Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Zéna
Zéna Çeviri Türkçe
39 parallel translation
Oh Zéna!
Görüyorum.
Un zéna à tête rayée, à Key West.
Batı Spindalisi. Key West'te.
C'est très sérieux pour Madame Zena.
Bu Madam Zena için çok ciddi bir iş.
Tu m'as pas dit que c'était Zena, la diseuse de bonne aventure.
Bana kahrolası falcı Zena olduğunu söylememiştin.
Merde! Cent balles pour Madame Zena.
Madam Zena'ya yüz dolar.
Tu lui as donné?
Hepsini Zena'ya mı verdin?
Texture sablonneuse.
Zena ve Aran, Alexandra'yı bekliyor.
Zena et Aran attendent Alexandra. - Non. - Non?
Onlar da kendilerini, bu işlem için yaptığım talebi kabul etmek zorunda hissettiler.
Non, une autre fille qui était jalouse de nous.
Zena hanımefendi. Bayan Lethaby seni bir ıslahevinin dışından aldığını söyledi.
Zena... quelle soirée!
Sadece bana izin verirsen... Sorun yok.
Vous osez...
Zena, ne sondu ama.
Zena, quelle fin à cette histoire!
Lüks ve sayvanlı yataktan sonra buraya geldim.
- Qu'allons-nous faire? - Vous, ça ira.
Ama şu an Zena ve biraz para var.
On peut tenter notre chance, qu'en penses-tu?
Zena gitmişti. Ve bizim az olan paramızda onunla gitti.
Zena s'était enfuie avec notre misérable pécule.
Kendimi evde hissettiğim bir yer vardı.
C'est Žena Bojarová's.
Zena Bojarova'nın kızı.
Lucka vit là-haut, et Že? a à côté d'elle...
Lucka orada yaşıyor, Zena da bitişiğinde.
- Voici Že? a Bojarová.
- Bu Zena Bojarova.
Že? a va t'habiller.
Zena seni giydirecek.
" Že?
Zena, Joza'yı bul.
Že? a, pourquoi tu ne te remaries pas?
Zena, neden tekrar evlenmiyorsun?
Že? a est bizarre.
Zena tuhaf biri.
Mais Že?
Zena ise öyle değil.
- Zena.
Zena...
- Voici Voici Zena Davis, une des serveuses.
Bu Zena Davis, buranın garsonu Bütün gece buradaymış.
- Salut Zena.
Selam, Zena.
Zena?
Zena?
Salut Zena.
Selam, Zena.
Tu es Cristiano Zena?
Sen Cristiano Zena mısın?
Zena, laissons ces gens charmants rentrer.
Bırakalım da bu iyi insanlar evlerine gitsin.
- Zena Frank.
- Zena Frank'ın.
Zena m'a dit que c'était du sûr.
Zena anlaşmanın yapıldığını söyledi.
Zena,
Zena
D'accord, merci.
Tamam. Sağ ol Zena.
Quand j'ai appelé d'Oakland, Zena Sami m'a dit que le dossier était clos.
Auckland'dan aradığımda, Zena Sami bana davanın kapandığını söylemişti.
Zena, veux-tu dire à l'officier de ne pas l'interroger, sous aucun prétexte. Robin :
Zena, lütfen Memur Pete'e söyle hiç bir koşulda onu sorgulamasın.
Nous allons devoir avoir quelqu'un qui prenne en charge l'enquête.
Bu davayı başka birine vereceğiz. Zena...
Zena a appelé.
Zena aradı.
Zena et Phyllis Dare ici à York.
Zena ve Phyllis Dare York'a gelmişler.