English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Cultural

Cultural Çeviri Türkçe

684 parallel translation
Agora, Jack, o que te faz querer privar o teu velho pai de um pouco de prazer cultural?
Jack, neden babanı küçük bir kültürel zevkten mahrum bırakmak istiyorsun?
São homens que possuem superioridade intelectual e cultural, que estão acima dos conceitos morais.
İnsanların çok azı toplumsal ahlak kurallarının üstünde olacak kadar kültürlü ve bilgili.
Sector de Reeducação cultural. Propaganda.
Kültürel Eğitim Vakfı.
Divulgo a depravação cultural britânica. Veja bem isto.
Britanya kültürünün yozlaşmasına mihmandarlık ediyorum.
DO FESTIVAL CULTURAL DE 1958
1958 KÜLTÜR FESTİVALİ'NDEN
A propósito, este anúncio comercial, foi um dos que foi enviado para a Rússia, como parte de um intercâmbio cultural.
Yeri gelmişken, son reklam kültürel değişimin bir parçası olarak Rusya'ya gönderildi.
Como deve saber, Barthes disse : "O trabalho cultural, que no passado era feito por deuses e sagas épicas, " é feito agora por anúncios de detergentes para roupa
Muhtemelen biliyorsunuzdur Barses söyle demistir : "Geçmiste, tanrisal kahramanlar ve epik hikâyelerle ortaya çikan kültürel çalismalar simdilerde çamasir deterjani reklamlari ve çizgi roman karakterleriyle yapiliyor."
Se falhares nisto, voltas para os teus amigos dos estúdios e voltas a mergulhar no genocídio cultural que vocês cometem.
Bu oyun tutmazsa, set arkadaslarinla birlikte siktir olup kültürel soykirim suçu islemeye geri dönersiniz.
Trata-se de uma civilização antiga e altamente cultural.
Burası çok tarihi ve kültürel bir medeniyete sahiptir.
Nesse caso é antes necessário um nível cultural mais elevado e a seguir uma lógica e uma lucidez inexoráveis.
Yok gerçekten İtalyan Katolik vicdanıyla ilgili tartışmaya açık bir bölüm olsun istiyorsanız, o zaman daha yüksek bir kültür düzeyine... ve dirençli ve aydınlık bir mantığa gerek var.
Director e estrela de companhia de actores itinerante patrocinada pelo projecto de intercâmbio cultural galáctico em digressão pelas bases oficiais nos últimos nove anos.
Gezgin aktörler kumpanyasının Direktör ve yıldızı sponsorluğunu Galaksideki kültürel değişim projesi yürütüyor son dokuz yıldır resmi tesisleri turluyorlar.
Elas tornaram-se a potência armada da grande revolução cultural.
Bunlar büyük kültür devriminin kudretli ordusu haline geldi.
Na reunião sobre a revolução cultural.
- Kültür devrimi hakkındaki toplantıda.
E ainda há mais. " Não se trata de exportar a revolução cultural,'porque ela pertence a revolução chinesa.
" Kültür devrimini ihraç etmek söz konusu olamaz çünkü o Çin devriminin bir parçasıdır.
" Os comunistas devem aplicar as suas lições à revolução cultural,
Bunları komünistler kültür devriminden ödünç alıp kendilerine mal etmelidir. "
Todos falam dos crimes e dos excessos dos Guardas Vermelhos durante a revolução cultural.
Herkes Kızıl Muhafızların kültür devrimi sırasında işlediği abartılı suçlardan söz ediyor.
Quero fazer acção cultural.
- Kültür eylemi yapmak istiyorum.
O que é acção cultural?
- Kültür eylemi de ne demek?
"Será pela violência, contudo, que ele resolverá a asfixia cultural " na qual o Governo mergulha a universidade francesa.
Hükümetin Fransız üniversitelerini kasten kültürel bataklığa mahkum etmesine bundan böyle şiddetle cevap verilecektir.
... do choque cultural e da desorientação social...
... halka acıklanmasının müthis bir kültür sokuna ve...
Essa mística cultural que rodeia a função biológica.
Biyolojik işlevi çevreleyen kültürel gizem.
O John Gill foi enviado para cá pela Federação, como observador cultural.
John Gill buraya Federasyon tarafından kültür gözlemcisi olarak gönderildi.
Guardem o corpo para o Museu Cultural.
Bedenini Kültür Müzesi için saklayın.
Um desenvolvimento cultural fascinante de...
Büyüleyici bir kültürel gelişme...
Como eu estava a dizer, um desenvolvimento cultural fascinante de um tipo que não se via há eras.
