Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Criminal
Criminal Çeviri Türkçe
2,567 parallel translation
Graças a Deus pelo consultor criminal.
Danışman suçlu sağ olsun.
- Um consultor criminal?
- "Danışman Suçlu."
Sou Mattei, Sou o responsável... pelo maior caso criminal da minha carreira.
- Benim adım Mattei. Ve şu anda kariyerimin en büyük silahlı soygun olayını soruşturuyorum.
Os meus sócios acham que talvez esteja mais que na hora para abrir um sector criminal na casa.
Ortaklarım belki de artık şirkette bir ceza davaları birimi açma vaktinin geldiğini düşünüyorlar.
Os parceiros querem abrir um sector criminal interno.
Ortakları ceza hukuku bölümü de istemişler.
Não somos felizes por praticar, nós queremos ditar as leis... E fazemos isso em todas as áreas, excepto a criminal.
Kanunları uygulamaktan pek mutlu değiliz, ve bunu her suçlu için yaparız.
Eu sempre quis ter uma secção criminal na firma.
Şirketimde hep bir ceza hukuku bölümü istiyordum.
O importante é que o escritório dele é agora a secção criminal desta firma e isso foi o que combinamos.
Sonuç : Onun ofisi artık bu şirketin ceza hukuku bürosu, konuştuğumuz gibi.
Trabalho na área criminal.
Cinayet davalarını tercih ederim.
Trata-se de um assunto criminal?
Pekala, bu bir cinayet davası mı?
Vá lá Diane, ela é uma agente de seguros sem registo criminal.
Hadi ama Diane, o belgeleri olmadan araba sigortası yapan bir sigortacı.
Que atividade criminal diriam que representa o maior perigo para a nossa cidade?
Hangi kanundışı faaliyet şehrimiz için en büyük tehdidi oluşturmaktadır?
São a escapatória aparentemente inocente através de qual toda a atividade criminal flui.
Masum bir eşik olarak görünse de geçtiğinizde bütün kanundışı faaliyetler artar.
Vamos reenviar o corpo de Michael Allan Strauss ao médico-legista de Dade County, como prova material de uma investigação criminal em curso.
Devam eden bir araştırma için, bedensel bir kanıt olarak Michael Allan Strauss'un bedenini, Dade Şehri adli tabipliğine geri gönderiyoruz.
É o cronista criminal do Herald.
Herald gazetesi suç muhabiri.
Visitas da assistente social, entrevistas nas agências, registro criminal?
Sosyal hizmet görevlisi ziyaret edecek, kuruma gidip mülakata gireceğiz, sabıka kaydı alacağız...
Identificamos cinco veteranos, todos com experiência em explosivos, todos com registo criminal, todos morando nas proximidades.
Beş eski askerin kimliğini saptadık, hepsi patlayıcılar konusunda tecrübeli, hepsinin sabıkası var, hepsi civarda yaşıyor.
- Ele é altamente qualificado na arte da defesa criminal.
Suçlu savunma sanatında oldukça yeteneklidir.
Porque costumava ser promotor e agora é um advogado criminal.
Çünkü eskiden bir savcıydı ve şimdi bir suçlunun savunma avukatı.
E nenhum registo criminal.
Sabıkası da yok.
É o tamanho da amostra que o laboratório criminal usa.
Suç laboratuarlarının kullandığı örnek boyutu bu.
Não sei não, o tipo tem um grande registo criminal.
Bilmiyorum... Adamın sağlam bir sabıka kaydı var.
E agora, está a concorrer à faculdade e fica com uma mancha negra no registo criminal.
Şimdi üniversiteye başvuruyor. Sicilinde tek bir leke,
E ele já tinha cadastro criminal.
Ve sabıkalı.
Põe isso em chá branco e já descobres. Acho que prefiro o laboratório criminal.
- Ben laboratuvarı tercih ederim.
Nada no relatório criminal diário aponta para o Guy Hastings.
Günlük suç raporlarında Guy Hastings'i işaret eden bir şey yok.
Gostávamos de dissecar animais e da história Romana, e de jornalismo criminal.
