Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Élé
Élé Çeviri Türkçe
19,199 parallel translation
Quand elle aura votre téléphone, elle récupérera les données de l'appli pour montrer que vous avez causé deux morts.
Telefonunu ele geçirince, uygulama datasına erişip onu iki adamı ölüme göndermek için kullandığını kanıtlayacak.
Je partage avec elle le sort d'avoir un grand amour qui a fasciné une grande partie du pays, pour le voir interdit par l'establishment.
Tüm ülkenin hayallerini ele geçiren bir aşk yaşadıktan sonra bunun devlet tarafından elimizden alınması ikimizin de kaderi oldu.
Mais le corps de ce Dr Wells a été pris par le Reverse Flash, qui était en réalité Eobard Thawne.
Ama bizim Doktor Wells'in bedeni aslında Eobard Thawne olan Reverse Flash tarafından ele geçirilmişti.
Vous exploitez ma vitesse.
Hızımı ele geçirdin.
Qu'est-ce qui m'a trahi?
Sırrımı ne ele verdi?
- Si. Annalise est chez elle et tout le monde pense que Catherine est coupable. - Si Nate voulait nous dénoncer, il l'aurait fait cette nuit-là.
- Nate bizi ele verecek olsa ta o gece yapardı.
Emma, vous avez fait tout ce voyage par amour.
Emma, tüm bu yolu aşk için geldin. Pompaladıkları nefretin seni ele geçirmesine izin verme. Pompaladıkları nefretin seni ele geçirmesine izin verme.
Ils contrôleront bientôt le nord de la Syrie.
Fırat'a ulaştıklarında kuzey Suriye'yi ele geçirecekler.
Donc celui qui a pris son corps l'a aussi ramené à la vie?
Yani cesedini ele geçiren kişi onu hayata mı döndürdü?
De prendre le pouvoir!
- Yönetimi ele geçirecekler!
On l'a récupéré, en plus de ce qu'on a pris chez toi et... et on l'a enterrée ici.
Ele geçirdik ve evinden aldıklarımızla buraya gömdük.
La fille sera enlevée.
Kız ele geçirilecek.
L'entité était assez forte pour posséder un Kryptonien.
Bu varlık bir Kryptonluyu ele geçirecek kadar güçlü.
On nous possède.
Bizi ele geçirdiler.
D'après Dreyer, ICO a acquis un nouveau gisement. Ils s'étendent. - Dreyer vous dit beaucoup de choses.
Dreyer, İHO'nun bir başka petrol bölgesini ele geçirdiğini söyledi.
Faisons une pause pour dîner.
Akşam yemeği için bir ara verelim. Bu konuyu daha sonra ele alırız.
Mais s'il a l'initiative, on est dans notre marge d'erreur.
Ancak inisiyatifi ele alırsa, momentum kazanırsa bu bizi biraz yalancı konumuna sokar.
Nous avons élaboré un plan pour ce cas de figure.
Senin dahlin olmadan nasıl ele alacağımıza dair bir planımız var.
De quel droit vous débarquez pour me dicter ma conduite?
Buraya gelip, olayı nasıl ele alacağımızı dikte etme hakkını nereden buluyorsun?
Soit on collabore posément, l'OCI disparaît, et vous et vos généraux prenez le contrôle.
Ya da sessizce beraber çalışabiliriz. İHO gözden kaybolur, sen ve generallerin kontrolü ele alırsınız.
Il essaie de te piéger.
Hayır, seni kendini ele vermen için tuzağa düşürmeye çalışıyor.
Si on les arrête vivants, on peut...
Eğer onlar canlı ele geçirebilirsek, belki- -
J'obtiendrai le khanat à ma façon, et si je ne peux pas, il n'en vaut pas la peine.
Kendi sartlarimla ele gecirmek istedim ve eger bunu basaramazsan Hanlik buna degmez.
Ils ont eu accès à notre logiciel, y compris le code de Fiona.
Patentli yazılımımızı ele geçirdiler, buna Fiona'nın programı da dahil.
Quand mon équipe a pénétré leur système, ils ont récupéré ses mails en disant qu'une partie était en russe.
Adamlarım sistemlerine sızdığında onun e-maillerine ele geçirmişlerdi ve onlardan bazılarının Rusça olduğunu hatırlıyorum.
