Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Crude
Crude Çeviri Türkçe
49 parallel translation
Estão a bombear crude para o cargueiro.
Gemilerine petrol pompalıyorlar.
Estão a roubar crude?
Petrolü mü çalıyorlar?
Os geólogos dizem que o calor intenso... sobreaqueceu os resíduos e transformou-os em Crude... há mais de 50 milhões de barris.
Jeologlar diyor ki kısa fakat yoğun ısı, ki 10 mil aşağıdan geliyor, yukardaki kömür kollarını yaktı ve onları orta dereceli yakıta çevirdi. Mikatrı 50 varilin üstünde.
Eles extraem tudo o que um poço dá e depois tiram toxinas mortais de outro lado, invertem as bombas e bombeiam-nas no sentido contrário, cobrindo-o de crude, ou vendem-no a outra empresa.
Bir kuyuda ne varsa alıp kurutacaklar. Sonra başka bir sürü yerden gelen öldürücü zehirleri alacaklar... pompaları ters çevirip zehirleri oraya akıtarak üstünü de ham petrolle kaplayacaklar. Ya da araziyi bir başka şirkete satacaklar.
O Dakar, um petroleiro da Libéria com 40 anos encalhou em Lawson Reef às 12 : 05 da noite, ontem vertendo milhares de litros de crude e ameaçando estas orcas e outra vida selvagem.
40 yaşındaki Liberya tankeri Dakar dün gece 24 : 05'te Lawson kayalığına oturdu ve binlerce varil ham petrol dökerek bu orkaları ve diğer hayvanları tehlikeye attı.
Consome petróleo, crude e dá origem a produtos inofensivos.
Bu bakteri petrolle beslenir ve tepki sonucunda ortaya ekolojik olarak zararsız yan ürünler çıkartır.
Estou farto de as petrolíferas largarem o crude no mar sem licença...
Lan! Şirketlerin pisliklerini izin almadan okyanusa bırakmalarından yıldım artık.
O preço do crude disparou e nem podemos aproveitar-nos disso.
Petrol fiyatları tavana vurdu. Bundan yararlanamıyoruz.
"Na semana passada entornou 14,000 tonenalas de crude " atingiu as gaivotas, peixe e barcos no Cape Despot.
Geçen hafta 14.000 ton saf petrol Cape Despot'ta bulunan kuşların, balıkların ve teknelerin üzerine aktı.
Poderia começar a lucrar com o seu crude dentro de meses.
Bir kaç ay içerisinde ham petrolünüzden kar yapmaya başlayabilirsiniz.
Os países produtores continuam atentos aos mercados em desenvolvimento da Ásia, o que está a ter um grande efeito nos preços do crude.
Üretici ülkeler, Asya'daki gelişmekte olan ham petrol fiyatlarını etkileyecek büyük pazarlar arıyor.
Há protestos no Irão, mais ameaças de greve na Venezuela, e os turcos continuam a insurgir-se por o crude russo atravessar o Estreito de Bósforo.
İran'daki protestolar, Venezuela'daki görev tehditleri sürüyor Türkler, Ruslar'ın Boğaz'daki ham petrol trafiğinden şikayetçi.
Se na segunda-feira o Irão recusar acesso aos inspectores da Ag. De Energia Atómica, podemos contar com uma nova escalada do preço do crude.
Eğer İran, pazartesi günü IAEA müfettişlerini reddederse ham petrol fiyatları fırlayacak demektir.
Encharquem-no com um bocadinho de crude texano!
Biraz Teksas çamurunun tadına bak bakalım.
Olá pessoal, eu sou um átomo de carbono e como sou uma parte essencial de cada um dos hidrocarbonetos e crude. Eu estou aqui para explicar tudo sobre o Petróleo.
Merhaba arkadaşlar, ben bir karbon atomuyum ve ham petrolün her hidrokarbonunun önemli bir parçası olduğumdan benzin hakkında sizlere bilgi vermeye geldim.
O crude é feito daqui.
Ham petrol bundan oluşuyormuş.
Nunca o conheci, senhor. Reale supervisiona o abastecimento de 130 milhões de barris de crude para os EUA, todos os anos. Mr.
Bu adamla hiç tanışmadık, efendim.
Crude leve.
Ham petrolü.
A mancha na mandíbula do Roger era crude.
Roger'ın çene kemiğinin alt yüzeyindeki yapısal leke akışkan petrolmüş.
Quase que conseguíamos ouvir um gigantesco sorver assim que a última gota de crude foi bombeada da terra.
Dünyadaki son ham petrol damlası da petrol kuyularından pompalanmıştı.
Crude coisas sua relação íntima.
Andrew'yla yakın ilişkileri hakkında havadan sudan şeyler.
Crianças, um petroleiro entornou cinco milhões de galões de crude na costa do Alasca esta manhã!
