Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Chelsea
Chelsea Çeviri Türkçe
1,038 parallel translation
Ela necessita tanto de um pai.
Ve Chelsea, bir babaya öyle ihtiyacı var ki.
Como está Chelsea?
- Chelsea nasıl?
Não quero que a Chelsea veja-me assim.
Paul, Chelsea'nın beni böyle görmesini istemiyorum
Chelsea está na minha casa. A empregada está a cuidar dela.
Chelsea hala benim evimde.
De qualquer modo, promete-me que cuidarás da Chelsea.
- Hayır, ama yine de söz ver bana. - Chelsea ile ilgileneceksin.
Chelsea, lamento muito pela tua mãe.
Chelsea, annen için çok üzgünüm.
Não esqueça isto, e o teu gorro.
Chelsea, eldivenlerini ve şapkanı unutma.
Vá lá acima e veja como está a Chelsea.
Sonra yukarı ve Chelsea'yı kontrol et.
Apanharemos o Kersey usando Chelsea como isco.
- Kersey'i Chelsea'yı yem olarak kullanıp yakalayacağız.
Então apanho a Chelsea aqui e Kersey não vai fazer nada.
Yani Chelsea'yı buradan toplayacağım ve Kersey hiç bir şey yapmayacak?
Sim, Kersey está a seguir-me e agora vou buscar a Chelsea.
Chelsea'yı almaya gidiyorum.
Chelsea, anda cá.
Chelsea, buraya gel.
Ei, não vou tirar de você... diz aí que ela se chama Chelsea Stoker.
Adı Chel- - Onu senden almayacağım. Sadece adının Chelsea Stoker olduğunu belirtmek istiyorum.
Viveu no orfanato de Chelsea até 1991, quando foi adoptado pela escola.
1991 yılında, okul onu evlatlık verene kadar Chelsea Yetimhanesinde yaşadı.
Iräo para a minha Casa de Chelsea apreciar os encantos da época.
Chelsea'deki evime gelip güzellikleri tadacaksınız.
- Aqui, em Chelsea.
- Chelsea'de.
Da Chelsea.
Chelsea.
Estou a substitui-lo como crítica gastronómica no Chelsea Reporter.
Onun için Chelsea Reporter'a bir yemek eleştirisi yazıyorum.
O Chelsea Reporter.
Chelsea Reporter.
- Olá, Chelsea.
- Merhaba Chelsea.
Pensa que raptou a Chelsea Clinton?
Sen kimi kaçırdığını sanıyorsun, Chelsea Clinton'ı mı?
Pensa que raptou a Chelsea Carter?
Kimi kaçırdığını sanıyorsun, Chelsea Carter'ı mı? Elli milyon dolar mı?
50 milhões de dólares? Pensa que raptou a avó da Chelsea?
Kimi kaçırdığını sanıyorsun, Chelsea Grammer--Chelsea- -
"Pensa que raptou a Chelsea Clinton"!
Kimi kaçırdığını sanıyorsun, Chelsea Clinton'ı mı? Elli milyon dolar mı?
50 milhões de dólares? Pensa que raptou a Chelsea Clinton?
Kimi kaçırdığını sanıyorsun, Chelsea Clinton'ı mı?
A Chelsea Clinton?
Chelsea Clinton?
Nessa noite, a Miranda e eu tínhamos planeado ir ter com a Charlotte para a inauguração de uma galeria em Chelsea, quando...
O gece, Miranda ve ben, Chelsea'de bir galeri açılışı için Charlotte'a katılmaya karar vermiştik ki...
Ouve : "Quarto-e-sala encantador, adajcente a Chelsea."
Tamam, burada, etkileyici bir yatak odası, Chelsea'ye yakın iyi korumalı, 1,500.
Minúsculo. "Adjacente a Chelsea"?
Etkileyici : küçük. Chelsea'ye yakın :
Baixa, prateleira decente, quase parecida com a Chelsea Clinton.
Kısa, nazik duruş, bir bakıma Chelsea Clinton.
Fotografias da Chelsea Clinton.
Chelsea Clinton'ın resimleri.
Sim, ela era recepcionista até começar a trabalhar no Chelsea Pier.
Evet, Chelsea Pier'de işe başlayana kadar orda hosteslik yaptı.
- E tu estás... Em Chelsea.
- Evet, ya sen?
Eu chamo-te um táxi.
- Chelsea'de.
Charlotte, sou um pasteleiro de 35 anos que vive em Chelsea.
Charlotte.. ... Chelsea'de yaşayan 35 yaşındaki bir tatlı aşçısıyım.
Parece que a Samantha andava a sair com o Harvey Terkell, um investidor que arrasara na bolsa, transformando fábricas exploradoras em luxuosos condomínios para os ricos.
Anlaşılan Samantha, bir süre önce piyasada büyük paralar kazanmış gayrimenkul yatırımcısı Harvey Terkell'la çıkıyordu. Chelsea şeker dükkanlarını lüks giyim mağazalarına dönüştürmüştü.
Estamos em Chelsea, e o teu hotel fica aqui, em Knightsbridge.
Chelsea'deyiz. Hyde Park Oteli burada.
Pode ser uma mudança para ti, Chelsea.
Senin için bir değişiklik olabilir.
Estou agora com Lady Chelsea, para aprender a ser um Cavalheiro.
Şimdi Lady Chelsea ile beraberim, gerçek bir centilmen olmayı öğrenicez.
Num café em Chelsea, amanhã ao meio-dia.
Chelsea'de bir kafede. Yarın öğlen.
GINÁSIO CHELSEA TERÇA-FEIRA, 9 DE JANEIRO
Laboratuar, çarşafların üstündeki kanın kıza ait olduğunu söyledi.
Se ganhar Chelsea, tem a cidade na mão.
Chelsey'i tavlarsan bütün şehri aldın demektir.
Não estou preocupado com Chelsea.
Chelsey için kaygılanmıyorum.
Dois baldes de bolas pelo preço de um no Chelsea Piers hoje.
Chelsea Limanında 2 sepet top bugün 1 sepet fiyatına.
Sou assistente directora na Schuller Gallery em Chelsea.
Chelsea'deki Schuller galerisinde sanat asistanı yöneticisiyim.
Syd Barrett voltou para Londres e viveu no edifício de apartamentos chamado Chelsea Cloisters, isolado e sem nenhum contacto com seus amigos dos Pink Floyd, que por essa altura se tinham tornado numa das bandas mais bem-sucedidas do mundo.
Syd Barrett Londra'ya döndü ve "Chelsea Cloisters" apartmanında yaşamaya başladı. Tecrit olmuş, ve artık dünyanın en başarılı gruplarından biri haline gelen Pink Floyd'daki arkadaşlarıyla tüm bağlantısını kopartmıştı.
Em 1978, Syd Barrett deixou Chelsea Cloisters pela última vez e voltou a pé para Cambridge.
1978'de, Syd Barrett, Chelsea Cloisters'tan son kez ayrıldı ve yürüyerek Cambridge'e döndü.
O pai da Chelsea está aqui.
- Chelsea'nın babası burada.
Estou com a Chelsea.
Evet, Chelsea'yı aldım.
- Voltem ao princípio.
Baştan alıyoruz. Öyle miydi, Chelsea- - Bildim mi?
- Goa! - O quê? !
Bir hafta Goa'da sahil, sonra Delhi, Tac Mahal, senin için Niagara ve Bombay, sonra da Chelsea'nin Spurs karşılaşması için döneceğiz.