Je ne cherchais pas de rencard l'autre nuit, mais tes blagues pourries et ta danse sexy m'ont faite craquer.
Dün gece biriyle takılmayı düşünmemiştim ama o şapşal halin ve seksi dansın beni ele geçirdi.
Il a uni nos tribus, qui ont ensuite pris la Chine du Nord.
Kabilelerimizi birleştirdi ve bir ulus olarak Kuzey Çin'i ele geçirdiler.
Et ensemble, ils ont pillé les Ilkhans, la Perse, la Hongrie et la mer Caspienne.
İran'ı, Macaristan'ı ve Hazar Denizi'ni ele geçirdiler.
Ils cherchaient quelque chose et n'ont pas réussi à l'avoir.
Bir şey arıyorlarmış ve ele geçirememişler. Kimdeyse ona bir uyarı.
Si la griffe noire est prête à tuer pour obtenir ces livres, ils doivent les considérer comme dangereux.
Kara Pençe bu kitapları ele geçirmek için öldürmeyi göze alıyorsa bu kitapları tehlikeli hale getirir.
" décidèrent de prendre la ville entière, divisant l'empire byzantin entre eux.
"bütün şehri ele geçirmeye " ve Bizans İmparatorluğu'nu aralarında bölüşmeye karar verdiler. "
Depuis combien de temps essayes-tu de l'obtenir?
Ne zamandır ele geçirmeye çalışıyordun?
Si on l'attrape en vie, elle nous mènera au plastiqueur.
Eğer canlı ele geçirebilirsek Bombacı'yı bulabiliriz.
Un bar ou un restaurant contrôlé afin de favoriser nos chances de l'attraper vivante.
Kontrol edeceğimiz bir bar ya da restoran olmalı ki... -... canlı ele geçirebilelim.
Notre femme se grillera en regardant.
Kadın dönüp bakarak kendini ele verecek.
Je me remarquais à peine que Julian avait pris notre ville.
Julian'ın kasabayı ele geçirdiğinin farkına varmaktan bile acizdim.
Maintenant, ils ont quelqu'un à l'intérieur.
Şimdi de içeriden birini ele geçirdiler.
Une rune sur la main, une rune sur le coeur, une union est née.
Ele ve kalbe çizilen bir mühürle yeni bir birlik doğacak.
Prenons vous, par exemple.
Örneğin seni ele alalım.
La Cabale essaie de l'atteindre.
Cabal onu ele geçirmeye çalışıyor.
De prendre ce qu'on veut.
İstediğini ele geçirmek.
Vous avez menacé de détruire une religion pour asservir un seul homme.
Tek bir adamı ele geçirebilmek için bir dini dünyadan kazıyacaktınız.
Tout simplement, on bat cette équipe de hippies en jetant des sorts pour capturer ces cases.
Basitçe söylersem o kareleri ele geçirerek çiçek güçlü palyaço götlerini yeneceğiz.
Mais les cases ne vont pas simplifier les choses.
Ama ele geçirmek o kadar kolay olmayacak.
Et si elle avait ça... et si elle avait quelque chose de sérieux?
Gerçekten ciddi bir şey ele geçirirse ne olur?
Juste un jour, pour un seul jour j'aimerais avoir de jolies mains.
Bir gün, sadece bir gün güzel bir ele sahip olmak istiyordum.
Elles sont toutes rêches et affreuses éraflées, à vif et moches, et juste pour un jour j'aimerais avoir de jolies mains, et elles ne le sont pas.
Çatlak ve korkunçlar olgunlaşmamış, berbat vaziyetteler sadece bir gün güzel bir ele sahip olmak istiyordum, sonra olmasınlardı.
Jusqu'à ce que nous avons Piper Baird, votre destin est lié au sénateur de Morra.
Piper Baird'i ele geçirene kadar kaderin Senatör Morra'nın kaderine bağlı.
Hmm, ce qu'il a donné suite?
Beni ne ele verdi?
L'équipe a échangé Tanner contre l'immunité.
Ekip, dokunulmazlık karşılığında Tanner'ı ele vermiş.
Et il vous utilise pour éliminer tout ceux qui se sont retournés contre lui.
Onu ele veren herkesi indirmen için seni kullanıyor şimdi de.