Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Ct
Ct Çeviri Türkçe
3,165 parallel translation
Peça um scanner dos pulmões e uma tomografia para uma paciente chamada Joanne Whitman.
Joanne Whitman adlı hastaya akciğer tomografisi veya CT anjiyosu yaptırmanı istiyorum.
Então, estragou tudo de forma espectacular.
Sen de bunun içine mükemmel şekilde sıçtın.
Estou absolutamente convencido de que o meu filho caga muito melhor do que qualquer outro miúdo.
Çocuğumun, diğerlerinden daha iyi sıçtığına tamamen ikna oldum.
- Cometi um grande erro.
- Çok pis sıçtım.
É, eu era mergulhador.
Ah, evet, bir dalgıçtım.
Quase conseguiste.
Neredeyse kaptın. Güzel başlangıçtı.
Estão fodidos, os dois.
Sıçtınız, ikinizde.
Que maneira de começar os Jogos!
Oyunlar için ne başlangıçtı ama!
Ficas triste, porque te mijas e borras todo?
Altına işeyip sıçtığın için canın sıkkın mı?
Acabei de me borrar.
Altıma sıçtım.
Ei, dá-me essa maldita câmera!
Şu sıçtığımın kamerasını ver.
Sim. Sim, eu sei a diferença entre um clarão e uma maldita pessoa ensanguentada, ok?
Işık yansıması ve sıçtığım kanlı biri arasındaki farkı anlayabilirim, tamam mı?
Porque estraguei-te o cabelo.
Çünkü saçının içine sıçtım.
Estou lixado, porra!
- Sıçtım ben. Lanet olsun! - Ciddi bir şeyi yoktur belki.
Estou lixado.
Sıçtım.
Vamos, Ada, se me acharem, estou lixado.
Çabuk ol, Ada. Polisler beni bulursa, sıçtığımızın resmidir.
Aquilo foi um teste.
Bu sadece bir başlangıçtı.
O Andy estragou tudo o que fizemos.
Andy yaptığımız her şeyin içine sıçtı.
Raio do gato.
Sıçtığımın kedisi.
Porra.
Sıçtık.
Dei cabo do teu Zen.
Zen'inin içine sıçtım.
Oh, merda.
Sıçtık.
A merda da cobra.
Sıçtığımın yılanı. Ne ki o?
Mais depressa acariciava merda e chamava-a de amor.
Sıçtığım boku öpüp sevgilim yapmayı yeğlerim.
Merda.
Sıçtık.
E tu queres algum reconhecimento para ti e para o teu grupo.
Sen de kendine isim yapmak istiyorsun. Bir de içine sıçtığım grubun var.
Aquela maldita colcha dá-me arrepios.
Ağzına sıçtığımın yorganı beni korkutuyor.
E isto tenha sido apenas o início.
Belki de bu başlangıçtı.
Ajudas-me a encontrar a merda da frigideira, ou não?
Şimdi şu sıçtığımın kızartma tavasını bulmama yardımcı olacak mısın acaba?
De onde venho, tu tiras o teu traseiro de lá. A sério?
- Biz buna "Sıçtı Cafer, bez getir!" durumu diyoruz.
E está a sorrir, porra! Tento não o fazer.
Fransa büyüklüğünde bir bok sıçtın ve pişmiş kelle gibi sırıtıyorsun.
Desculpa se estraguei a tua vida só por ter nascido.
Dünyaya gelerek hayatının içine sıçtığım için özür dilerim.
Já apanhei com merdas mais longas que isso.
Benim o süreden uzun sıçtığım olmuştur.
Puta de sorte!
Sıçtık.
Quando um fusível automático dispara 5 vezes tem de ser substituído.
Otomatik sigorta 5 kere sıçtığında onu yenisiyle değiştirmen gerekir.
- Estou cansado de câmeras.
- Sıçtığımın kameralarından da fena gına geldi.
Porra! Merda de Windows!
Sıçtığımın Window $'u!
Estás mesmo lixado, irmão.
Eyvallah, abiciğim! Çok büyük sıçtın, abi.
Caguei-me!
Altıma sıçtım.
E ninguém caga para nenhuma caneca.
Kimsenin bir kupaya sıçtığı da yok, tamam mı?
Malditos anjos.
Sıçtığımın melekleri.
E tu e os teus malditos amigos da Autoridade foderam-nos!
Sen ve Meclis'teki dostların ağzımıza sıçtınız!
Caraças!
Sıçtık.
- Não estragaste só a vida dela, mas da família inteira.
Bu nasıl senin sorunun oldu? İçine sıçtığın tek şey Renee'nin hayatı değildi! - Ailemizi de mahvettin!
Lixei a minha vida mas a Eva, a Lucy e a Christina, o Emiliano e mesmo tu, ainda podem ser alguém.
Kendi hayatımın içine sıçtım ama Eva, Lucy Christina ve Emiliano hatta sen bile hâlâ bir şeyler olabilirsiniz.
Estamos fodidos!
Şimdi sıçtık!
Queria poder dizer-lhe que foi a única vez, mas foi só a primeira.
Bunun sadece bir kez yaşandığını söylemek isterdim ama sadece başlangıçtı.
Fiz uma merda. Eu...
Bak çok feci sıçtım.
Sentar é um bom começo.
Kalkmak çok iyi bir başlangıçtır.
Merda, verdade?
Sıçtım, harbi mi? Hay amına.
Bem, você foi julgado pelo tribunal público.
Hayatımın içine sıçtınız. Halka açık bir mahkemede yargılanmıştın.