Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Vér
Vér Çeviri Türkçe
95,918 parallel translation
Laisse tomber les réparations de la maison, Joe.
Evi tamir işini boş ver Joe.
On décolle bientôt. Préviens les autres.
Gitmemiz gerekiyor, çocuklara haber ver.
Trouve-moi le cheikh, c'est tout.
Bana Şeyh'i ver yeter.
- Payez-moi.
- Paramı ver.
Payez.
Paramı ver.
Trouvez-nous le cheikh.
Şeyhi ver.
Donne-moi un chewing-gum.
O sakızdan bir parça ver bana.
Cravache, il me faut tes chaussettes.
Whip, çoraplarını ver.
Promets moi juste que je peux te faire confiance, qu'on fait toujours ça ce soir.
Sana hala güvenebileceğim, bu akşam kaçacağımız konusunda bana söz ver.
Ja, ton téléphone. Allez.
- Ja, telefonunu ver bana.
Donne ta main. Je jure que je vais...
- Elini ver bana, yemin ederim...
- Donne-moi plus de temps.
- Biraz daha zaman ver bana.
Donne moi tout tes 9.
Bütün 9'larını bana ver.
Donne-moi la lame.
Jileti ver.
Donne-la-moi!
Ver şunu bana!
- La clef, vite.
- Anahtarı ver o zaman.
Donnez-moi juste les clefs du solitaire.
- Hücrenin anahtarlarını ver bana.
Allez, merde.
Neyse hadi boş ver.
Elle a toute la vie pour s'améliorer.
Boş ver, notlara endişelenmek için yaşı daha küçük.
Laissez-lui du temps.
Biraz zaman ver.
Les dix millions de rials.
10 milyon riyalimi ver.
Enlève-les. Donne-les.
Çıkart botları, ver.
Abrège mes souffrances.
Acıma son ver.
Mais promets-moi une chose.
Ama bana tek bir söz ver.
Ton oeil est très infecté, il va falloir te servir de l'autre pour regarder ça.
Gözün enfeksiyon kaptı. Bunu izlemek için sağlam olana ağırlık ver.
Passe-moi tes clés.
Anahtarını ver.
Réponds-moi, espèce...
Cevap ver, seni...
- Oui.
- Evet, ver biraz.
- Donne-moi un dollar.
- Bir dolar ver bana.
- Donne.
- Evet, bir dolar ver işte.
Laisse-moi t'expliquer.
Sakin ol. Açıklamama izin ver.
Donnez-moi le flingue.
- Bana silahı ver.
T'en fais pas, tu as le temps.
Vay canına. Neyse, boş ver, daha vaktin var.
- Rends-le-moi.
- Ver şunu bana.
Laisse tomber.
Boş ver.
- Va te reposer un peu.
- Biraz mola ver istersen.
Ton téléphone et ta stèle.
Telefonunu ve stelini ver.
Réponds, Iz.
Cevap ver Iz.
Donne-nous la boîte.
Kutuyu bana ver. - Darhk'tan arakladım.
Et puis merde.
Aman boş ver.
- Laisse-moi t'expliquer.
- Lütfen açıklamama izin ver.
Donnez-moi ça.
- Böyle olmaz. Onu bana ver.
Promets-moi que tu courras, Iris.
Koşacağına dair söz ver Iris.
Laissez-moi vous aider à vous débarrasser de Yurievich, puis vous allez écouter ce que j'ai à dire.
Yurievich'i ortadan kaldırmana yardım etmeme izin ver. Sonrasında sana diyeceğimi dinleyeceksin.
Décide-toi.
Kararını ver bir.
Appelez-moi si nécessaire.
Ve bir şey gerekirse haber ver.
Excusez-nous, s'il vous plaît.
Biraz izin ver bize lütfen.
- Laisse faire le temps.
- Zaman ver biraz.
Donnez-moi votre arme.
Silahını bana ver.
S'il te plaît, laisse-moi faire le nécessaire pour t'aider à continuer à faire ton travail.
Lütfen bunu yapmana devam etmen için elimden geleni yapmama izin ver.
J'ai besoin que tu me laisses partir.
İzin ver gideyim.