Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Booze
Booze Çeviri Türkçe
30 parallel translation
Bebida.
Booze.
A seguir, temos o barman Moe em Moe Melhor Bebida.
Şimdi sırada, Moe Better Booze ile Barmen Moe.
E com comida?
- Yemeğe ne kadar harcıyorsun, biliyor musun? - "The booze gratis" ister misin?
Há pouco esqueci-me de te oferecer...
Önceden ikram etmeyi unuttum... dolapta booze var.
Sê a bebida, Patty.
Booze gibi ol, Patty.
É uma questão de tempo até ele descobrir sobre o dinheiro no Utah o Bolshoi Booze, o nosso percurso para o México.
Eğer böyleyse, paranın Utah'da olduğunu ve Meksika'ya gittiğmizi öğrenmesi an meselesi.
- Bullshai Booze.
- Bolshee Booze'da.
Bolshoi Booze.
- Bolshoi Booze.
Junto à fronteira. Num sítio chamado Bolshoi Booze.
Sınırın yakınlarında, Bolshoi Booze denen bir yerde.
É um sítio a que ele chama Bolshoi Booze.
Bolshoi Booze dediği bir yer.
Um sítio a que se referem como Bolshoi Booze.
"Bolshoi Booze" diye bir yer.
Euros, Gajas e Bebida ( Bucks, Broads, Booze )
Para, fahişe ve içki.
É grátis booze E embriagado Primavera pare miúdos. O que mais você poderia possivelmente Queremos de uma noite?
Bedava içki, yarı yıl tatilindeki içkili gençler bir akşamdan başka ne isteyebilirsin ki?
Você tinha me em "free booze".
Sen zaten beni bedava sarhoşluk diyerek kandırdın.
Booze vendeu a partir de 13 : 00 e apenas para os escolhidos.
İçkiler 1.00 Pm'den satılıyor, sigarayı da anca belirli kişiler alıyor. Başlarım böyle işe.
O copofónico não conseguiu manter os tubarões no tanque e agora está a acusar-me.
Booze köpekbalıklarına sahip olamadı, şimdi de beni suçluyor.
Sabe, eu não descartava ter sido o copofónico a soltar um tubarão na sua própria piscina e acusar-me disso.
Booze'dan, kendi havuzuna köpekbalığı atıp sonra suçu bana atmasını beklerim zaten.
Então, quem ficou a ganhar mais com a morte prematura do médico, o copofónico ou o engatatão?
Doktorun zamansız ölümü kimin işine yarar? - Booze'un mu Mack'in mi?
Ou eu sou o copofónico. Eu chamo o veterinário do aquário e digo-lhe :
Bir Booze açısında bakalım Aquavet'i arıyorum ve diyorum ki...
Bem, eu não sou um gajo. Eu garanto a ti, que o álcool não afecta minha performance.
Erkek değilim, bu nedenle söz verebilirim ki booze yeteneklerimi sergilememi etkilemez.
Só viemos pelas bebidas de graça.
Free booze'dan yeni gelmiştik.
* Mas brindemos Ao casamento que aí vem *
# But let's a raise a glass of booze # # For the upcoming nuptials and wish you #
Os bares pequenos não conseguem competir com as grandes lojas como o Celeiro da Pinga e o Cidade da Álcool.
Anne ve baba barmenler Booze çiftliği ve Hooch şehri... gibi büyük mağazalarla rekabet edemez.
Porque estás a fazer isto comigo, bebida?
Oh, bunu bana neden yapıyorsun, booze?
Bebida e ecstasy.
Booze ve Molly. Evet.
Bebida?
Booze mu?
Disfarces inflamáveis cheios de álcool.
Booze'a bulanmış yanabilen kostümler.
Criou a cadeia de armazéns de licores, - "Bebidas do Mundo".
- Booze of the World diye bir alkol zinciri kurmuş.
- Gilbert?
Booze.
Rima com "bebida" ( booze ).
Sanki "yaram içerden" der gibi. Başka içkimiz kaldı mı?