Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Complique
Complique Çeviri Türkçe
52 parallel translation
Não complique as coisas tentando escapar.
Öyle. Kaçmaya kalkıp her şeyi zorlaştırma.
- Não queremos que isto se complique.
- İşler berbat olsun istemeyiz.
Fique calmo, não complique. Olhe apenas para o que está a sua frente. Ninguém quer entender a razão disto tudo.
Her şey basit olsun sadece önümüzde ne olduğuna bakalım...
Acho que já sabe que não vou dormir contigo, assim não complique o assunto falando disso.
Umarım seninle yatmayacağımı da biliyorsundur ve bu konuyu açmazsın.
Por favor, não complique as coisas, desmentindo-se a si próprio.
Lütfen kendi ifadenizi yalanlayarak durumu daha da zora sokmayın.
Não complique a minha vida.
Bana zorluk çıkartma.
Não complique as coisas.
İşi daha da zorlaştırma.
Alguns casos são simples, alguns são três complique.
Bazı olaylar basitken, bazıları ise oldukça komplikedir.
Não complique isto, Francis.
Meseleyi zorlaştırma Francis.
Receio que complique, John.
Korkarım zorlaştıracak, John.
Não complique.
Dilimizde konuşalım, albay.
Vou sair daqui, antes que isto se complique.
Kötü şeyler olmadan buradan gidiyorum.
Não complique, em qualquer lugar!
isleri karmasiklastirma. Sadece sakla.
Mãe, não complique as coisas.
- Anne, işleri zorlaştırabilir ama.
Tudo. É melhor sair disto antes que se complique.
Belki de işler daha karışık hale gelmeden vazgeçmeliyim.
Tenha calma e não complique.
Kendini kasma ve programa uy.
Não, não complique a questão.
Hayır. Konuyu karmaşık hale getirme.
- Não complique as coisas.
- Boş ver ayrıntıları.
Mas vou ficar com eles, por isso não complique, vai ser preso na mesma, vou certificar-me disso.
- Nasıl olsa alacağım. Neden kendin için işleri kolaylaştırmıyorsun? Nasıl olsa hapse gireceksin.
Vou buscar o Charles e extreminá-la, antes que a situação se complique.
Ben Charles'ı da alıp durum kötüleşmeden önce oraya gitsem iyi olacak.
Não complique as coisas, Monk.
İşleri karıştırma, Monk.
Toque, Quantz, procure. Mas sobretudo, complique.
Quantz, çal, incele... ve en önemlisi : zorlaştır.
"Tenho a vida organizada, por isso não me complique a vida."
"Kurulu bir düzenim var. Hayallerimi yıkmamı isteme."
Antes que isto se complique, quero ouvir da tua boca.
Bu iş daha derine inmeden, senden duymak istiyorum.
A não ser que isto se complique.
Tabii işler karışmazsa.
- Arau, não complique mais as coisas.
- İşi zorlaştırma.
- Não complique, despache-se.
Şikayet edip durma, acele et
Não queremos criar uma situação que complique tudo ainda mais.
Solucan kutusunu açmayı istemeyebilirsiniz.
Eu só quero que isto não nos complique as coisas.
O'nun, bizim için olayları berbat etmemesini istiyorum sadece.
Não complique ainda mais as coisas.
Bu işi daha fazla zorlaştırma. - O'Brian.
- Não sei. Mas é melhor descobrirmos, antes que se complique.
Ama, olay daha kötüleşmeden çözmemiz gerekiyor.
Não complique! Johan!
Neden işi zora sokuyorsunuz?
Antes que a vida se complique mais.
Hem de birileri bana saldırmadan.
Ouça, não complique mais a situação. Volte para o seu lugar.
İşleri zorlaştırmayın, sıranın arkasına gidin.
Não complique isto, Jack.
İşleri daha fazla karıştırma Jack.
Portanto, se não se importam para o bem da Emily vamos evitar que isto se complique.
Bu yüzden, Lütfen... Emily aşkına.. Yanlış birşey yapmak yok.
Não complique as coisas.
İşimizi zorlaştırmanın lüzumu yok.
Não quero que a sua ligação pessoal complique as coisas.
Ihtiyacim olan son sey senin kisisel ilgi alanlarin Karmasik konular.
O Jody e eu não queremos que o físico complique as coisas para nós.
Bilmiyorum ya, Jody'yle karisik fiziksel olaylara girip isi bozmak istemiyoruz.
A situação talvez se complique no clube de campo, mas o meu emprego falso facilitou as coisas com o pai.
Spor kulübünde işler sarpa sarsa da, uydurma işim sayesinde babamla aram iyiydi.
Esperamos que consigas resolver isto antes que se complique.
İşler çirkinleşmeden bunu çözebileceğini umuyoruz.
Darren, não complique as coisas, ainda mais.
- Darren, lütfen. İşleri olduğundan daha da zor hale getirme.
Major, não complique.
- Binbaşı, olay çıkarma.
Espero que isto não complique as coisas para si.
Umarım bu işlerinizi berbat etmemiştir.
Eu tento, mas ha quem so complique.
Ben fazla iş çıkartmak istemiyorum ama diğer herkes istiyor gibi görünüyor.
Não quero que isto entre nós se complique.
İlişkimiz karmaşık bir hal almasın.
Quero ir antes que o trânsito se complique.
Trafik yoğunlaşmadan yola koyulmak istiyorum.
Alguém difícil de conquistar, que talvez complique um pouco.
Elde edilmesi zor olan belki biraz karmaşık olanlardan. Elde etmek için uğraşmak istiyorsun.
Não complique as coisas.
Kafanda bu kadar büyütme.
Ainda não sei, mas é possível que a situação se complique.
Henüz bilmiyorum ama muhtemelen işler kızışacak.
Não complique.
Fazla büyük oynama.