Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Cuba
Cuba Çeviri Türkçe
1,325 parallel translation
Nós, o povo da Roménia, estamos solidários com o povo da República de Cuba e com a sua revolução à face desta ameaça americana à paz mundial.
Romanya halkı olarak biz, dünya barışı adına Amerikan tehditine karşı Küba Halkı ile birlikte tek bir vücut olarak duruyoruz.
Falam-nos constantemente acerca de provas irrefutáveis da existência de armas ofensivas em Cuba. Mas nenhuma prova nos foi até agora apresentada.
Devamlı Küba'da bir çok saldırı füzelerinin olduğuna dair elinizde gerekli materyallerin bulunduğu söyleniyor ama hiç bir delil veya resim gösterilmiyor.
Essas armas têm de ser retiradas de Cuba.
Füzeler Küba'dan alınıp geri gidecekler.
É verdade que você, Embaixador Zorin, nega que a URSS colocou e continua a colocar mísseis de curto e médio alcance e bases em Cuba? Sim ou não?
Söyleyin Başkonsolos Zorin siz, Rusya'nın Küba'da uzun ve orta menzilli füzelerinin olduğunu ve yolda gemilerle gelen füzelerinizin olduğunu inkar mı ediyorsunuz?
Senhoras e senhores, já que parece que iremos ficar aqui por algum tempo, vamos espreitar o que os Soviéticos andam a fazer em Cuba?
Teşekkürler bayanlar ve baylar. Şimdi isterseniz Sovyetlerin Küba'da ne yapmak istediklerine bir bakalım.
Nós dissemos que se houver um ataque de Cuba nós retaliaremos.
Biz ise, eğer Küba'dan füzeler fırlatılırsa saldıracağımızı söyledik.
Então eles retiram os mísseis e nós comprometemo-nos a não invadir Cuba, não perturbar o Castro, nem ajudar quem pense fazê-lo...?
Onlar silahları çekecekler. Biz Küba'ya saldırmayacağız ve Castro'ya karşı bir harekette bulunmayacağız.
Se compreendi correctamente, caso os mísseis de Cuba fossem desmantelados e regressassem à União Soviética e fosse dada uma garantia de que estes não viriam a ser reinstalados, os Estados Unidos estariam dispostos a garantir que nunca invadiriam Cuba...?
Eğer sizi doğru anlıyorsam Küba'daki füzeler ve füze rampaları Sovyetler Birliği tarafından bir daha geri getirilmemek üzere adadan çekilirse Amerika Birleşik Devletleri de Küba'yı işgal etmeyeceği konusunda garanti verebilir mi diye soruyorsunuz.
Nunca foi minha intenção invadir Cuba, até eles terem colocado lá os mísseis.
Oraya füzeleri getirmeselerdi Küba'ya bir işgal kuvveti yollamaya veya işgal etmeye hiç niyetim yoktu.
Há a confirmação que foram instaladas armas nucleares de combate em Cuba.
Aldığımız bilgilere göre Sovyetler Küba'ya daha fazla nükleer silah göndermeye hazırlanıyorlar.
A questão é que vão trocar mísseis da Turquia pelos deles em Cuba.
Turkiye'deki silahları Küba'daki silahlarla eşdeğer tutuyorsun.
Se a União Soviética parar com a construção imediatamente, retirar os mísseis e se submeter às inspecções da ONU, os Estados Unidos comprometem-se a nunca invadir Cuba ou auxiliar outros com esse propósito.
Eğer Sovyetler Birliği, füze rampalarının inşaasını durdurup füzeleri oradan çektikten sonra, B.M. heyetinin kontrolüne verirse Amerika Birleşik Devletler'i, Küba'ya hiç bir zaman saldırmayacağını taahhüt edecektir.
Para além das instruções previamente transmitidas para parar a construção das bases em Cuba, o governo soviético ordenou o desmantelamento de armas em Cuba e o seu envio de volta para a União Soviética.
Füze rampalarının inşaasının durdurulması kararının yanısıra Sovyet Hükümeti Küba'da bulunan diğer silahların da Sovyetler Birliği'ne geri getireceklerini söyledi.
Província Oriente, Cuba 1943
1943 yılı Oriente Eyaleti, Küba
"Vêm a pé desde Velasco, disparando para o ar e gritando "'Viva Cuba, porra!
Ta Velasco'dan buraya, yürüyerek gelmişler ve... ve hepsi havaya ateş edip, "Çok yaşa cesur Küba!" diye bağırıyorlar.
Porto Mariel, Cuba Maio de 1 980
Mariel Limanı, Küba Mayıs 1980
Publicou muita coisa em Cuba?
Küba da çok romanınız basıldı mı?
Escrevi sete ou oito romances mas em Cuba só foi editado um ;
Sekiz veya dokuz roman yazdım. Ama Küba da sadece birini bastırabildim.
O avião aterrou com segurança em Cuba, e todos os americanos a bordo estão a caminho de casa, excepto um casal - um homem gordo que estã inexplicávelmente casado com uma ruiva atractiva.
Uçak güvenli bir şekilde Küba'ya indi, içindeki tüm Amerikalılar evlerinin yolunu tuttu, anlaşılamaz bir şekilde şişman adamın biri ve kızıl saçlı çekici bir kadın hariç.
