Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Bence
Bence Çeviri Türkçe
81,175 parallel translation
Acho que está na cara que devemos fugir.
Bence kaçmamız gerektiği çok bariz.
- Algo exótico, por certo.
Muhtemelen egzotik bir şeye. - Bence de.
- Agora, voltava para cá.
Şimdi mi? Bence geri çekil.
Eu acho que sim.
Bence umurunda.
Acho que é outro tipo de exército.
Bence bunlar farklı tür bir ordu.
O que significa que quer que eu descubra o máximo de sujeira do idiota, para poder convencer Harvey a não contratá-lo.
Louis anlayışlı olmaya çalışıyorum ama bence şimdilik avukatları Rachel üstlenmeli.
Acho que devíamos fazer uma pausa, divertir-nos um pouco.
Bence biraz ara verip, eğlenelim. Olur mu?
Acho que Ele diria : "Volta para os teus meninos do coro " e mete-te na tua vida, pregador. "
Bence "Sen koro oğlanlarına dön ve kendi işine bak." derdi vaiz.
Talvez uma das mais pequenas...
Bence şu küçük olanlardan...
Eu diria ao seu paroquiano que, se quer ajudar os amigos, devia dar um rim.
Bence cemaatindeki o kişiye söyle, arkadaşlarına yardım etmek istiyorsa böbreğini vermeliydi.
E se procura sinais do apocalipse, eu começaria com homens a vender a alma.
Ve mahşer alametlerini arıyorsan insanların ruhlarını satmalarından başla bence.
- Eu vou.
- Bence de gidelim.
- Eu não diria.
- Bence söylemeyin.
Acho que ficaria lindamente nele.
Bence oraya çok yakışırdınız.
Só queria dar uma lição à minha filha sobre boa conduta, mas, tendo-o conhecido, acho que lhe devia devolver o dinheiro.
Kızıma doğru şeyi yapmakla ilgili ders vermeye çalışıyordum. Ama sana maruz kaldıktan sonra bence onun parasını geri vermelisin.
Acho que estás sentido comigo.
Bence bana içerliyorsun.
- Achei impressionante.
- Bence etkileyiciydi.
Acho que é por causa da foto de perfil e eu só queria uma opinião objectiva de um homem.
Bence profil fotoğrafı yüzünden. Ben de bir erkeğin fikrini almak istiyorum.
Acho que Deus tem coisas mais importantes em que pensar.
Bence Tanrı'nın uğraşacak daha önemli işleri var.
Penso que és mentirosa.
- Bence yalancının tekisin.
Se calhar devias tomar outro.
O halde bir kere daha al bence.
- Não, mas acho que a culpa foi dele.
Hayır ama bence o zaman bile kendisi kaşınmıştır.
Acho que não gostavas porque punha duas coisas importantes em confronto.
Bence senin için önemli olan iki şeyin çakışması hoşuna gitmedi.
- Está à frente, tem de confiar.
- Bence Taylor'ın eli iyi ona güvenmeliyiz.
Parece que é o que está entre mim e ganhar...
Kazanmakla aramla ne olduğunu görmek için bence önemli gözüküyor.
Tem um 4-5 ou um 5-6 e quer intimidar-me.
Bence elinde 4-5 veya 5-6 ikilisi var.
Acho que foi a hipótese "C".
C... Bence C şıkkıydı.
Devíamos agir aqui e agora em vez de procurar soluções nas estrelas.
Cevapları yıldızlarda aramayı bırakıp burada harekete geçmeliyiz bence.
- Acho que transmite uma ideia errada.
- Bence yanlış mesaj gönderiyor.
Conseguias inventar algo melhor.
Bence daha iyisini bulabilirsin.
Acho que tens jeito para identificar pessoas com talento.
Şöyle ki, bence yetenekten çok iyi anlıyorsun.
Não vejo isso como uma obrigação.
- Bence bu zorunluluk değil.
Achei que cantaste num tom agudo nos primeiros versos, mas conseguiste recuperar.
Bence ilk dizelerde biraz detone oldun ama iyi toparladın.
Não gostei muito da canção que escolheste, mas achei que o teu desempenho foi bom.
Şarkı seçimi pek hoşuma gitmese de bence icrası iyiydi.
Achei que foi parecido com o Jay Leno.
Bence biraz fazla Jay Leno tarzına kaçtın.
Acho que isso não é para vestir assim.
Bence o sana olmaz.
Acho que esse é melhor.
Bence o daha iyi.
Vamos dizer-lhes que não deixamos ninguém entrar na prisão, até prenderem o Bayley.
Bence Bayley tutuklanana kadar kimseyi içeri sokmayacağımızı söyleyelim.
Na verdade, foram as suas declarações improvisadas.
Aslında bence senin konudan sapan basın toplantındı patron.
Mas o verdadeiro problema é que estas cabras malucas têm uma arma.
Ama bence asıl sorun bu çatlak karıların bir silahı olması.
Está a ser um pouco monótono.
Bence biraz yavan geçiyor doğrusu.
Acho que vai correr tudo bem.
Bence her şey yoluna girecek.
- E acho que podemos fazê-lo juntos.
- Bence bunu birlikte yapabiliriz.
Não acho que a cidade deva confiar tão rapidamente nele.
Evet ama bence şehir ona karşı bu kadar çabuk güvenmemeli.
Quanto a mim, demasiado.
Bence çok küçük.
Estava a pensar nisso.
- Bence de öyle.
- Eu acho que devia.
Bence olmalı.
- Eu acho que vai.
- Bence değiştirecek. - Ne demek istiyorsun?
- Que foi?
- Ve bence...
Acho que não há problema.
Bence bu güzel.
Acho que tem razão, senhor.
Bence haklısınız efendim.