Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Carlisle
Carlisle Çeviri Türkçe
444 parallel translation
Apartamento 127, Carlisle Court.
Carlisle Court, 127 numara.
Procurámos de Cape Wrath a Carlisle.
Kızgın Carlisle'e pelerin baktık.
O Doutor Carlisle garantiu pessoalmente.
Doktor Carlysle'ın bu konuda kişisel güvencesini aldın.
Não, fica no norte, junto a Carlisle.
Hayır, Bayan Dunn, İngiltere'nin kuzeyinde, Carlisle'ın yakınında.
E imagino que o Sr. Carlile tivesse sempre sabido.
Ve siz, Monsieur Carlisle, sanırım başından beri bunu biliyordunuz.
Do Carlisle.
- Carlisle, kim o?
Quem é o Carlisle? O Carlisle era um miúdo gordo, de St. Brendan.
Carlisle, St. Brendan'daki şişko çocuktu.
No Halloween, mascarávamo-nos todos e o Carlisle, ele veio ter comigo e...
Halloween, hepimiz degişik kostümler giymişdik. Carlisle benim yanıma geldi.
Carlisle, o que se passa?
Carlisle, neler oluyor?
Não, só o Carlisle é que faz isso.
Hayır. Beni dönüştüren Carlisle'dı.
Foi quando o Carlisle me encontrou a morrer de gripe pneumónica.
Carlisle beni bulduğunda İspanyol Gribi'nden ölüyordum.
O veneno foi muito doloroso. Mas o que o Carlisle fez foi muito mais difícil
İnanılmaz derecede acı veren bir zehirdi ancak Carlisle'ın durumu çok daha zordu.
Mas o Carlisle conseguiu?
Ama Carlisle durdu.
Então, o Carlisle é a verdadeira razão por que não matas pessoas?
Öyleyse insanları öldürmemenin asıl nedeni Carlisle değil.
Sou o Carlisle, esta é a minha família.
Adım Carlisle. Bunlar da ailem.
Carlisle. O sangue dela...
Carlisle, kan!
Carlisle!
Carlisle!
Encontrei o Carlisle.
Carlisle'ı buldum.
- Cozy Carlisle?
- Cozy Carlisle?
Sr. Carlisle, uma firma de advogados contratou-me... para encontrá-lo e informá-lo que Myron Spargo morreu no mês passado.
Bay Carlisle, bir hukuk şirketi tarafından sizi bulmak ve Myron Spargo'nun geçen ayki ölümünü bildirmekle görevlendirildim.
Tu ouviste o que disse o Dr. Carlisle... sobre as pessoas que continuam a encontra-se uma e outra vez.
Dr Carlisle'ın, iki insanın tekrar tekrar karşılaşması konusunda söylediklerini duydun.
Vai mudar-se para o Hotel Carlisle em South Kensington.
South Kensington'daki Carlisle Otel'e yerleşiyormuş.
Rumores dizem que Ewell está vindo pelas montanhas de Carlisle.
Rumor, Ewell'in Carlisle'deki dağlardan geldiğini söylüyor.
O Dr. Carlisle costuma passar aqui a esta hora. vai gostar de conhecê-lo.
Dr. Carlisle genelde bu sıra uğrar. Sizinle tanışmak ister.
Richard Carlisle.
Richard Carlisle.
Gostará de conversar com o Dr. Carlisle.
Dr. Carlisle'la sohbet hoşunuza gider.
Guardar a senhora Carlisle proporcionou-me tempo para melhorar as minhas capacidades. - Oh, muito bem.
Bayan Carlisle'ın koruması olmak... bana yüksek lisans için çalışma fırsatı verdi.
Bem, então... temos um problema porque o presidente... está a pedir para regressares para a sra. Carlisle como um favor pessoal.
O zaman bir sorunumuz var, çünkü Başkan kendisine bir iyilik yapıp... Bayan Carlisle'a dönmeni istiyor.
Bem, eu não queria magoar os seus sentimentos, senhora Carlisle... mas o meu serviço aqui acabou, e eu gostava de regressar a Washington.
Şey, elbette alınmanızı istemem Bayan Carlisle... ama buradaki görevim bitti ve Washington'a dönmek istiyorum.
- Os homens com pistolas e espingardas. - Sim, senhora Carlisle?
Silah ve tüfeklerle görülen adamlar :
Senhora Carlisle?
Bayan Carlisle?
- Desculpe, senhora Carlisle. - Tudo bem.
- Bağışlayın Bayan Carlisle.
- Senhora Carlisle, estão 38 graus.
Bayan Carlisle dışarıda sıcaklık 3 derece.
Eu sou um agente do Serviço Secreto, senhora Carlisle, não um caddy.
Ben bir gizli servis ajanıyım Bayan Carlisle, taşıyıcı değilim.
Bem, eu recebi este telefonema da Tess Carlisle. E eu sei que isto pode parecer um pouco doido... colheste alguma flor dela?
Şey, Tess Carlisle beni aradı... ve biliyorum bu biraz çılgınca ama... onun çiçeklerini kopardın mı?
Ei, senhora Carlisle, trago a sua roupa e um hamburger.
Bayan Carlisle, çamaşırlarınızı ve Whopper'ınızı getirdim.
Senhora Carlisle.
Teşekkürler. Bayan Carlisle!
E a senhora Carlisle e a Nancy Reagan?
Peki ya Bayan Carlisle ve Nancy Reagan?
A senhora Carlisle vai por KO a Nancy no sexto ou sétimo round.
Bayan Carlisle, Nancy'yi altı yedi raunt sonra nakavt ederdi.
A senhora Carlisle, ela flutua, ela dança. Totalmente imprevisível.
Bayan Carlisle ise sürekli yer değiştirir, dans eder durur, ne yapacağı belli olmaz.
Não posso.
Bayan Carlisle, yapamam.
Podes tentar verificar onde está o automóvel da senhora Carlisle?
Bayan Carlisle'ın arabası için arama emri çıkarır mısınız lütfen?
Agente Chesnic, uh... A senhora Carlisle é muito escorregadia, não é?
Ajan Chesnic, Bayan Carlisle oldukça güvenilmez biri, değil mi?
Adeus, senhora Carlisle.
Hoşçakalın.
Tenho muita pena, senhora Carlisle, mas os regulamentos...
Çok üzgünüm Bayan Carlisle, ama kurallar...
Não somos homens armados, senhora Carlisle.
Biz silahlı adamlar değiliz Bayan Carlisle.
- Adeus, senhora Carlisle.
- Hoşçakalın Bayan Carlisle.
Em vez disso, estou a ter um problema com a Tess Carlisle.
Onun yerine, bir Tess Carlisle sorunu yaşıyorum!
Sim.
- Evet, Carlisle.
- Carlisle, que alternativa tenho?
Diğer seçeneğim ne?
- Senhora Carlisle?
- Bayan Carlisle...