Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Dans
Dans Çeviri Türkçe
24,838 parallel translation
- Queres dançar, Leonard?
- Dans etmek ister misin Leonard?
- Podes ir tu.
- Tek başına dans et.
Para uma mulher muçulmana, o casamento é uma dança ritmada de dualidade, força e submissão.
Müslüman bir kadın için evlilik güç ve boyun eğmenin... serinletici dansıdır.
Olha, posso fazer um pedido de desculpas verdadeiro por causa da outra noite?
Dinle, dans akşamı için samimi bir şekilde özür dileyebilir miyim?
Gosto de dançar contigo. Eu também.
- Seninle dans etmek hoşuma gidiyor.
- É um baile piroso da escola que fazem no ginásio e onde dançamos e assim.
- Aptal bir okul balosu. Spor salonunda dans filan ediliyor.
Que vos fez querer dançar, ou fazer amor, ou dar porrada em alguém.
Dans etmeyi, sevişmeyi ya da dışarı çıkıp kavga etmeyi istemenizi sağlayan şarkıyı düşünün.
Há uma competição de dança e a vencedora vai jantar com o Malibu.
Dans yarışması var, kazanan Malibu'yla yemek yiyecek.
Para se encontrar com o Malibu a Mylene tem de dançar num concurso na Les Inferno?
Malibu'yla buluşmak için Mylene Les Inferno'da dans mı edecek?
Primeiro : tens de estar lá para dançares com ela.
Birincisi : Onunla dans etmek için oraya gitmelisin.
Arrebata-la e danças uma dança sexy.
Kaldır ve seksi bir dans yap.
- Não sabes dançar? - Não.
- Dans bilmiyor musun?
Estava a pensar que não podes dançar nesse concurso na Les Inferno sozinha.
Les Inferno'daki yarışmada yalnız dans edemezsin.
Mas talvez pudéssemos dançar juntos?
Belki birlikte dans ederiz.
Sabes que não consigo dançar sem os meus chupa-chupas da sorte.
Şekerlerim olmadan dans edemem biliyorsun.
E espera até ele te ver dançar.
Bir dansını görsen.
Sou o DJ Malibu... - Malibu. -... e estou aqui para vos pôr a dançar.
Ben DJ Malibu, ve buraya güzel müziklerle sizi dans ettirmeye geldim.
Dá-lhe a tua cassete e pede-lhe para dançar contigo na competição.
Ona kasetini ver ve seninle dans etmesini iste.
Se dançares com o Cadillac, ganhas de certeza.
Cadillac'la dans edersen kesin kazanırsın.
Talvez se dançarmos juntos...
Belki birlikte dans edersek...
E adorava dançar.
Dans etmek de çok isterim.
- Ela só precisa de uma dança.
- Sadece dans etmek istedi.
Se não têm uma namorada, é melhor agarrarem a mãe de alguém, porque o concurso vai começar mal esta música comece.
Sevgiliniz yoksa birinin annesini kaldırın, çünkü dans yarışması birazdan başlıyor.
Posso meter-te no clube, pedir ao DJ Malibu para tocar o teu disco, danças com a tua miúda, desde que eu fique com o disco.
Seni kulübe sokarım, DJ Malibu'ya plağını çaldırırım. Kızla dans edersin.
Pensa na dança.
Dans konusunu düşün.
Quem é esta jovem boricua, a impressionar?
Bu genç boricua da kim, böyle güzel dans eden?
A loucura, pessoal Sem parar
Dans edin hepiniz Sakın durmayın
Vamos lá, miúdas Vamos dar uma volta
Haydi kızlar, Dans edelim
Anda, vem dançar connosco.
Haydi, gel de dans et.
É este som que os B-boys curtem.
B - boy'ların dans ettiği şey.
Uma mesa toca a música que os dançarinos estão a curtir, agora, e a outra toca a música que eles vão curtir no futuro iminente.
Bir turntable dansçıların şimdi dans ettiği parçayı çalar ve diğeri yakın gelecekte dans edecekleri parçayı çalar.
E por aquela dança.
Ve o dans.
Nem dá para dançar com isto.
Dans bile edemezsin ki.
Gosto de dançar de vez em quando.
Arada bir dans etmeyi seviyorum.
O que torna um êxito num êxito é conseguir ter sucesso na pista de dança, onde estão os pecadores.
Hit şarkı kendisini dans pistinde, günahkârların mekânında kanıtlar.
E não vai estar na pista, a menos que vá parar às mãos dos DJ de topo da cidade.
Ve bu şehirdeki en iyi DJ'lerin eline geçmezse dans pistinde çalınmaz.
A novidade é que agora quase todos os álbuns de dança são feitos assim.
Yeni olan, her dans plağının artık böyle hazırlanması.
A maioria é ignorada, para nunca mais serem dançados.
Çoğu bir kenara atılıyor ve kimse o parçalarla dans etmiyor.
A fazer a dança da vogue.
Vogue dansı.
- Temos o jeito
- Dansımız iyi
D é de diz lá
D, dans edin demek
- Vamos dançar.
- Hadi dans edelim.
D é de diz lá O é de ouviste o nosso grupo
D, dans edin demek O, olağanüstü ekibimiz için
Pequena dança!
Dans arası!
Fui dançar.
Dans etmeye gittim.
- Não é o estilo.
- Dansın olmadığı kesin.
Sabes que eu tenho estilo.
Dans edebildiğimi biliyorsun.
É uma tragédia seres cego. Nunca me viste dançar.
Kör olmanın kötü yanı da bu, hiç dans edişimi görmedin.
Imaginas o Nelson e o Murdock na pista de dança?
Nelson ve Murdock'un dans pistinde olduğunu düşünsene bir!
- Então, você é de Chicago?
Chicago'dansın? Evet.
Dançámos.
Dans...