beni gizlice kovmazdin.
Je serais probablement viré ce soir. Vous les gars dégagez de là.
Büyük ihtimalle bu akşam kovulacağım.
Je vais être viré.
Kovuldum ben.
Nous avons viré Luke le lendemain.
- Ertesi gün Luke'u kovduk.
Je serais très flatté du compliment si j'avais pas été viré de la boîte. - Oh, je suis confuse.
- İşten çıkarılmamış olsam şu an cidden gurur duyardım.
J'ai été viré pour un problème de canalisation dans la zone visiteurs.
Misafir takımın yedek beysbol oyuncularının ısındığı yerdeki su problemi yüzünden kovuldum.
Sa mère l'a viré pour insolence.
- Evet. Olur olmaz laflar edince annesi evden kovmuş.
On était trop à la console Tant mieux, on a viré Benedict Arnold
Düşüncesi bile korkutan şeyleri söyleyerek kazanırım ekmeğimi Gereksiz bir yükle yola çıkmış olsak dahi Aramızdan gönderdik hainin birini Evet.
Tête rasée, je vais vous les couper Paraît que vous avez viré pédés
Saçıma laf edenin T.şaklarını keserim Duydum ki artık iç çamaşırı giymiyormuşsunuz
T'es viré, Jerry.
Kovuldun, Jerry.
Lawrence, votre bénéfice de 489 millions avec Scion Capital a été viré sur votre compte.
Scion Kapital'den 489 milyon doları bulan kârın hesabına yatırılmıştır.
La vérité c'est qu'ils m'ont viré.
Gerçek ise beni kovdular.
Cet enfoiré a viré ma mère et il me le rappelle à chaque fois.
Siktiğimin evlâdı annemi kovdu. Göt herifle ne zaman karşılaşsak yüzüme vuruyor.
Toi, tu es viré! Sur-le-champ!
Sen kovuldun!
Je t'ai pas viré?
Seni kovmamış mıydım ben?
Si je dis non, je suis viré, c'est ça?
Eğer bu işten cayarsam işten atılacağım, değil mi?
J'ai un ami à Miami qui m'a dit qu'il avait viré 15 % de leur staff.
Miami'de bir arkadaşım var. Personelin yüzde 15'ini işten çıkardığını söyledi.
Il a encore été viré!
Font color = "# FFFF00" face = "Comic Sans MS" Yine kovulmuş!
Viré de Saint Paul pour violence verbale envers vos joueurs.
Başta, Saint Paul'den oyuncularınıza sözlü tacizden kovulmuşsunuz.
- Je suis viré?
- Siz beni kovuyor musun?
- Je suis viré?
- Kovuldum mu?
- Personne n'est viré.
- Hayır, sen de kovulmadın.
C'est fini, le coach m'a viré.
Artık değil. Koç beni çıkardı.
On vous a viré de l'équipe au bout d'une semaine?
Futboldan çıkarıldın mı? Daha ilk haftanda?
La première règle du saisonnier, tu te sers, tu es viré.
Irgatlığın ilk kuralı onları yersen, kovulursun.
T'as viré religieux ou quoi?
Sen gidip, din veya bir şey olsun?
Ils ont viré Tim Fuller de ses terres, et maintenant, ils menacent Peterson.
Onun topraklarından Tim Fuller Zorla. Şimdi Peterson tehdit ediyorlar.
Les mecs de la sécurité l'ont viré.
Güvenlik gelip götürdü.
Winslow Elliott est le plus grand pianiste du monde, et tu veux que je le vire?
Winslow Elliott dünyadaki en iyi piyanist ve sen onu kovmamı mı istiyorsun? Hayır, hayır.
Je l'ai viré.
Kovdum onu.
Mais si vous me donnez des points, je vous vire.
Ama bana bir sayı daha verirseniz sizi kovarım.
Sherman, vire!
Ağırlığını ver!
Vire-moi cet enfoiré.
Çıkarın şu ibneyi!
Elle m'a pas viré, je suis parti.
Beni kovmadı. Ben evi terkettim.
Cube, vire de là.
Bu işi yapacaksak gitmesi gerek.
Yella, vire, qu'on puisse bosser.
- Git Cube. - Yella, sen de defol git. - Ben de mi?
On était trop à la console J'en vire 4 et je ramasse le pactole
Asıl fazla yükle yola çıkan bendim Dört zenciden kurtuldum Şimdi bütün parayı ben alıyorum
Vire ton tacot.
Boktan arabanı buradan çek.
Vire de ma vue.
Yıkıl karşımdan!
Vire tes gorilles, si c'est cool.
Beni gördüğüne sevindiysen adamlarını üstümden çeksene.
- Vire ton pied!
- Ayağını eyaletimden çek ulan!
- Vire ça, Casey.
- Casey, kapat siteyi hemen.
Ou je vous vire.
Yoksa götüne tekmeyi yersin.
C'est juste une couleuvre. Orribile, vire-nous ce truc.
Korkunç, kurtar bizi şundan!
C'est un bon conseil, mais si tu veux que je les vire un par un, on en parlera.
Bence iyi niyetli bir topluluk, ama hepsini tek tek dışarı atmamı istersen, bunu konuşabiliriz.
L'entreprise m'a viré.
Şirket beni bıraktı.
On vire le passé. Je ne veux pas être un marin.
Zaten hiç donanmada olmak istemiyordum!
Vire-moi ça.
- At gitsin. - Yapma.
- Vire ta caméra.
- Soyunma odasına kamera sokma.
Vire de là, gros tas.
Çek şu şeyi.
Vire ta caméra.
- Evet, çıkar şu kamerayı.