Translate.vc / Fransızca → Türkçe / World
World Çeviri Türkçe
1,904 parallel translation
But it ain t the end of the world
Fakat dünyanın sonu değil
- World wide web.
World Wide Web.
C'était à une rue... Enfin, 2 ou 3 rues du World Trade Center.
Dünya Ticaret Merkezi'nden bir, yani iki ya da üç blok uzaktaydık.
Un concert comme "We Are The World".
Evet, bir yardım konseri, aynı "Biz Dünyayız" gibi.
C'est censé être un mémorial du World Trade Center.
Dünya Ticaret Merkezi'nin anısına olması gerekiyordu...
- "On va à Seaworld!"
- "Sea World bebegim!"
Je suis allée au cinéma. "It s a Mad Mad Mad Mad World" *. ( * Film avec Spencer Tracy et Jerry Lewis )
Bir filme gitmiştim. "Çılgın Dünya."
World-Send.
World-Send.
On a jamais retrouvé de colis de World-Send, mais on n'a analysé la maison que quatre jours après les faits.
Bir World-Send paketi bulamadık, ama evi olaydan dört gün sonra inceledik.
Tu joues à WoW?
Sen World Of Warcraft oynuyor musun?
Riding through this world
Dünyayı turluyorum
Intrigué, j'ai demandé qui était le sponsor.
Bana çok ilginç gelmişti. Sponsorun kim olduğunu sorduğumda yanıt, "Sea World" dü.
Beaucoup de chercheurs sont payés par le Hubbs Research Institute, la fondation à but non lucratif de Seaworld.
Bir çok deniz memelisi araştırmacısı, parasını Sea World'ün kâr amacı olmayan Araştırma Enstitü'lerinden kazanıyor.
J'ai même pas pu bosser à Sea World parce que mes seins n'étaient pas "famille modèle".
Göğüslerim ailelere uygun olmadığı için Sea World'te bile iş bulamadım.
Et je pourrais même parler de WoW avant de me rappeler que tout le monde ne joue pas à des jeux massivement multijoueurs.
Ve hatta ara sıra World of Warcraft bile oynadığım olmuştur. Bilirsin herkes devasa çok-oyunculu çevrimiçi rol yapma oyunları oynar.
À moins qu'on aille à Sea World.
Tabii Sea World'e gitmezsek.
OK, pas de Sea World.
Tamam, gitmeyiz.
- Bonjour. - Et vous regardez BBC World. Voici nos manchettes.
BBC World ana haberi izlemektesiniz.
- Ce matin, une fausse déclaration a été faites sur BBC World concernant la responsabilité pour la tragédie de Bhopal.
Bu sabah, BBC World tarafından, Bhopal trajedisi hakkında asılsız bir açıklama yayınlandı.
" Dow, a déclaré vendredi il n'y avait aucune base
"Dow, Cuma günü, BBC World tarafından yayınlanan ve..."
"dans le ^ IRapport de BBC World ^ I disant qu'ils avaient accepté la responsabilité pour la catastrophe de Bhopal en Inde."
"... Dow'un Hindistan'daki Bhopal felaketinin tüm sorumluluğunu... " "... üstlendiğini belirten röportajın hiçbir somut temele... "
Un jour, nous sommes allés à Disney World.
Bir bakalım. Bir keresinde hep beraber Disney World'e gitmiştik.
À Disney World.
Disney World'de.
Le tueur fou sous les verrous, Phoebe et Duncan partent à Disney World.
Sapık katil yakalandığına göre artık Phoebe ile Duncan Disney World'e gidebilir.
- Carly adorerait ça.
- Carly Disney World'ü çok sever.
J'allais te demander en mariage à Disney World, avec une bague.
Bende Disney World'de teklif etmeyi düşünüyordum, tabiki bir yüzükle beraber.
Alors, prête pour Disney World?
Peki şimdi Disney World'e gitmeye hazır mısın?
