Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Aids
Aids Çeviri Türkçe
997 parallel translation
Os dentistas agora usam luvas porque têm medo da SIDA.
AIDS'ten korktukları için, dişçilerin hepsi artık eldiven kullanıyorlar.
E o que vai ser desta vez, SIDA?
Seninle son kavga ettiğimde griptim. Bu sefer ne olacak? AIDS mi?
É por isso que cheiras mal da boca, sida ambulante.
Kesin bu yüzden nefesin bok gibi kokuyor, seni yürüyen AIDS fabrikası.
É apenas um facto diverso.
Aids'den daha büyük bir sansasyon yaratmalısın.
Tentam acabar com a AIDS.
AIDS'İ önlemekten bahsediyorsun canım.
SEI ONDE MORAS E COMO ÉS.
Hayır. Ya postacı bana isimsiz bir mektup getirirse, pulu da AIDS'li biri...
Sabem porque é que as mulheres judaicas não apanham SIDA?
Yahudi kadınlarının AIDS'e neden yakalanmadığını biliyor musun?
Tens SIDA e queres pegar-me SIDA.
" Sende AIDS var, bana da bulaştıracaksın.
Não gosto e tenho medo do que aí anda, a SIDA, e não quero apanhá-la.
Olanlar beni korkutuyor, AIDS kapmak istemiyorum.
Para além de porem o voguing em voga, o baile, patrocinado pela DIFA, angariou mais de 350 000 dólares para investigação e habitação para sem-abrigos com SIDA.
Vogue'u moda hâline getirmesi dışında Tasarım Endüstrileri AIDS'le Mücadele Vakfı'nın bu balosunda araştırma ve AIDS hastası evsizlerin barındırılması için en az 350.000 dolar toplandı.
Julguei-te de alguma direcção de notificação de SIDA para celebridades.
Ünlülerin AIDS habercisisin zannettim.
Que apanhaste sida a levar no cu na prisão.
Hapiste götünü deldirirken... AIDS kaptığını duydum. Benim duyduğum bu şekildeydi.
Têm SIDA e merdas assim.
Hepsi AIDS'li.
Já fizeste o teste de SIDA?
Aids testi yaptırdın mı?
Na semana passada teve lepra, depois escorbuto e esta semana Sida!
Leprosyin var, Aids'i devam ettirir!
A indigitada melhor actriz Rachel Marron parte para Miami... para 2 concertos contra a SIDA no Fontainebleau Hilton.
En İyi Aktris ödülü adayı R. Marron bugün Miami'de. Hilton'da AIDS hastaları yararına 2 konser verecek.
SIDA.
AIDS.
Porque... recentemente... fiz um teste ao sangue, e descobri que sou HIV positivo.
Çünkü geçenlerde kan testi yaptırdım ve AIDS olduğumu öğrendim.
Não tenho SIDA, não tenho o vírus da SIDA.
AIDS değilim, taşıyıcıyım.
NÃO ERA SIDA, MAS UM AVISO SOBRE O FUTURO.
AIDS değildi, ama geleceklerin bir uyarısıydı.
E sim se sabe que não é apenas uma doença homosexual faço um apelo ao movimento para esta doença "Syndrome Immunedeficiencia Adquirida... a SIDA".
Özellikle de, bu hastalığın sadece gay ilişkili olmadığı gösterildiğinden beri... Bu hastalığın resmi olarak adının Edinilmiş Immun Yetmezlik Sendromu olarak anılmasını öneriyorum veya AIDS.
O nome SIDA parece menos mortal uma pílula para perder peso.
Hastalık AIDS olarak tanımlandı, Acquired Immune Deficiency Syndrome ölümcül değil de, bir diyet hapı gibi geliyor kulağa.
Os investigadores alertam sobre o risco da SIDA.
Sağlık araştırmacıları uyarıyor... AIDS'e yakalanma riski...
Um doente de SIDA teve um pequeno acidente.
AIDS hastası Henry Pinya, küçük bir trafik kazası geçerdi.
Pelo menos um doente hemofílico recebeu plasma de um doador com SIDA.
Doktorlar bugün, en azından bir hemofili hastasına AIDS'ten ölen bir bağışçıdan plazma verildiğini öğrendi.
A possível relação entre a SIDA e uma transfusão é negligenciável.
Kan nakli ile AIDS arasındaki muhtemel ilişki milyonda birdir.
12 dos 24 primeiros casos SIDA são homens que seguimos por hepatite B desde 1978.
Bu ülkedeki ilk 24 AIDS vakasından 12'si 1978 yılından beri her yıl hepatit B için takip ettiğimiz adamlar.
O que tem haver o meu caso com a SIDA?