- Após a oferta pública, fizemos uma grande viagem a Cuba, fomos ver um jogo dos Orioles.
Hisselerimizi halka açtıktan sonra Küba'ya büyük bir gezi düzenledik. - Maç izleyecektik... - Orioles takımı.
Um colega do seu cliente apanhou-o com uma miúda de 12 anos em Cuba.
Müvekkiliniz, bir iş arkadaşı tarafından, Küba'da 12 yaşındaki bir kızla işi pişirirken görüldü.
Os mísseis em Cuba estão operacionais para qualquer altura.
Kübadaki füzeler her an operasyona hazırdı.
O Fez era bom para um arremesso rápido... se eu estivesse de férias com os meus pais, como em Michigan ou Cuba.
Fez küçük bir kaçamak için uygun olabilirdi. Eğer ailemle Michigan'da ya da Küba'da tatile çıkmış olsaydık.
Se os rapazes do Pentágono tivessem a tua fé em mim, isto seria um Disney World em Cuba já.
Pentagon'dakiler de bana sizin kadar güvenseydi şu anda Küba'da bir Disney World vardı.
Kennedy pôs um embargo comercial sobre Cuba impedindo o embarque de calças "Sansabelt" cubanas, muito populares na altura.
Kennedy Küba'ya ticari ambargo koyarak zamanında hayli popüler olan Küba üretimi Sansabelt Pantolonların nakliyesini büyük ölçüde engelledi.
Algum progresso com Cuba?
Küba konusunda bir gelişme?
Miami não é Cuba, meu amigo.
Miami, dostum, Küba değildir.
Estávamos na época da crise dos mísseis em Cuba.
O sırada Küba füze krizi vardı.
Nasceu em Cuba, cresceu na Rússia.
Küba doğumlu, Rusya'da büyümüş.
É por isso que te vou enviar para Cuba.
Bu yüzden seni Küba'ya gönderiyorum.
O Sloane descobriu na noite passada de que Hassan, ou seja qual for o seu nome, está em Cuba.
Sloane dün gece Hassan'ın yeni ismiyle Küba'da olduğunu öğrendi.
O Sloane enviou o teu pai a Cuba para matar Hassan.
Sloane babanı oraya Hassan'ı öldürmeye gönderdi.
Estou de partida para Cuba dentro de 30 minutos.
Yarım saat sonra Küba'ya gidiyorum.
Vá para Cuba, use os seus contactos, chegue até Hassan. Em vez de o matar, diga-lhe a verdade.
Küba'ya git bağlantılarını kullan, Hassan'ı bul ama onu öldürmek yerine gerçeği söyle.
Em Cuba, o teu pai contactou um velho informador.
Küba'da baban eski bir muhbirle buluştu.
Então entenderás que vou precisar da tua ajuda para chegar a Cuba.
O zaman Küba'ya gitmek için yardımına ihtiyacım olduğunu da anlarsın.
Está chapada à antiga, cresceu em Cuba.
Küba'da büyümüş.
Cuba libre, margarita sem sal, martini com azeitona, Shirley Temple.
Rom ve kola, margarita, tuzsuz, martini zeytinle beraber ve Shirley Temple.
E a crise dos mísseis cubanos? Os sacanas levaram ogivas nucleares para Cuba e apontaram-nas para nós.
O şerefsizler Küba'ya nükleer başlık koyup tam üstümüze doğrulttular.
Sabes, Donna, em muitas maneiras, o que nós estamos aqui a fazer... É como a crise dos mísseis de Cuba...
Donna, büyük bir ihtimalle varacağımız nokta Küba'nın füze krizi gibi olabilir.
Jantei com o Presidente Kennedy depois da Crise dos Mísseis em Cuba e ele disse-me que se não fosse por si, que manteve a calma, enfrentou os militares, pensou friamente, já podíamos estar todos mortos.
FÜZE KRİZİNDEN SONRA BAŞKAN KENNEDY İLE YEMEK YEDİM BANA DEDİ Kİ, SEN OLMASAN AÇIKÇA DÜŞÜMESEN
Ele fazia tudo bem. Abandona milhares numa praia em Cuba e a sua popularidade aumenta.
YANLIŞ YAPAMAZSIN
- Uma Cuba Libre.
- Bir Cuba Libre'si.
- Cuba?
- Küba?
Apareceu em Cuba e incendiou 1 clínica.
En son Cuba'da görüldü, ve bir kliniği ateşe verdi.
Trouxe-o de Cuba.
Bunu Küba'dan aldım.
- Se soubéssemos da agente em Cuba...
- Bize Küba'daki ajanınızı söyleseydiniz...
Fosse o que fosse que fizesse em Cuba... uma coisa é certa... trouxe para casa um revolver de serviço.
Ancak biz ona hiç inanmazdık. Küba'da her ne yapmış olursa olsun.. .. kesin olan bir şey var..
Cuba, Panamá... E estava na Colômbia quando mataram a minha filha.
Küba, Panama, ve Kolombiya'daydım kızım öldürüldüğünde.
Para Cuba?
Küba ya mı?
Tens de ir a Cuba jà.
Küba'ya hemen gitmelisin.