English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Bullying

Bullying Çeviri Türkçe

272 parallel translation
bullying kids, revoItando-se!
- İğrençsin!
É a psicologia do bullying.
Sürü psikolojisidir.
Bullying.
Kabadayılık.
PROTEGER-TE CONTRA O BULLYING É POSSÍVEL
KENDİNİ KABADAYILIĞA KARŞI KORUMAK OLANAKLIDIR
Fui vítima de bullying durante um ano pelas minhas colegas de turma.
Bir yıldır sınıf arkadaşım tarafından fiziksel şiddete maruz kalıyorum.
Olhe, como está a insinuar tenho que responder-lhe nesta escola o bullying não existe.
Madem imâlı konuşuyorsun, işte cevabım : Okullarda kabadayılık diye bir şey yok.
Estou a falar de bullying, não das brincadeiras, mais ou menos violentas, que se passam em qualquer escola.
Fiziksel şiddetten bahsediyorum her okulda yapılan eşek şakalarından değil.
Acham que algum aluno da vossa turma ou da escola sofre algum tipo de bullying?
Herhangi bir öğrencinin sınıfında veya okulda fiziksel şiddete maruz kaldığını düşünüyor musunuz?
A ela também lhe fazem bullying.
O da benim gibi şiddet mağduru.
Infelizmente as agressões na escola, fenómeno conhecido como bullying teve hoje uma nova vítima.
Ne yazık ki kabadayılık olarak bilinen okullarda görülen en yaygın şiddet şekli, bir olaya sebep oldu.
A última vítima de agressões, do triste fenómeno chamado bullying, a jovem de dezasseis anos, filha de emigrantes que ontem levou um brutal sova dos seus colegas de escola, sofreu esta madrugada um agravamento do seu estado de saúde...
Şiddet olaylarının, yani "kabadayılık" denen bu acı fenomenin son kurbanı sınıf arkadaşları tarafından gaddarca pataklanan 16 yaşındaki genç bir göçmen kız. Şu an çok kritik bir durumda...
Estudos revelam que na União Europeia, 39 % dos alunos sofre de bullying, o Reino Unido é o país com o índice mais alto.
Avrupa Birliği'nin araştırmalarına göre öğrencilerin yüzde 39'u fiziksel şiddete maruz kalmakta ve bu sorunun başını da Birleşik Krallık çekmektedir.
Em Espanha, um em cada quatro é vítima de bullying, por outras palavras, 25 % das crianças em idade escolar.
İspanya'da her dört kişiden birisi şiddete maruz kalıyor diğer bir deyişle, okul çağı çocuklarının yüzde 25'i.
O mais preocupante é que o bullying continua a crescer e nós não somos capazes de o parar.
Endişe edilecek en önemli konu, "kabadayılık" gittikçe etkisini artırıyor ve biz, bunu durdurabilecek güce sahip değiliz.
Ele está a ser vítima de "bullying".
Biri ona zorbalık yapıyor.
Na essência, eu desaprovo o bullying.
Esasen ben kabadayılığın karşısındayım.
Quando eu era pequeno. Era o defensor dos menores que sofriam bullying.
Çocukken durmadan sataşılan güçsüz bir çocuğu korurdum.
Temos um caso de bullying na turma.
Bu sınıfta zorbalık yapılıyormuş.
Não é bullying mas inveja.
Bu zorbalıklar bence sırf kıskançlıktan.
Quando ele falou-me do bullying contra o Watanabe, eu disse-lhe para alegar que um aluno denunciara, para ajudar a clarificar tudo.
Watanebe-kun'un eziyet görmesi konusunda da sınıftan birine bir mesaj uydurmasını önerdim. Bu şekilde herkes için daha kolay olacağını söyledim.
Eu sabia muito bem que isso promoveria mais bullying.
Eksiksiz olarak her şeyi anlattım...
Estou mais interessado no facto de que foste suspenso por brigas, bullying...
Ben daha çok, kavga ettiğin ve kabadayılık tasladığın için uyarı aldığın gerçeği ile ilgileniyorum.
Docentes horrorosos e solitários que morreram prematuramente devido ao bom e velho bullying de escola.
Okul bahçesi kabadayılığına maruz kalıp, aramızdan... erken ayrılmış, çirkin ve yalnız öğretim görevlileri.
