Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Conor
Conor Çeviri Türkçe
580 parallel translation
Às vezes eu pensava se o Sr. Connors não era meu pai.
Bazen Bay Conor'un babam olduğunu sanırdım.
É Conor, o Duffy está cá.
Umarım parasını getirmişsindir.
Fotografia desculpe.
Afedersiniz ben Conor O'Neill.
Sou Conor O'neill. Às 11 h30 com James Fleming.
James Fleming ile 11 : 30'da randevum vardı.
Sabes, Conor... Eu faço isto em favor da comunidade.
Bunu topluma geri birşeyler vermek için yapıyorum.
Este é o treinador Conor. ele vai ocupar-se de vocês, diariamente.
Günlük çalışmalarınızı artık onunla yapacaksınız.
- Esse totó é nosso treinador? ele passou por aqui para vos dar o equipamento.
Koç Conor da malzemeleri size vermek üzereydi.
Sou Conor O'neill. Queria faIar-Ihe...
Sizinle şey hakkında konuşmak istiyordum.
Ouça, chamo-me Conor. elizabeth.
Dinle, ben Conor.
Treino no Sábado à 1 h? - Treinador Conor?
Çalışma cumartesi saat 1 : 00'de tamam mı?
O Bill Connor e os cães todos dele não me assustaram!
Bull Conor ve köpekleri bile korkutamaz.
Preciso saber se você pode olhar o Connor esse fim de semana.
Bu hafta sonu Conor'a bakabilir misin?
E aqui estamos, vamos classe... e mais uma vez em posição, ela vai no canto
Hadi, kalabalık! Tekrar Joe Conor ile beraberiz. Sunmaya devam ediyor.
- Conor Donovan.
Ben Conor Donovan.
Queria tanto voltar a pedalar naquela bicicleta outra vez... mas então... do nada... não mais Conor Donovan.
O bisikleti o kadar çok sürmek istedim ki, ama sonra birdenbire,
Eu vi-o, eu vi o Conor.
Onu gördüm.
No apartamento.
Conor'ı... dairemde.
foi quando tu me viste... e o Conor. Ele é paramédico e...
O ilk yardım uzmanı ve...
Conor, não me deixes.
Conor, beni terk etmedin.
Conor, também tenho saudades tuas.
Oh, Conor, ben de seni özledim.
Era assim estar com o Conor, parecia que ele deixava-te entrar neste grande segredo, somente para nós os dois.
Conor'la beraber olmak böyle bir şeydi. Sanki o beni büyük bir sırra ortak ediyordu, sadece ikimiz için olan bir şeye.
Tudo acontece por uma razão, e é por isso que o Conor ainda está aqui.
Her şeyin bir sebebi vardır, ve Conor bu yüzden burada.
- Conor, deixa-me ser honesta.
Conor, şunu dürüstlükle söyleyebilirim ki.
Sei disso, Conor. E também sei que tu a amas.
Bunu biliyorum Conor ve senin de onu çok sevdiğini.
- O Conor está aqui?
Conor burada mı?
É como se o Conor fosse o meu anjo da guarda.
Conor sanki benim koruyucu meleğim.
Mas chorei tanto o Conor.
Ama Conor'ı o kadar çok istiyorum ki.
- Conor.
Conor.
Também te amo, Conor.
Ben de seni seviyorum Conor.
Conor... não vás!
Conor... ne?
- Vai.
Conor?
- Conor. - Obrigado, desculpe.
Teşekkürler, üzgünüm, güle güle!
Conor.
Conor?
Você, segure nisso.
- Tamam. - Conor!
- Estás bem? - O nome dele é Conor?
- Adı Conor mı?
Conor, quero que saltes para a cortina.
Pekâlâ Conor, bu perdeye zıplamanı istiyorum.
Vais ficar bem, Conor.
Bir şey olmayacak Conor.
Conor, o que estás a fazer?
Conor, ne yapıyorsun?
Sou o Ticky!
Hey Conor ben Ticky!
Eu não tenho jeito para miúdos.
Jimmy çocuklarla aram pek iyi değildir. Biliyorum Conor.
Irmã WiIkes?
Ben Conor O'Neill.
Conor O'neill, treinador dos bebés agarrados.
Conor O'Neill, keş bebelerin koçu. O takıma koçluk yapamam.
Conor O'neill.
Conor O'Neill.
O treinador, Conor O'neill.
Connor O'Neill.
Este é o Conor O'neill.
Bu Conor O'Neill. Seninle tanışmak istedi.
Conor O'neill.
Beni kaçırdın.
Não, não, Conor.
Hayır, hayır Conor.
Conor.
Orada kal.
Conor.
Conor!
- Conor.
- Gel buraya.
Conor!
Conor!