English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Bmw

Bmw Çeviri Türkçe

520 parallel translation
Já viste que o Inspector Fleytoux comprou um BMW?
Müfettiş Fleytoux bir BMW almış.
Comprei um automóvel novo. Uma BMW.
Yeni bir araba aldım bir BMW.
BMW, Kawasaki, Peugeot.
BMW, Kawasaki, Peugeot.
E já agora, reparo também motores de BMWs.
Aklında olsun, ayrıca BMW makinistiyim.
Às compras, ao BMW do teu pai e à bêbada da tua mãe. Cala-te!
Alış-veriş manikür, babanın BMW'si ve Karayipler'deki zengin ayyaş anan.
Os finalistas da escolha são o Volvo, o novo Benz e a série 3 da BMW.
Benim köpeğim bir şampiyondur, saf kan kaniş. Onu meşhur şampiyon Olimpos Zeus'uyla çiftleştirmek için saklıyordum.
Bem, o BMW é um carro divertido, mas, se fores contra uma parede, o Benz tem airbag, portanto escolheria o BMW.
O hayvanı buldum. Benim zengin dul Kankakee Düşesi ile. Ve onu test ettirdim, Bundy.
Bundy, acorde! Peg, meninos!
Bilgimi Volvo, mini Benz ve BMW'nin 3 serisi ile sınırladım.
Al, porque não nos acordaste para te rendermos? O leão protege as suas crias. O xerife mandou dizer-lhes que não encontrou nada no vosso quarto.
BMW sürücü arabası ama herhangi bir duvara çarparsan eğer Benz'lerde hava yastıkları var, yani BMW'yi seçerim.
Só me interesso por um homem se ele guiar um BMW.
BMW'si olmayan adamı bilmek dahi istemem.
Se tivesse dinheiro, compraria uma BMW RT 1000.
Ama param olsaydı bir BMW RT 1000 alırdım.
Tenho um bom BMW na fila 4, posição 20.
20 numara da çok güzel bir BMW var.
O Sr. BMW. Ainda o'vês'?
Bay BMW.
Estamos a perseguir um BMW vermelho. O condutor é louro.
Doğuya gidiyoruz, 4. caddeye, kırmızı bir BMW'yi izliyoruz şoför beyaz, sarışın.
Arranjo um professor de tênis e passeio pela cidade num BMW, como as outras.
Hey o kadar da aşağılamaya gerek yokmuş ardından bir tenis eteği alırım kasabadaki fıkır fıkır kaltaklardan bir farkım kalmaz
O meu lindo BMW.
Güzelim arabam.
BMW...
BMW.
Vem a Detroit e aluga um BMW?
Detroit'e gelip bir Beemer mı kiraladınız?
Recebi um telefonema duma testemunha, falou em tiroteio... e num BMW azul, com um homem e uma mulher dentro.
Bir görgü tanığından telefon geldi, ateş edildiğini ve içinde bir adamın ve kadının olduğu mavi bir Breemer'ın kaçtığını söyledi..
Temos um BMW azul.
Mavi bir Beemer bulduk.
Estão no cofre dum BMW branco.
Beyaz bir BMW'nin bagajında.
No banco traseiro do BMW branco.
Beyaz bir BMW'de. Arka koltukta.
- Tens um BMW. Aje como tal.
Altında bir BMW var.
O BMW.
Araba.
Venham ver os nossos BMW a condizer.
Gelin ve birbirinin eşi BMW'lerimize bakın!
- Isto dava jeito no meu BMW.
- Bunu benim BMW'de kullanabilirim.
- Dava jeito no meu BMW!
- Bunu benim BMW'de kullanabilirim.
Dava jeito no BMW de muita gente.
Birçok insan kullanabilir.
Porque vieste de Hyundai, esta noite, eu vim num BMW de 80 mil dólares.
Çünkü sen buraya gelirken bir Hyundai kullandın bense $ 80,000'lık bir BMW.
Terás um BMW antes de teres idade para ter carta.
Daha ehliyet yaşın bile gelmeden BMW sahibi olacaksın.
Portanto, J vais ficar connosco, ganhar dinheiro, conduzir um BMW, divertir-te
Şimdi bizimle kalıp para kazanıp BMW'ye binmek ve eğlenmek mi...
Meu camarada Doc deu uma festa.
BMW'si, evi ve cebinde parası vardı.
Divorciada procura profissional com BMW, para uma relação?
Miranda, güzel ve rahat bir hayat için BMW'li George'u arıyor gibi mi?
Então fui a casa dela, e vi-a cá fora com um gajo dentro de um BMW preto.
Onu dışarıda siyah BMW'li bir adamla konuşurken gördüm.
Porque é que nós, que estamos na casa dos 20, nos recusamos a trabalhar 80 horas por semana só para podermos comprar um BMW? Porque não nos interessa a contra-cultura que inventaram, como se não os tivéssemos visto esventrar a revolução deles por um par de sapatilhas de corrida.
Neden biz 20'li yaslardakilerin onlarin BMW'lerini alacak kadar paramiz olmasi için haftada 80 saat çalismayi reddettigimizi neden icat ettikleri karsi kültürle ilgilenmedigimizi merak ediyorlar, sanki bir çift spor ayakkabi için devrimlerini sattiklarini görmüyormusuz gibi.
E já que a Helen Anne teve um Infinity novinho, vamos dar-te o BMW dela.
Helen Anne'in yeni bir Infinity'si oldugu için eski BMW'sini sana verecegiz.
BMW?
BMW mi?
- Não quer um BMW.
- BMW istemiyor.
Não queres um BMW.
BMW istemiyorsun.
Mãe, Pai, fico com o BMW até poder comprar um carro.
Anne, baba. Kendim araba alana kadar BMW'yi aliyorum.
Ali é a máfia persa. Só andas com eles se tiveres um BMW.
Bir BMW'en olmadığı sürece İran mafyasıyla takılamazsın.
Um BMW.
BMW.
Nunca atropelou ninguém com o BMW e fugiu?
Arabanla birine vurup kaçtığın olmadı mı hiç?
Encontraram o BMW do tipo assassinado.
Ölen adamın BMW'si Santa Monica'da bulundu.
Pode levar o meu carro, é um BMW.
Benim arabamı alabilirsiniz.
Suave e rápido.
BMW. Güzel ve hızlı.
ia a sair do carro e vi-o no seu BMW.
Evet, BMW'sindeydi.
As ex-repúblicas soviéticas vendem duas pelo preço de um BMW.
Eski sovyet cumhuriyetleri çiftini bir BMW fiyatına satıyor.
ele anda de BMW.
Onun da, arkadaşlarının da çok parası var. BMW'si var.
BMW azul... quatro portas, chapa de matrícula número :
Mavi bir BMW.
- É o BMW.
Benimki BMW.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]