Çocuklar, dev bir tanker bu sabah Alaska sahili'nin orada denize beş milyon galon petrol dökmüş!
TEMPORÁRIA : É A ÉPOCA PARA SE SER CRU
CRUDE SEZONU GELDİ.
# Completa o poço # # Para produzir o crude que governa o mundo #
Dünyaya hükmeden ham petrolü üretmek için kuyuyu tamamlayan
Não saberemos até o metermos na solução e dissolver todo o crude.
Bir çözeltiye koymadan ve üstündeki pislikten kurtulmadan bir şey söyleyemeyiz.
Não quero outra casa de banho nem um pastel de atum cru, só quero a minha casa.
Fazladan bir tuvalete veya Tuna Crude'a ihtiyacım yok. Kendi evimi istiyorum.
Puderam apostar na subida e queda do preço do crude, na falência duma empresa, ou mesmo no tempo.
Petrol fiyatlarının yükselmesi ve düşmesi bir şirketin iflası, hatta hava üzerinde bahis oynayabiliyorlardı.
Coberta de crude.
Benzine bulanmış hâlde tabii.
Crude claro e doce, o melhor petróleo no mundo.
Hafif tatlı ham petrol. Dünyadaki en iyi petrol.
Não sei como, nem porque, ou donde vem... Mas é como um derrame de crude. Grande e impenetrável, e mata tudo no caminho.
Nasıl, niye ya da nereden geliyor bilmiyorum ama sanki bir petrol sızıntısı gibi büyük, koyu ve yoluna çıkan her şeyi öldürüyor.
Esta zona foi devastada pelo derrame de crude.
Bu bölge petrol sızıntısından etkilenmişti.
Esta área foi devastada pelo derramamento de crude.
Bu bölge geçen yılki petrol sızıntısıyla mahvoldu.
Kharun do Norte produz 480.000 barris de crude por dia.
Kuzey Kharun günde 480 bin varil ham petrol üretiyor.
Pode haver um enorme derrame de crude a 50 milhas da costa do Louisiana.
Louisiana sahilinden 80 km açıkta büyük çapta petrol sızıntısı mevcut olabilir.
Lembra-se que quando derramou 4 milhões de litros de crude ao largo de Pensacola, graças a si, nenhum dos manda-chuvas foi a tribunal.
Pensacola kıyısına 4 milyon litre ham petrol döktüğünden hatırlarsınız tabii. Sayenizde bir para babası bile mahkeme yüzü görmedi.
Derramou quinze milhões de barris de crude no Atlântico.
Şirketin, Atlantik'e on beş milyon varil ham petrol döktü.
Com a ajuda do tório, que é um isótopo radioactivo que actua como catalisador, o Rhodococcus espalha-se pelo campo de petróleo, alterando quimicamente o crude.
Katalizör işlevi gören ve Radyoaktif bir izotop olan toryumla birlikte bakteri, petrol sahalarından yayılarak ham petrolü kimyasal olarak değiştirmektedir.
Um dia e meio depois da Deepwater Horizon explodir, as chamas, alimentadas pelo crude no fundo do mar, eram muito grandes para serem contidas.
İyi seyirler 1.5 gün sonra Deepwater Horizon patladı. denizin dibinden ham petrolle beslenen alevler Çok büyük bir alanı içeriyordu.
Refinávamos sempre o crude em querosene e deitávamos fora o desperdício.
Biliyorsun, biz gaz yağını hep rafine edilmemiş haliyle artıyorduk ve çıkardığımız atığı atıyorduk.
Novos campos de crude e tudo.
Yeni petrol alanları falan.
Um recetáculo cheio de desperdício da extração de gás ou crude.
Gaz, petrol ve tuz deposudur.
Fizeram uma fortuna a vender crude quando a Rússia cortou a produção.
Rusya üretimi kıstığından beri ham petrolden servet yaptılar.
Diz-se que o FBI fez uma apreensão ontem relacionada com este caso. Pode comentar? Retirámos crude sírio de um dos tanques de gasolina do Kirk.
Senatör Diaz, dün FBI'ın bu dosyayla bağlantılı bir yakalama yaptığını duyduk.
COMIDA - CRUDE - PETRÓLEO PRODUTOS
Petrol, Amerikan ulusal güvenlik önceliğiydi.
- Crude.
Olamaz.
Crude.
İşlenmemiş sıvı yağ.
Em 11,542.58, uma baixa de quatorze meses. No sector da energia, o crude desceu em 13 %
Enerji sektörüne gelirsek, ham petrol, 6 hafta..
Crude.
Çok basit.
O petróleo recuperado contém níveis elevados de CH4 quimicamente consistentes com crude oriundo do norte da Síria.
- Bu sana 87 oktan gibi mi gözüküyor?