William, eu fui vítima de bullying a minha vida toda.
William, bütün hayatım boyunca bana zorbalık yapıldı.
Sabe, quando me chama de senhora, é bullying.
Biliyor musunuz, bana "bayan" derken, sizin yaptığınız da zorbalık.
Meninas, a situação do bullying do Karofsky no Kurt está fora de controlo.
Hanımlar, Kurt-Karofsky zorbası durumu kontrolden çıkmak üzere.
Mas também por "bullying". Ele até intimidou...
Kabadayılık da yapıyordu.
Então disse-me que sabia do bullying e nada tinha feito.
Sonra bana oğlunun kabadayılığını bildiğini ve hiçbir şey yapmadığını söyledi.
- Ela sofreu bullying.
- Zulüm görmüş.
- Sim. Bullying cibernético.
- Evet, sanal zulüm.
Ganha a vida a fazer... bullying a rapazes.
Çocuklara zorbalık yaparak hayatını sürdürüyor.
O que é magnífico é teres equacionado disciplina com bullying.
Büyüleyici olansa, disiplini zorbalıkla aynı kefeye koyman.
Tema de hoje, o bullying.
Bugün ilk başlığımız, fiziksel şiddet.
A Senhorita Pearson contou-me sobre o bullying.
Bayan Pearson beni aradı, olup bitenler hakkında konuştuk.
Esperei que a mãe me dissesse que o "bullying" constrói o carácter.
Annesi utanmasa, itilip kakılmak insanı daha güçlü yapar diyecekti.
Já sofreste "bullying"?
Seni hiç itip kaktılar mı?
Ele foi alvo de bullying ou algo parecido?
Biri ona kabadayılık falan mı taslamıştı?
O Bailey pode ter sofrido bullying.
Hepsi de Bailey'i ezmiş olabilecek üst sınıflar.
Tens alguma ideia do que a tua ódiada, tribo de bullying tem andado a fazer?
Senin takındığın bu nefret dolu, zorba tavırlar ne işe yarıyor biliyor musun?
Porque o William sofria de problemas de bullying na última escola.
Çünkü, William önceki okulunda zorbalıktan yakındı.
Deixem-me só dizer isto. Qualquer aluno que apanhar a fazer-lhe bullying ou a causar-lhe algum desconforto emocional ou físico será severamente castigado pela escola e, possivelmente, pela lei de fora.
Şunu söyleyeyim ; herhangi bir öğrenci onun zorbalık gördüğünü yakalarsa ya da birinin ona duygusal veya fiziksel sıkıntılar çektirdiğini yakalarsa bu davranışlar, burada ; okulda ve dışarda ; kanun görevlileri...
Doenças, hábitos nocturnos, dentes de leite, bullying.
Ani bebek ölümü sendromudur, uyku alışkanlıklarıdır diş çürümesidir, fiziksel şiddettir.
É por causa disso que o Bullying nesta escola está cada vez pior.
Okullarda zorbalık bu yüzden gittikçe artıyor.
Temo que o Bullying na escola tenha se tornado numa epidemia.
Korkarım ki zorbalık salgın hastalık gibi yayıldı.
Qual a política da escola sobre Bullying?
Okulunuzun zorbalık karşısında tedbiri nedir?
Nós achamos que o Bullying é mau.
Zorbalığın kötü olduğunu düşünüyoruz.
Quando vemos algum estudante a ser vítima de Bullying, avisamos logo que é mau.
Bir zorbalıkla karşı karşıya gelince bunun kötü olduğunu söylüyoruz.
Um dos estudantes disse-nos que os casos de Bullying estão a piorar.
Öğrencilerinizden biri, okulunuzda zorbalığın giderek arttığını söyledi.
Gostaríamos apresentar uma palestra sobre o Bullying na presença dos alunos, esta tarde.
Öğrencilerinizle bu öğleden sonra bir zorbalık semineri düzenlemek istiyoruz.
Que tipo de orientador diz'não a uma campanha Anti-Bullying?
Nasıl bir rehber öğretmen, zorbalık karşıtı bir kampanyayı reddeder?
Tu pedes-me para definir o que é o "Bullying".
Sen, benden bunu tanımlamamı istiyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]