Benim durumumun AIDS ile ne alakası olabilir ki?
"Descobrimos que um dos doadores tem SIDA".
"Hastaya verilen kanların bağışçılarından birisinin... "... AIDS hastası olduğunu saptadık. "
Quero dizer que fizeram ficar doentes com SIDA a gente conscientemente?
Bana anlatmak istediğiniz onların insanlara AIDS verdiklerini bildikleri ve buna devam ettikleri mi?
Reagan ainda não disse "SIDA" em público.
Reagan halen toplumda "AIDS" kelimesini kullanmadı.
Um amigo deu-me uma nota da Casa Branca. Diz que já gastaram 26 milhões nos estudos relevantes a doentes com SIDA ".
Bir arkadaşım Beyaz Saray'dan bir günlük sızdırdı yazdığına göre, "AIDS'li hastalarla ilişkili çalışmalar" için 26 milyon dolar halihazırda harcamışlar.
Mas dos 26 milhões apenas 750.000 têm sido usado em SIDA.
Gerçek şu ki 26 milyon doların sadece 750,000 doları AIDS araştırmalarında kullanıldı.
Encontrámos um novo retrovírus. Acreditámos que é o da SIDA.
Bulduğumuz yeni bir virüs, AIDS virüsü olduğunu düşünüyoruz.
Demonstra que o meu HTLV é o melhor candidato para a SIDA.
Bu benim virüsüm HTLV'nin AIDS için en olası aday olduğunu gösteriyor.
Farei que Don, do CDC, envie amostras cegas... - Para provar que é da SIDA. - Boa ideia.
CDC'den Don'a ulaşıp, ona kör örnekleri göndereceğim bunun AIDS virüsü olduğunu ispatlamak için.
Como isso é possível que em poucos meses... encontrámos o vírus em 2 homens com SIDA e em seguida mais nada?
Virüsümüzü ilk birkaç ayda AIDS'li iki erkekte bulmamız nasıl mümkün oldu? O zamandan beri başka bir vakada bulamadık. - Tek bir vakada bile.
Quais são as posibilidades de encontrar 2 homens com SIDA ambos com a mesma leucemia que é tão raro que quase não se vê?
Bunu duymak istemiyorum. Beni dinle. İstatiksel olarak herhangi birinde son derece nadir olan aynı cinsten lösemili iki AIDS'li erkekte aynı şeyi bulma olasılığı ne kadardır?
Tinha a causa, mas...
AIDS etkenini aldım, ama ben...
Francis enviou amostras para verificar se têm o vírus da SIDA. E passaram quase 100 %.
Ellerindekilerin AIDS virüsü olduğunu doğrulamak için Don Francis onlara kör örnekler göndermiş ve sonuçlar uyuşmuş, neredeyse % 100.
Hoje se tem a primeira parte da SIDA.
Bu gece bilim adamları AIDS üzerine ilk iki makalelerini yayınladılar.
A polícia e bombeiros de São Francisco têm máscaras porque devem ressuscitar vítimas com SIDA.
San Francisco'da polis ve itfaiyeciler AIDS kurbanlarına ilk yardım yapmak zorunda kaldıklarında maske takacaklarını bildirdiler.
Em Coronado foram suspensas as aulas de primeiros socorros... porque los empleados temían contagiarse de SIDA.
Kaliforniya, Coronado'da ilk yardım okulları geçici olarak kapatıldı çünkü okul çalışanları sınıf mankenlerinden AIDS kapmaktan korkuyorlar.
Em São José, duas enfermeiras renunciaram por receio ao contágio.
San Jose'de iki hemşire AIDS'li hastaların bakımını reddetti.
NECESSIDADE DE INVESTIGAÇÃO NÃO A HISTERIA!
New York hapishanelerinde çok sayıda AIDS vakası saptandı.
Desde que foi identificada a SIDA... em 1981 os nossos cientistas e os seus médicos aliados nunca pararam de procurar a resposta do mistério.
AIDS'in 1981'de tanımlandığı ilk günden itibaren. HHS bilim adamları ve onların tıbbi ekipdaşları AIDS'in gizemini araştırmaya asla mola vermediler.
A sua escrita mostra todos os sinais de sida.
Stiliniz AİDS'in tüm belirtileri taşıyor.
Vais adorá-lo!
AİDS'li.
- SIDA, Remy...
AIDS, Rémy...
Desde París. Descobriram o vírus da SIDA.
AIDS virüsünü bulduklarını düşünüyorlar.
As funerarias se rejeitam a receber víctimas da SIDA.
Şehrin cenaze çalışanları AIDS kurbanlarına tahnit yapmayı reddediyor.