Söylediğim gibi, uzun dönemdir görülmedik bir kültürel gelişim.
Este lugar é, a nível biológico e cultural, um enigma.
Tüm bölge bir muamma, hem biyolojik hem de kültürel olarak.
A Enterprise dirige-se para Memory Alpha, um planetóide preparado pela Federação só como biblioteca central contendo a história cultural e o conhecimento científico de todos os membros da Federação.
Enterprise, Memory Alpha yolunda, Federasyon'un merkezi kütüphane olarak oluşturduğu yapay bir gezegen. Bünyesinde tüm Federasyon üyelerinin uygarlık tarihi ve bilimsel birikimini barındırıyor.
Eu vi-te na Manifestação Cultural de Veneza.
Seni Venedik'te, kültür yarışmasında gördüm.
Foi inacreditável a revolução cultural do Les Halles.
Birini başka bir yere taşıdılar. Les Halles bir zamanlar kültürel devrimin simgesiydi.
Uma jovem que tem um Volkswagem vermelho, secretária do Adido Cultural americano.
Kırmızı bir VW'su var. Kültürel ataşe sekreteridir. Amerikalı.
Iria também dar-se uma revolução cultural.
Bir kültürel ihtilal de başgöstermekteydi.
Não quero viver numa cidade onde a única vantagem cultural é poder virar à direita num sinal vermelho.
Sen anlatmaya devam et, ama ben tek kültürel üstünlüğü kırmızı ışıkta sağa dönebileceğin yer olan bir şehirde yaşamam.
Gosto imenso de ser reduzida a um esterótipo cultural.
Kültürel bir şablona indirgenmeye bayılırım.
Acho que há um imenso abismo entre nós... e não apenas cronológico : Emocional, cultural e físico... e a tendência desse abismo é crescer sem parar.
Sadece kronolojik değil, duygusal, kültürel, fiziksel ve her yönden.
É isto. Adido cultural. É isso.
Babası kültür işleriyle uğraşan biri bu kadar.
Ele é um adido cultural na Embaixada Italiana.
İtalya Elçiliğinde.
A sua filha casa de branco com o filho de um adido cultural
Kızın bir diplomatın oğlu ile evleniyor.
Ela contou-lhes que eras adido cultural... e o Albin, mãe de família.
Seni kültürel işlerle uğraşan Albin'i de ev hanımı olarak tanıtmış.
Então, quanto à questão "profissão dos pais"... respondi : Adido Cultural, e Mãe de família.
Senin kültürel işlerle uğraşan biri olduğunu ve ev hanımı olduğu söylemiş.
O pequeno disse que tu eras Adido Cultural?
Senin kültürel işlerle uğraşan biri olduğunu söylemedi mi?
Adido cultural? Bem, quem diria!
Kültürlü biri!
Adido Cultural!
Kültürlü biri misin?
Adido cultural!
Kültürlü biri!
Uma aparição muito súbita dos seus irmãos e irmãs do espaço pode enviar o nosso mundo irmão para uma onda de choque cultural, da qual pode nunca vir a recuperar.
Uzaydan aniden ortaya çıkan akrabaları kardeş dünyamızda asla düzelmeyecek bir kültür şokuna sebep olabilir.
O corredor, * era e é Alemão. * Passagem entre a Alemanha e Dantzig Todas estas zonas, devido... à sua origem cultural, pertencem exclusivamente ao Povo Alemão.
Alman halkları için olmasaydı,... tüm bu doğu bölgeleri tam bir barbarlığa karşı direnemeyip, yenik düşecektiler...
Tornar-se em uma potência exploradora, fez da Holanda um centro vital, intelectual e cultural.
Bir keşifler merkezine dönüşmek Hollanda'yı kültürel bir odak haline de getirdi.
As unidades da evolução cultural são as ideias.
Kültürel evrimin ise fikirlerdir.
Michael, a minha base de dados cultural indica que as pequenas cidades do sul não costumam ser muito acolhedoras para desconhecidos.
Michael, kültürel bilgi bankam küçük güney kasabalarının yabancılara karşı pek de yardım sever olmadığını söylüyor.
Era Director da Acção Cultural no Pavilhão Hailé Selassié.
Haile Selassie Çadırı'nda Kültürel Etkinlikler Yönetmeniydim.
"Como um facto entre outros, como um argumento entre outros. " A revolução cultural não é um argumento.
Bir kere Çin kültür devrimi bir sav değildir.
E agora a revolta contra a poluição cultural.
Şimdiyse kültürel yozlaşmanın kurbanı oldu!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]