Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Cruiser
Cruiser Çeviri Türkçe
93 parallel translation
- E do Range Rover? - Temos de ir.
Range Rover, Land Cruiser?
Sabes, o banco de trás no Vista Cruiser... é o mesmo que está no topo de gama Pontiac Catalina.
Vista Cruiser'un koltuğunu bilirisin... Pontiac CataIina kadar büyük.
A bateria do Cruiser deve ter acabado ou algo do genero.
Arabanın aküsü falan bitmiştir.
Então, vocês só saem com o Eric... por causa do Vista Cruiser e da cave?
Sizinde Eric'le takılmanızın nedeni... Vista Cruiser ( arabası ) ve de bodrum katı.
Mantém os teus olhos abertos por um Vista Cruiser.
Vista Cruiser için gözünü dört aç.
Se o fizeres, empresto-te o Vista Cruiser.
Dediğimi yaparsan Vista Cruiser'ı alabilirsin.
Laurie, acabei de me lembrar... Não te posso emprestar o Vista Cruiser, porque te detesto.
Şimdi hatırladım da Laurie, sana Vista Cruiser'ı veremem çünkü senden nefret ediyorum.
Laurie, não vais levar Vista Cruiser.
Laurie, Vista Cruiser'ı kullanamazsın.
O ultimo cruzador está numa rota de intercep...
Son Cruiser in yolunu kestiler.
Mentiste acerca do barril de cerveja, da amolgadela no Vista Cruiser.
Fıçı bira hakkında, Vista Crusier'daki çizik hakkında...
Então... e um homem ofereceu-me 200 $ pelo Vista Cruiser.
Eski tavşan patikasından aşağı sekiyordum ve adam arabaya 200 dolar teklif etti,
- "Bodega"? É um Vista Cruiser. Tu podes "aproveitar as vistas"
O bir Vista Cruiser tam anlamıyla "manzaraları" "dolaşabilrsin".
E arranjarmos aquele Land Cruiser fez uma grande diferença.
O Landcruiser'ı almak da hayatımı değiştirdi.
Estava tipo a fazer uma pausa, a dar umas voltas num PT Cruiser.
Ara vermiştim, bir PT Cruiser'a oturmuş etrafa bakıyordum.
A Donna encontrou as cuecas de outra mulher no Vista Cruiser.
Donna, arabada başka bir kadının külotunu buldu.
Porquê é que as tuas cuecas estavam no Vista Cruiser?
Külotun neden arabadaydı?
- Trancar sempre as portas do Vista Cruiser.
- Her zaman arabanı kilitlemen.
E-e-e o aquecimento está avariado no Vista Cruiser.
Sonra... sonra arabanın ısıtıcısı bozuldu.
Quando é que achas que o Red te devolve as chaves do Cruiser?
Sence Red sana arabanın anahtarını ne zaman geri verecek?
" " Desculpe, talvez o Land Cruiser lhe interesse.
" Pardon, beyefendi, belki Land Cruiser ilginizi çeker.
Bem, penso que podia pedir um leitor de cassetes para o Vista Cruiser... como já peço há mais de... 80 anos
Sanırım arabam için bir kaset çalar isteyebilirim... 80 yıldır istediğim gibi.
- Porque ele acabou de ir-se embora com o Vista Cruiser.
- Az önce arabayla gitti de.
A Donna encontrou cuecas dentro do Vista Cruiser do Eric.
Donna Eric'in Vista Cruiser'ında bayan külotu buldu.
Muito bem, Hyde este carro é bom... mas, quer dizer, não é o Vista Cruiser.
Pekala Hyde, araba iyi hoş da bir Vista Cruiser değil yani.
Mas, tu sabes, o Vista Cruiser pode sentar oito... Nove se alguém se sentar na mancha.
Ama Vista Crusier sekiz kişi alıyor biliyor musun hatta biri kucağa oturursa dokuz.
Não, ninguem dirige o cruiser a não ser eu.
Hayır, hiçkimse kullanamaz benden başka.
Eric, dá-me já as chaves do Vista Cruiser.
Şimdi, Eric, "Vista Cruiser"'ın anahtarlarını ver.
O Cruiser é o meu Batmobile.
"Cruiser" benim yarasa aracım.
Um Mercedes para Zhanjiang. Um Land Cruiser para Zhulai.
"Dördüncü Seans" Bir Land Cruiser da Zhuhai'e.
Era isto ou um barco Cabin Cruiser.
Ya bu ya da yat alacaktık.
Pedi-te para substituíres a jante no Vista Cruiser.
Sana, Vista Cruiser'ın jantlarını değiştirmeni söylemiştim.
Já me tirou o Vista Cruiser e... já me multou.
Zaten Vista Cruiser'ı alarak, beni cezalandırdı.
Um Land Cruiser de'89.
89 model Land Cruiser.
Cruiser.
- Bruzer.
Cruiser.
Buraya gel!
O pneu direito da frente do cruiser está a 6 metros do passeio sul.
Tamam, Nick, kruvazörün sağ ön tekerleği güney kaldırımdan 19 fit, 5 inch uzaklıkta olacak.
Mas devo ter dito "Vai-te sentar em cima do teu rabo". "
Sana Vista Cruiser'ı temizle dediğimi düşünüyordum.
Não, eu estava lá, Red. Disseste sem dúvida "Vai limpar o Vista Cruiser".
Ama heralde, "git kıçının üstünde otur" demiş olmalıyım.
Mas ele insiste em desafiar-te.
Hayır ben oradaydım Red. Kesinlikle, "Cruiser'ı temizle" dedin.
Ótimo, o outro filho que ela sempre quis, talvez o chevy tenha sido coincidência, sim, você deve estar com um kraut-cruiser agora,
Güzel. Hep senin gibi bir oğlu olsun isterdi. Belki o Chevy bir tesadüftü.
Eu, tu e Dwight, vamos para no meu PT Cruiser, nós vamos destruir essa venda.
Sen, ben ve Dwight, benim Chrysler'ıma atlayıp,... gidip bu satışı yapacağız.
Chorei durante semanas por causa dele então, sim, vê-lo escondido num PT Cruiser com um uniforme feminino de funcionário do armazém, foi muito bom!
Bu çocuk için haftalarca ağladım durdum,... ve sonra bayan kıyafeti ile bir Chrysler içinde takma bıyıklı hlini görmek....... gerçekten iyi geldi.
Bem, quando eu encontrar a minha sorte grande, troco o Cruiser por um Bentley.
Ben böyle zengin bir hatun bulsam hemen bir Bentley alırım.
Meu carro pode levar 8 pessoas.
Bak, Land Cruiser sekiz kişi alabilir.
O meu carro é seu agora.
Land Cruiser artık senin.
De acordo com o dispositivo, o Turner é um dos dois homens dentro do Cruiser, a 25 metros às tuas 2h00.
Vericiye göre, saat 2 yönünde, 25 metre ilerideki jipin içindeki iki adamdan biri Ajan Turner.
Espero tê-la deixado no Cruiser.
Umarım arabada bırakmışımdır.
Não saia do Land Cruiser.
Siz sadece kruvazör içinde kalın.
Cruiser.
Cruiser!
Cruiser.
Bruzer, hayır!
Pensei que te tinha dito para ires limpar o Vista Cruiser.
Bu komik, Eric.