English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Wakefield

Wakefield Çeviri Türkçe

343 parallel translation
On est de simples voyageurs.
Wakefield'lar hiç kimseden kaçmaz.
Elias Wakefield.
Elias Wakefield.
Un Wakefield vient de tuer Mose Fromes dans l'Est.
Siz Wakefield'ların batıda adam öldürdüklerini duydum.
Veuves esseulées, pleurez vos hommes lorsqu'un Wakefield croise un Fromes. "
Birazdan onu göreceksiniz ve bana teşekkür edeceksiniz. Çünkü elimde bir Wakefield var.
Vous êtes en état d'arrestation et pas sans motif, cette fois.
Yine tutuklandın, Wakefield, bu sefer boş yere değil.
Vous vous êtes cru malin. Mais vous avez trouvé votre maître.
Çok zeki olduğunu sandın, Wakefield.
Vous êtes un chic type, Eli Wakefield.
Sen iyi birisisin, Eli Wakefield.
Pourriez-vous m'indiquer où habite Zack Wakefield?
Tekrar özür dilerim, Zack Wakefield'in oturduğu yeri söyleyebilir misiniz?
Wakefield n'embauche pas de femmes.
Wakefield, kadınları işe almaz.
Vous allez me dire oû vit Zack Wakefield?
Zack Wakefield'in yaşadığı yeri söyleyecek misiniz?
C'est un homme spécial.
Wakefield titiz biridir.
Le nom Wakefield vous dit quelque chose?
- Orada Wakefield'ı duydunuz mu? - Wakefield mı?
Oui, ça me rappelle un vers sur deux familles rivales :
Wakefield... Şimdi hatırladım. İki aile arasında anlaşmazlık çıkmıştı.
"Veuves esseulées, pleurez vos hommes lorsqu'un Wakefield croise un Fromes."
Ah. "Anlaşmazlık öyle bir boyuta gelmiş ki, bir Wakefield, bir Fromes'ı öldürmüş."
Je suis un Wakefield.
Ben bir Wakefield'ım.
Et je vais vous montrer comment on fait payer les plaisantins.
Sana Wakefield'ların nasıl öç aldıklarını göstereceğim.
Venez prendre une leçon, Wakefield.
Akıllı ol! O senin dişine göre biri değil, Wakefield!
Je la prends.
Zack Wakefield. - Ben alacağım.
"Cher M. Wakefield, le président est navré de vous informer qu'il ne collectionne pas les perles."
"Sevgili Bay Wakefield, başkan size bir inci koleksiyoncusu olmadığından dolayı üzüntü duyuyor."
C'est vous qui payez, M. Wakefield?
Ismarlıyor musunuz, Bay Wakefield?
- Il est futé, cet Eli Wakefield!
Eli, çok akıllı biri!
Il y a un Wakefield, là-bas.
Şuradaki Wakefield'le.
Veuves esseulées, pleurez vos hommes lorsqu'un Wakefield croise un...
Kasabadaki pisliklerden kurtulacağız. Hiç kimse onları burada görmek istemiyor. Bir Wakefield, şeyle karşılaşınca...
Wakefield, tu ne veux pas le battre?
Wakefield, bu çocuğu dövmek istiyorsun, öyle değil mi?
Venez vite.
Wakefield! Gelsen iyi olur!
- Je vais où je veux, Wakefield.
- İstediğim yere giderim, Wakefield.
J'arrête? Ou je vous lacêre le dos?
Yeter mi, Wakefield, yoksa derini mi yüzeyim?
Le prochain coup, c'est les yeux.
Dikkat et, Wakefield, gözlerine geliyor.
- Ils sont loin? - Pas tellement.
- Wakefield, yanında birde adam var.
- On est venus pour Wakefield.
- Onu duydun, biz Wakefield için geldik.
Il s'agit de votre vie.
Sonuçta bu senin hayatın, Wakefield.
Wakefield!
Olduğun yerde kal, Wakefield!
C'était un Wakefield, voyez-vous.
O bir Wakefield'dı.
La vérité c'est que c'était un Wakefield.
Kendisinin bir Wakefield olduğu gerçek.
- M. Wakefield.
- Bay Wakefield.
Pas seulement ici, mais à Leeds, Doncaster, Wakefield et d'autres villes importantes.
Burayla kısıtlı kalmadan Leeds, Doncaster, Wakefield ve diğer şehirlerin saygın bölgelerinde de yardımım dokunur.
Des Prisonniers Wakefield.
Wakefield mahkumları bebeğim.
J'ai plus personne de Wakefield pour m'aider.
Wakefield'dan hiç kimse son zamanlarda bana yardım etmiyor.
Je suis entré à Wakefield avant la ll ème guerre.
Wakefield'e 2. Dünya Savaşı'ndan önce geldim.
C'est un fait... la production de céréales à Wakefield est tombé de 40 %... ce trimestre, depuis que...
Wakefield'deki ürün miktarı son çeyrekte % 40 aşağıya düştü...
Wakefield, reconnaissons-le, n'est pas parfaite... comme l'Amérique. Ce n'en est pas moins une expérience grandiose.
Çünkü aynı zamanda Wakefield herkesin... kabul edeceği gibi mükemmel olmayan bir enstitü... tıpkı Amerika gibi... mamafih mükemmel bir deneyim.
serait, quand un homme est condamné à Wakefield... de l'abattre derrière le Tribunal.
Wakefield'e gönderilen bütün mahkumların vurulması olacağını önerecektim.
Docteur Wakefield... Mon ami. - Il est aussi cartographe.
- Doktor Rayfield sayın dostum ve kartograf arkadaşım.
Où habite-t-il?
Nerede yaşıyor bu adam? - Wakefield'da bir yerlerde.
David Marriott, qui vit à Wakefield.
Wakefield'de yaşayan David Marriott isimli adamı incelemesi için...
C'est un Heywood-Wakefield.
Bu bir Heywood-Wakefield.
L'un des actionnaires, Sims Wakefield, supervisait l'affaire.
Aksiyonerlerden birisi Sims Wakefield W B için işi gözden geçiriyordu.
Il a pris une pile de dossiers sur le bureau de Wakefield. Sans lien avec l'affaire.
Wakefield'in masasından bir tomar kağıt alıyor dosyayla doğrudan alakası yok.
Il l'avait prise par inadvertance chez Wakefield.
Notu dalgınlıkla Wakefield'in odasından almış.
- Quand il s'agit des Wakefield.
- Bir Wakefield için.
Big Eli Wakefield.
Oh, Eli. Eli, seni seviyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]