English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Abrir

Abrir Çeviri Türkçe

18,310 parallel translation
E se ele abrir a porta?
Eğer kapıyı açarsa?
Podemos abrir um bed and breakfast.
Kendi pansiyonumuzu açarız.
Só preciso de aceder à sucursal antes do horário nobre para abrir um depósito com esta chave legítima.
Sadece açılış saatinden önce şehir merkezindeki şubeye girmem gerekiyor ki bu tamamen yasal anahtarı kullanarak bir kasa kutusunu açayım.
Em menos de nada, estava a abrir o cofre, e lá estava...
Çok kısa bir sürede kasa kutusunu açıyordum ve işte oradaydı...
A Naz disse que vai abrir uma vaga no CJC e é minha se eu quiser.
Naz, ÇTYK'da yeni açılan bir pozisyon olduğunu ve istersem alabileceğimi söyledi.
Mas com a ajuda dos vídeos do YouTube, consegui abrir os cofres.
Ama Youtube'dan izlediğim birkaç öğretici videonun küçük yardımı sayesinde kasaları açabildim.
Estava quase a abrir as algemas quando eles pararam o camião.
Kamyoneti durdurduklarında kelepçeyi neredeyse açmıştım.
Consegues abrir os olhos, ou... Levantar um dedo ou qualquer coisa?
Gözlerini açabilir misin veya parmağını falan oynatabilir misin?
- Bom, assim que a plataforma de gelo se dividir, abrir-se-á uma nova via marítima navegável...
- Şöyle buz sahanlığı yarılınca gidiş gelişe elverişli yeni bir su geçidi açacak.
O lobo está a abrir o seu caminho através do sangue dele.
Kurt, bütün damarlarında ilerliyor.
Tentaste abrir o meu cofre?
- Kasa mı patlatmaya mı çalışıyordun?
Tentaste ou não abrir o meu cofre?
Kasamı patlatmaya çalıştın mı çalışmadın mı?
E eu tenho de aproveitá-lo. Muito em breve, poderei abrir as asas de novo.
Çok yakında kanatlarımı tekrar açabileceğim.
Mas antes preciso da tua ajuda para abrir a gaiola.
Ama bu olmadan önce kafesi açmak için yardımın lazım.
Venha abrir esta porta.
Şimdi gel ve kapıyı aç.
- Ela está a abrir os portões para nós...
O bizim için kapıları açaçak...
- Abrir o quê?
- Neyi açmaya çalışacak?
Vai abrir aquela porta e deixar sair tudo.
Kapıyı açacak ve hepsi de direk içeri üşüşecek.
Quanto a porta se abrir, terei tempo para o testar.
Kapı açıldığında onu sınamak için zamanım olacak.
Quando Amaru andar entre nós, a porta abrir-se-á.
Amaru geri dönerse kapılar açılacaktır.
Se a Amaru recuperar a sua verdadeira forma, a porta abrir-se-á e recebê-la-á.
Amaru kendi bedenini alırsa, kapı açılır ve... geçmiş olsun.
Depois, vai abrir o túnel de acesso à igreja e podemos fazer uma emboscada do interior.
Sonrada kiliseye giden tünelin girişini açacak, bizde onları içeriden pusuya düşüreceğiz.
Não consegues abrir as asas?
Kanatlarını açamadın mı?
Está na hora de abrir mão, parceiro.
Gitme vakti, ortak.
Thomas, vou poder abrir as asas de novo, mas primeiro preciso da tua ajuda para abrir a gaiola.
Thomas, kanatlarımı tekrar açabileceğim. Ama bunun için kafesi açman gerekiyor.
- Tem de abrir a camisa.
Gömleğinin düğmelerini açmanı isteyeceğim.
O problema é que estás a abrir um precedente.
Konu şu, siz bir emsal teşkil ediyorsunuz.
Quando ele a abrir, explode!
O da açtığı anda, patlar!