Ramzi Yousef a loué une camionnette truck dans l'attentat du World Trade Center en 1993,
- Remzi Yusuf 93'te Ticaret Merkezi'nin bombalanmasında bir kamyonet kiralamış.
Cette tournée s'inspire... TOURNÉE MONDIALE 2008... de la tournée "World Slavery" de 1985, époque à laquelle je suis devenu un fan.
Turne 1985'teki klasik World Slavery turunun üzerine kurulmuş, beni Iron Maiden hayranı yapan turun.
Alors un grand merci, et comme joli cadeau de Noël bien emballé, voici un classique du World Slavery Tour.
Onlara büyük bir teşekkür olarak, şöyle tepesinde kurdelesi olan büyük bir Noel hediyesi gibi, alın, klasik World Slavery turnesi.
Tu vas devoir vendre beaucoup de thé pour pouvoir acheter un sofa, même si c'est qu'une fois dans sa vie, comme les offres à Ikea.
Bir kanepe alabilmek için çok fazla çay satmak zorundasın, Hayatında bir kez bile olsa, "World of Leather" en aşağıyı öneriyor.
Toutes ces balles ont été lancées par cette putain de main lors de ce satané World Series. Je les ai toutes signées.
Bu topların her biri dünya kupasında bu el tarafından atıldı, her birini imzaladım.
His world will go on turning
* hayatı devam * Gözlerimi oyacağım. * edecek. * Lütfen sterilize ol.
A world that s full of happiness That I have never known
* Benim hiç bir zaman bilmeyeceğim kadar * * mutlulukla dolu bir hayat... *
Just a small-town girl Living in a lonely world
* Küçük kasaba kızı * * yalnız bir dünyada yaşayan *
Quel producteur chante le refrain de The World is Yours de Nas?
Hangi yapımcı, Nas'in the World is Yours korosunda şarkı söylemektedir?
Et si ça ne te plait pas, tu peux t'en aller dans la brume froide, humide - Et impitoyable, sans moi. - Unforgiving world without me.
Eğer hoşuna gitmezse, soğuk, acımasız ve acımasız dünyada yoluna bensiz devam edebilirsin.
I hope someday you will join us And the world will be as one
* Umarım bir gün sen de bize katılırsın * * ve dünya birlik olur *
Imagine all the people Sharing all the world
* Hayal edin bütün insanların * * bütün dünyayı paylaştığını *
I hope someday you will join us And the world will live as one
* Umarım bir gün sen de bize katılırsın * * ve dünya birlik olur *
In a world full of people You can lose sight of it all And darkness, still inside you
* insanlarla dolu bir dünyada, gerçekleri göremeyebilirsin * * ve içinde hala bir sıkıntı varken * * kendini çok küçük hissedebilirsin *
If this world makes you crazy And you ve taken all you can bear
* Eğer bu dünya seni delirtiyorsa * * ve kaldırabileceğinden fazlasını yüklenmişsen *
The whole world smiles with you
* Bütün dünya seninle beraber gülümser *
I saw you and the world Went away...
* Seni gördüm ve yok oldu dünya *
For here you are And what was just a world
* Buradasın ve bir yıldız oldu dünya *
If I looked all over the world { \ pos ( 192,210 ) } And there s every type of girl But your empty eyes seem to pass me by
* Eğer arasam bütün dünyayı * * bulsam her tarz kızı * * ama boş gözler etkilemiyor beni * * ve buluyorum tek başına dans ederken kendimi *
If I had the chance l'd ask the world to dance
* Eğer bütün dünyaya, benimle dans eder misin diyecek şansım olsa *
Ça vaut bien The L World que mes parents m'interdisent de voir.
Bizimkilerin "lezbiyen" kelimesini yasaklamasının nedeni buymuş demek. Güzel.
World...
World...
Je me souviens du voyage à Disney World.
Disney World'e yaptığım geziyi hatırlıyorum.
Ils veulent emmener les enfants à Disneyworld.
Çocukları bir haftalığına Disney World'e götürmek istiyorlar.