Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Birkin
Birkin Çeviri Türkçe
37 parallel translation
E os momirratos davam grilvos ".
Borogovelar hep birkin,
Todo o mimsical. Eram as pintalouvas...
Brogovelar hep birkin.
- Está com o psicólogo forense, o Dr. Birkin.
Polis psikologumuz Doktor Burkin'ın yanında.
Por isso pedi ao Dr. Birkin que a visse. Para que nos dê a sua opinião.
Onu biraz fazla sakin buldum ve Doktor Burkin'dan, sadece fikrini alması için onunla konuşmasını istedim.
- As horas de visita acabaram. - Adeus, Birkin
- Gidelim, ziyaret saatleri bitti.
É uma Birkin
O bir Birkin.
Pergunta : quanto tempo tem a Lucy Liu de esperar pela porra da Birkin?
Lucy Liu'nun o Birkin için daha kaç lanet gün beklemesi gerek?
É da Hermès.
Birkin.
É uma Birkin. Não é o meu estilo, mas é grátis.
- Tarzım değil ama bedava çanta işte.
Essa Birkin é minha, porra!
O benim lanet Birkin'im!
Lembras-te na Mes quando a vendedora disse que ja não tinham aquela mala Birkin que tu querias?
Hermes Mağazasındaki satıcı bayanın, senin istemiş olduğun "Birkin Çanta" larının hepsinin satıldığını söylediği zaman ne yapmıştın hatırladın mı?
Um novo nome é o acessório da moda para celebridades, como uma bolsa Birkin ou um bebé.
İsim yenilemek Hollywood ünlüleri arasında yeni bir modaya dönüştü, Birkin marka çanta veya bebek sahibi olmak gibi.
Estragou a minha Birkin!
Birkin'imi kopardın!
Ela está a subornar o gajo com uma bolsa Birkin.
Bilmez miyim. Biraz önce gümrükçüye rüşvet olarak Birkin çantası verdi.
Como está a tua esposa com a bolsa Birkin?
Karınız Birkin çantasını sevdi mi?
O que vais fazer? Bater na cabeça dele com a tua bolsa Birkin?
- Ne yapacaksın "Birkin" marka çantanla kafasına mı vuracaksın?
Estou na lista de espera por uma bolsa Birkin há anos, e o meu nome acabou de aparecer.
Uzun zamandır Birkin çantaları için bekleme listesindeydim,... ve sonunda sıra bana geldi.
- Hermès, Birkin, avestruz verde!
- Hermès. Birkin. Yeşil devekuşu!
É uma Birkin.
- Birkin bu çanta.
Queres sexo com uma mulher ou com um negro, viver alguma aventura e poder comprar uma mala de marca.
Tek istediğin bir kadınla ya da siyah bir erkekle sikişip, macera yaşamak ama yine de Birkin çantası alabilmek.
Viu a minha carteira "Birkin"?
Çantamı gördün mü?
Você mesma comprou um assassínio da mesma maneira que comprava um Lhasa Apso ou mala Birkin.
Kendine bir suikastçı satın aldın. Tıpkı Lhasa Apso veya el çantası alır gibi.
Informei o Tarel Birkin que eu estava a abortar a missão.
Görevi iptal ettiğimi Tarel Birkin'e söyledim. Otelden önce ayrıIdı.
Conheço um indivíduo em Hamburgo, o Tarel Birkin.
Hamburg'da bir adam tanıyorum Tarel Birkin.
Tarel Birkin, Estação de Hamburgo.
Tarel Birkin, Hamburg Station.
O Birkin trabalhou na Estação de Ankara 9 meses, mas ele estava focado no Partido dos Curdos.
Birkin, Ankara istasyonunda sadece dokuz ay çalışmış ve PKK üzerine konsantre olmuş.
O Birkin está a chegar.
Birkin buraya geliyor.
Eu precisava de saber como é que o Tarel Berkin era. E sabia que me dirias.
Çünkü Tarel Birkin'de neyle karşı karşıya olduğumu bilmeliydim ve bana söyleyeceğini biliyordum.
Pesquisei sobre o Tarel Birkin.
Tarel Birkin'i didik didik araştırdım.
Eu já trabalhei com o Birkin.
Birkin'le tek başıma çalıştım.
Mataste o Stavros e o guarda-costas em legítima defesa, mas porque é que foste ao apartamento se mandaste o Birkin para Hamburgo?
Kendini savunurken Stavros'la korunmasını öldürdün.. ... fakat Birkin'i Hamburg'a geri gönderdiysen ne diye onun dairesindeydin ki?
Comprou uma mala Birkin com o meu cartão de crédito.
Kredi kartımla Birkin çantası almıştı.
Hoje ela quer um bebé, amanhã vai querer uma mala Birkin.
Bugün bir bebek ister, yarın bir Birkin çantası ister.
Ela já tem uma.
Birkin çantası var.
- Dr. Birkin.
- Doktor Bukrin.
A Birkin?
Bayıldım.
A sério?
- Birkin çanta mı?