Ajuda se eu abrir um pouco a janela.
Pencereyi biraz açmak yardımcı olabilir.
Você vai abrir e reabrir o meu peito?
Göğsümü tekrar ve tekrar açacaksınız.
Vamos precisar de a abrir algumas vezes, mas posso garantir que é a opção mais segura.
Birkaç kez açmak zorunda kalabiliriz ama en güvenli seçenek olduğunu garanti ederim.
Vai abrir-me a porta?
- Benim için kapıyı açacak mısınız?
Não, estou aqui para dizer que, se queres que o faça, vais ter de abrir os cordões à bolsa.
Hayır. Eğer işi halletmemi istiyorsan, kesenin ağzını açmayı söylemeye geldim.
Preciso é de te fazer abrir os olhos. Porque o nosso futuro nos está a escapar e oferecer ao Jack a promoção ou rezar a Deus que o Harvey consiga safar o Mike não vai impedir que isso aconteça.
Seni bir şekilde harekete geçirmem gerek, çünkü geleceğimiz ellerimizden kayıyor ve Jack'e isim ortaklığı teklif etmek ya da Harvey'nin Mike'ı ipten alması için dua etmek bunu durdurmayacak.
Imaginem que um dia acordavam na mesa de operações e descobriam que o homem que estava prestes a abrir-vos o peito não era um médico de verdade.
Bir gün ameliyat masasında uyanıp göğsünüzü yaracak olan adamın gerçek bir doktor olmadığını öğrendiğinizi hayâl edin.
Deixa-me dizer-te o que vai acontecer. Estão preste a abrir-se as portas para todos os casos em que o Mike colocou o seu maldito nome, e, quando isso acontecer, é apenas uma questão de tempo até todos os vossos advogados tentarem sair.
Sana ne olacağını söyleyeyim, Mike Ross'un işe yaramaz ismini yazdığı her dava tekrar açılacak, bu gerçekleştiğinde tüm avukatlarınızın ayrılması işten bile değil.
Mas se tem a intenção de abrir mão do seu filho, vai ter de aceitar que não pode fazer parte da vida dele.
Ancak çocuğunu evlat vermeyi kafana koyduysan bence onun hayatında olmamayı kabul etmelisin.
Não há ajuda de custo no mundo que me convença a abrir aquelas portas.
Beni o kapıları açmaya ikna edecek kadar tehlikeli iş primi ödeyemez kimse.
Pronto para abrir o peritoneu.
Karın zarını açmaya hazır olun.
Vou abrir um inquérito sobre a morte de David Wagner.
David Wagner'in ölümü hakkında soruşturma başlattım.
E, ouça, estou... a abrir a boca, eu tento dizer alguma coisa e uma mão impede-me.
Bakın, ben... ağzımı açıyorum. ve bir şey söylemek istiyorum, üzerine bir el geliyor.
Pode abrir-me a porta?
AnahtaRlarım eşimde de kapıyı lütfen açabilir misiniz?
As portas vão abrir.
Kapılar açılmaktadır.
Isto é só um aviso amigável em como vou abrir um inquérito sobre a morte de David Wagner.
Sadece David Wagner'in ölümü için soruşturma başlattığımı söylemeye geldim.
Podemos abrir uma investigação, prendê-lo para sempre, mas tens que parar, senão morres.
Soruşturma açabiliriz, Jones'ı sonsuza kadar hapse atabiliriz. Ama durman lazım yoksa sen de öleceksin.
Vamos abrir uma investigação.
Soruşturma başlatıyoruz.
As portas abrir-se-iam.
Tüm kapılar açılır.
As portas abrir-se-ão.
Bütün kilitli kapılar açılacak.
Vou abrir.
Tamam mı?
Temos de abrir um inquérito.
Gerçekten üzgünüm, efendim. Bu tamamen benim hatam.
- Preciso de o abrir.
- Hastayı açmam gerek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]