Hayvan kesmeyi, Roma tarihini ve suç gazeteciliğini- -
E houve sofisticação criminal suficiente para conseguir.
Ve kriminal açıdan bunu yapabilecek kadar da yetenekli.
Não há ficha criminal?
Sabıkası yok ha?
Antes da prisão, Travis Muncey não tinha ficha criminal, não tinha ligação com organizações criminosas.
Travis Muncey'nin yakalanmadan önce hiç bir suç kaydı ve herhangi bi cinayet teşebbüsü bulunmuyor.
Mora no condado de Westchester, Nova Iorque, sem registo criminal, mas faz muitas viagens para O'ahu.
New York - Westchester County'de oturuyor, sabıkası yok. Ama O'ahu'yu çok sefer ziyaret etmiş
Vai ao laboratório criminal e encontra o que puderes no laptop.
Bilgisayardan başka şeyler çıktımı diye bak. Bulmalısın, tamam?
O Tribunal Criminal Global está a tentar indiciar o ex-governador Khaled por crimes contra a humanidade.
Global Kriminal Mahkeme eski başkan Khaled'i insanlık suçuyla itham ediyor.
O primeiro depoimento da Jada para os oficiais do Tribunal Global Criminal, estava agendado para esta tarde.
Jada'nın, Global Kriminal Mahkeme için vereceği ilk yeminli ifade, bu sabaha ayarlanmıştı.
PRINCÍPIOS DO DIREITO CRIMINAL
CEZA HUKUKUNUN İLKELERİ.
Digam-me a verdade agora, ou vou prender ambos por interferirem numa investigação criminal.
Ya bana doğruyu söylersiniz ya da ikinizi birden soruşturmaya engel olmaktan ötürü tutuklarım.
Pedem uma foto e o registo criminal.
Fotoğraf, sabıka istiyorlar sizde galiba.
A integridade do Laboratório Criminal não está comprometida.
NYPD'in bütünlüğünden Suç Laboratuvarı ödün vermez.
Pensei que tinhas dito que ninguém que trabalhasse para ele tinha ficha criminal.
Sanırım bu işte çalışan hiçkimsenin suç kaydının olmadığını söylüyorsun.
Você usou o acesso DSS do Clark para aceder a um banco de dados criminal federal, e foi aí que a sua relação com o Peña Cartel começou.
Clark'ın DGH hesabını, federal kriminal veri tabanına ulaşmak için kullandın. Sonrasında da Pena karteliyle olan ilişkin başladı.
Anteriormente em Criminal Minds...
Criminal Minds'da daha önce...
- Tem cadastro criminal?
Sabıka kaydınız var mı?
É uma loucura Mac, nem o Kelvin ou a Elaine tem qualquer histórico criminal, muito menos tráfico.
Bu çılgınca, Mac, ne Kelvin'in ne de Elaine'in hiç sabıka geçmişi yok. Torbacılığı bir kenera bırak. Alicia'nın özgeçmişi nasıl?
Vi o seu histórico criminal.
Sabıka geçmişine baktım.
Está sempre no Direito Criminal.
Diğerleri onu ceza hukuku arasına koyuyorlar.
O seu descuido com a segurança de suas instalações leva isso de uma disputa de inquilinos a uma acção criminal, facto que informarei com alegria ao promotor geral, se os reparos não forem feitos.
Gördüğünüz gibi güvenlik konusundaki ihmalkarlığınız bunu basit bir kiracı davasından suç davasına dönüştürür bu tamiratlar dün itibarı ile yapılmadığı için de bunu severek bölge savcısına götürürüm.
O filho da vítima tinha ficha criminal.
Kurbanın oğlunun sağlam geçmişi varmış.
E o pior é... Ele já tem duas infracções no seu registo criminal.
Daha kötü olan şey kayıtlarında zaten iki suçunun bulunması.
Ele escreve um incrível crime cómico chamado Criminal.
Suç isimli inanılmaz, hileli bir çizgi roman yazıyor.
Contratei o melhor advogado de defesa criminal do País.
Ülkedeki en iyi avukatı buldum.
- Ela tem ficha criminal?
- Sabıkası var mıymış?