Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Comdex
Comdex Çeviri Türkçe
54 parallel translation
Conhecemo-nos na Comdex.
Vegas'ta Sun Microsystems'te çalışıyorum Comdex'te karşılaşmıştık.
Comdex, não vais querer fazer isso.
Dinle Condax, muhtemelen bunu yapmak istemezsin.
Estava na COMDEX há dois anos.
İki yıl önce COMDEX'teydim.
Não me deixou dormir à noite, tornou-me aquele miúdo outra vez e segui-te até à COMDEX e observei à medida que eles também te seguiam e à tua linda máquina, fora de série.
Beni tüm gece uyanık tuttu. Tekrar o çocuk oldum seni COMDEX'e kadar takip ettim ve onların da seni ve o güzel makineni uçuruma kadar sürüklemesini izledim.
E porque é que demora tanto tempo? Estamos no bom caminho para termos o nosso protótipo pronto para a COMDEX.
COMDEX'te gösterebileceğimiz bir prototip için tam zamanında ilerliyoruz.
A pergunta que o vosso CEO vos fará no colóquio pós-COMDEX.
CEO'nuzun COMDEX sonrası toplantıda size soracağı soru.
Vamos à COMDEX, entramos na Sears e vendemos 50 mil unidades certo.
COMDEX'e gideceğiz, Sears'a gireceğiz garanti bir şekilde 50.000 bilgisayar satacağız.
Faltam 6 semanas para o COMDEX e precisamos de uma estrutura.
COMDEX'e kadar altı haftamız ve bir kasaya ihtiyacımız var.
No dia em que nos apresentarmos na COMDEX...
COMDEX'de görücüye çıktığımız an, Nathan...
Preciso que autorizes um empréstimo para podermos ir à COMDEX.
Senden bize COMDEX'e girmemizi sağlayacak kişisel bir köprü kredi sunmanı istiyorum.
Na COMDEX, sumptuoso é camarão.
COMDEX'te cömertlik karides demektir.
Não estás chateada por causa da COMDEX? O quê?
- COMDEX için üzgün değil misin?
COMDEX!
COMDEX.
A COMDEX serve para vender, que é a minha especialidade.
COMDEX satış demek ve bu da benim uzmanlık alanımda. Peki ya demo?
- O Joe não quer que vá à COMDEX, e sabes a víbora que ele é, mas só restava um quarto no Strip e os voos para Vegas não paravam de subir.
Joe beni COMDEX'in dışında bırakmaya çalışıyor ve sana onun ne kadar sinsi olduğunu söylememe gerek yok ama Strip Otel'de boş sadece bir oda kalmış ve Vegas'a da ilk uçuşu almak zorundaydım.
Lamento. Íamos repor o dinheiro na conta do Cardiff mal fizéssemos umas vendas e voltássemos da COMDEX.
Parayı satışa başladıktan sonra COMDEX dönüşü...
Uma encomenda antes da COMDEX, antes que o preço dispare.
Şimdi küçük bir miktarda, COMDEX öncesi, fiyatlar fırlamadan önce.
Ir à COMDEX.
- COMDEX'e gitmeyi.
Vou à COMDEX vender o Giant, como sempre planeámos.
COMDEX'e gidecek ve her zaman planladığımız gibi Dev'i satacağım.
Depois, vou ter com o Joe, volto para fazer as malas e vou para a COMDEX.
Sonrasında Joe, sonra buraya gelir, toplanıp COMDEX'e gideriz.
E se levarmos o Giant à COMDEX à mesma, e recebermos encomendas?
Her şeye rağmen Dev'i COMDEX'e götürsek? Bilirsin, siparişler falan gelmeye başlar.
Eu sabia que íamos arrasar na COMDEX e vender o Giant, por isso, pedi ao joalheiro de Berkeley para o fazer e mo mandar para o escritório.
COMDEX'in canına okuyup, Dev'i satacağımızı biliyordum. Ben de Berkeley'deki aynı kuyumcuya gidip yeni bir tane yaptırıp, ofise yollattım.
Leva esse ímpeto à COMDEX e seremos um êxito.
