English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Coon

Coon Çeviri Türkçe

34 parallel translation
Coon, Fred.
Coon, Fred.
I esteja dizendo a você, ele chama você um coon!
Zenci. İşte bunu diyor size.
Vais exigí-lo ao Treinador Matumbo como da outra vez?
GECEN SEFER YAPTIGIN GiBi "COACH COON" A MI DANISACAKSIN?
Em 1922, chamava-se Coon Chicken Inn.
Başlangıçta 1922'lerde Coon Chicken Inn diye anılıyordu.
Eu encontrei isso quando andava a fazer uma pesquisa e descobri que o Cook's Chicken dantes se chamava Coon Chicken.
Bunu araştırma yaparken buldum ve "Cook's Chicken" ın aslında "Coon Chicken" olarak anıldığını keşfettim.
Não há muitos Van Coon na lista telefónica.
Telefon rehberinde çok fazla Van Coon yoktu.
- O Van Coon era esquerdino.
- Yani? - Van Coon solaktı.
- O Van Coon.
- Van Coon.
Porta fechada, janelas fechadas, exactamente como o Van Coon.
Kapılar kilitli, pencereler içeriden sürgülenmiş. Van Coon ile tamamen aynı olay.
Inspector, acredita mesma que a morte do Eddie Van Coon, é só mais um suicídio nesta cidade?
Müfettiş, gerçekten Eddie Van Coon'un şu şehirli intiharlarından biri olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Ele escalou seis andares nos condomínios em Docklands, saltou até à varanda e matou o Van Coon.
Örümcek Adam gibi mi? Rıhtım civarındaki binalardan birine altı kat tırmandı,... balkona atladı ve Van Coon'ı öldürdü.
O assassino vai até ao banco e deixa uma mensagem ao Van Coon.
Katil, bankaya gider,... bankada tehditkâr bir şifre bırakır.
O Van Coon entra em pânico, fecha-se dentro de casa.
Van Coon panikler, evine döner, kendini içeri kilitler.
Eu vou falar com a secretária do Van Coon.
Ben gidip Van Coon'un kişisel asistanını bulacağım.
O Eddie Van Coon trouxe a encomenda para aqui, no dia da sua morte.
Eddie Van Coon öldüğü gün buraya bir paket getirmiş.
Sobre o Van Coon e como conseguiu sobreviver ao mercado.
Van Coon hakkında, piyasada nasıl zarar etmediği hakkında.
O Brian Lukis e o Eddie Van Coon, trabalhavam para um gangue de contrabandistas internacionais.
Brian Lukis ve Eddie Van Coon uluslararası bir kaçakçılık çetesi için çalışıyorlardı.
- Eddie Van Coon e Brian Lukis.
Eddie Van Coon ve Brian Lukis.
Agora, o Van Coon.
Şimdi de, Van Coon.
- Todos os livros que o Lukis e o Van Coon, tinham em casa.
Lukis'in ve Van Coon'ın dairelerindeki her kitabı istiyorum.
Um estava na mala do Lukis, e o outro na mala do Van Coon.
Biri Lukis'in bavulunda biri Van Coon'un.
Todos os leilões coincidem com as viagens de um dos dois à China.
Her açık arttırma Lukis ya da Van Coon'un Çin'e gidişiyle çakışıyor.
O Lukis e o Van Coon faziam parte de uma operação de contrabando.
Lukis ve Van Coon bir kaçakçılık operasyonunun parçasıydılar.
- O Eddie Van Coon era o ladrão, roubou o tesouro quando esteve na China.
Hırsız Eddie Van Coon'du,... Çin'deyken hazineyi o çaldı.
Porque dizes que foi o Van Coon e não o Lukis?
Lukis değil de Van Coon olduğunu nereden biliyorsun?
- Desculpe? - Não acho que o Eddie Van Coon fosse do tipo de comprar sabão, a não ser, que esperasse companhia.
- Eddie Van Coon'un kendisine el kremi alacak türde bir adam olduğunu sanmıyorum,... eğer evine gelen bir bayan yoksa.
O Bruno costumava meter-se em lutas com um gato gigante do 37.º andar.
Eskiden Bruno 37. kattaki Maine coon kedileriyle kavga ederdi.
Coon-Ass, quando quiseres, querida.
- İstediğin zaman gitmeye hazırız tatlım.
Muito bem. Norman, tu e Coon-Ass, verifiquem aquela casa.
Pekala Norman, sen ve Coon-Ass şu binayı kontrol edin.
Treinador Cambujo!
KOC COON! "
John Ingham e Caroline Coon.
Meselâ John Ingham ve Caroline Coon.
Coonhound?
- Coon hound mu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]