Bu ateşi COMDEX'e de getir ortalığı yıkalım.
- À COMDEX?
- COMDEX?
Convenci o Joe a vender o Porsche. Já temos o suficiente para a COMDEX.
Joe, Porsche'unu satacak böylece COMDEX'e gidecek paramız olacak.
Vamos à COMDEX.
- COMDEX'e gidiyoruz.
Vamos para Vegas, à COMDEX!
Vegas biz geliyoruz, COMDEX!
Só se aparecerem todos na cabina da Cardiff Electric ressacados, de rastos, só para verem esta máquina a arrasar com as outras na COMDEX.
Yalnızca hepiniz Cardiff Electric standında akşamdan kalma, sıkılmış bir şekilde bu makinenin... Tamam, o zaman anlaştık.
Uma para a COMDEX e outra por pura diversão.
Biz kez COMDEX, bir kez de eğlencesine. Eğlencesine mi?
A COMDEX está mais perto do que parece, temos de estar prontos.
- Comdex sandığımızdan daha yakın.
Na COMDEX. Quase me convenceste.
COMDEX'teyken beni az kalsın ikna ediyordun.
Na COMDEX, sumptuoso é camarão.
Karşında ülkedeki tüm Weatherby otellerinin yeni ortağı duruyor.
O quê? Por que haveria eu de querer ir à COMDEX?
Seni, beni veya firmayı anlatmış olabilir.
COMDEX!
Şu terapistini bir ziyarete gideceğim.
- O Joe não quer que vá à COMDEX, e sabes a víbora que ele é, mas só restava um quarto no Strip e os voos para Vegas não paravam de subir.
Böylece şu kızla daha çok zaman geçirebileceksin, neydi adı? Hiç söylemedin. - Artık görüşmüyoruz.
Íamos repor o dinheiro na conta do Cardiff mal fizéssemos umas vendas e voltássemos da COMDEX.
Telefon da yok. Londra'daki ofisini aradım ama ülke dışına çıkmış.
Uma encomenda antes da COMDEX, antes que o preço dispare.
Hayır. O beni aradı.
Ir à COMDEX.
- 1 saniye bile yeter dostum.
Vou à COMDEX vender o Giant, como sempre planeámos. Maldito Nathan Cardiff!
Linke tıklayacaklar, klibi izleyecekler, albümü dinleyecekler ve bayılacaklar.
Depois, vou ter com o Joe, volto para fazer as malas e vou para a COMDEX. Vou vender um computador. O meu próprio computador, como eu sempre disse.
Kalpazanımız Leah Wells, yıllardır Jordan Hamlin için para basıyor.
E se levarmos o Giant à COMDEX à mesma, e recebermos encomendas?
Hatta Tanık Koruma Programım için çok daha iyi olur.
Eu sabia que íamos arrasar na COMDEX e vender o Giant, por isso, pedi ao joalheiro de Berkeley para o fazer e mo mandar para o escritório.
Sonra bu ufak, korkunç parçam yine kafamı kurcalıyor. "Ya o benim hayatımın aşkıysa?"
Leva esse ímpeto à COMDEX e seremos um êxito. - À COMDEX?
Çünkü sadece benden çalmadın.
Já temos o suficiente para a COMDEX.
- Sakın söyleme. - Videoları görmek istiyorum. - Videosu mu var?
que na COMDEX estavas a passar por um mau bocado, só isso.
Cameron COMDEX'te biraz kötü göründüğünü söylemişti. Hepsi bu.
Foi logo depois de ter estado contigo na COMDEX.
Seni COMDEX'te gördüğümden hemen sonraydı.
Por que haveria eu de querer ir à COMDEX?
Neden COMDEX'e gitmek isteyeyim ki?
Vais à COMDEX sem mim?
- COMDEX'e bensiz mi gidiyorsun? - Üzgünüm.
Vai lá à COMDEX.
COMDEX'e gidin.
Não estás chateada por causa da COMDEX?
Alice Vaughan, ikimiz için de bir sorun.
A COMDEX serve para vender, que é a minha especialidade.
Yaşadıklarımızın gerçek olduğunu söyledi.