Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Disco
Disco Çeviri Türkçe
4,435 parallel translation
Estava no disco rígido. Isso conseguimos descobrir.
Hard diskindeymiş, ona erişebildik.
O nome do novo disco é 13, estou certo?
- Yeni albümün adı "13" değil mi?
Este disco é como um som moderno, mas sem dúvidas é um disco do Black Sabbath.
Albüm çağdaş bir ses gibi ama Black Sabbath albümü olduğunu inkâr edecek bir şey yok.
A Mia encriptava as notas de histórias em curso e espalhava-as em diferentes partições do disco.
Mia devam eden makaleleri için notlarını şifrelemiş ve parçalar halinde sabit sürücüsüne dağıtmış.
Eles também requisitaram o seu disco duro e baixaram a sua autorização?
Sabit diskine el koyup sonrasında güvenlik seviyeni düşürmek mi?
Um gravação num disco rígido não é nada de novo para um técnico informático
Bir sabit diks kaydı bir şeye mani olmaz ki.
É difícil acreditar que este disco vale 300 milhões para o chanceler.
Başkan için bu diskin 300 milyon dolar değerinde olduğuna inanmak zor.
Algum tipo de disco rígido que levou um tiro. Talvez seja simbólico.
Parçalanmış bir hard disk gibi bir şey.
Estamos dentro de um disco rígido externo feito de pessoas e papel.
Kağıt ve kalemden oluşmuş harici bir sabit diskin içindeyiz.
O que devo dizer? Que estou a ser prisioneiro num disco voador?
Ne söyleyeceğim peki, uçan dairede mahsur kaldığımı mı?
"Vamos sempre no sentido do disco."
Hokey topunun gittiği yere doğru kayacaksın.
Guarde-o num disco protegido.
Güvenli bir diske koy.
Verifica o disco para ver como é que ela recebe as instruções.
Sabit sürücüsü tarayıp, talimatları nasıl aldığına bakalım.
O teu último disco foi... Foi maravilhoso.
Son albümün muhteşemdi, bu arada.
O Disco.
Disko.
Não. Acontece que fui capaz de encontrar uma maneira de transferi-lo para um disco rígido.
Hayır, bulduğum eski bir kasetçalar ile onu oynatmayı ve içeriğini bir hard diske transfer etmeyi başardım.
O disco rígido está encriptado, os técnicos estão a trabalhar nele agora.
Hard diski şifrelenmiş, teknisyenler onunla uğraşıyorlar.
Soundwave praticamente reparou o disco, Mestre.
! Soundwave neredeyse çanak anteni tamir etti efendim.
Coloca o disco dos Kiss. - Que faixa?
Kiss'in plağını koy yeter.
Nada no disco do computador, nem um mísero ficheiro.
Bilgisayarın sabit diskinde de hiçbir dosya bulunmuyor.
O grupo da MacKenna clonou um disco rígido.
MacKenna'nın adamları büyükelçilikteki sürücüyü kopyaladı.
Há 48 horas, o grupo do Al-Zuhari atacou a embaixada britânica em Budapeste, e clonou um disco rígido da NATO.
48 saat önce El Zuhari'nin adamları Budapeşte'deki İngiliz Büyükelçiliğine saldırdı ve NATO sürücüsünü kopyaladılar.
Bem, o disco rígido está totalmente seguro.
O sürücü oldukça güvenli.
Os meus homens estão na Urso Negro com ordens para destruir o disco rígido e tirar o Andersson de lá... ou matá-lo se não conseguirem.
Adamlarım an itibariyle hapishanede ve sürücüyü imha edip Andersson'ı çıkarma çıkaramazlarsa da öldürme emri aldılar.
Vamos apanhar o disco rígido e saímos de seguida.
- Sürücüyü alıp çıkalım.
O disco rígido da NATO.
- NATO sürücüsü.
O disco rígido está destruído, mas chegámos tarde demais.
Evet. Sürücü imha edildi ama geç kaldık.
É oficial, vou livrar-me deste disco voador.
Bu uçan daireyi çıkarıyorum ben.
Disco de interferência de frequência.
Frekans sıkıştırma çarkı.
Requisitaram o teu disco duro e baixaram o teu nível de acesso.
Sabit diskine el koydular ve güvenlik seviyeni de düşürdüler. Bu, Henry'nin işi.
Disco rígido.
Hard Disk var.
Mas iam precisar fazer 5 ou 6 vezes para limpar o disco todo.
Ama beş ya da altı kez çalıştırman gerekiyor programı böyle silmek için.
Alguém queria realmente livrar-se de alguma coisa do disco.
Birisi sürücüdeki bilgilerden gerçekten kurtulmak istemiş.
Eu limpei aquele disco.
- İmkânsız. Ben diski silmiştim.
- Eu limpei o disco.
Diski silmiştim.
Cantou num disco.
Bir plak kaydettin.
Lamento parecer um disco riscado, mas gostava de saber a identidade dos meus raptores.
Tekrar tekrar sorduğum için kusura bakma ama beni kaçıranların kim olduğunu bilmek isterim.
Só estou a limpar o disco rígido dela.
Sadece... Sabit diskini temizliyorum.
Vou aceder ao disco rígido.
Bu hard disk'e ulaşacağım.
Finalmente acedi ao disco rígido do Keith.
Sonunda Keith'in hard diski'ne erişebildim.
A Casa Branca vai adorar saber que usas o seu disco rígido para isso.
Bahse girerim Beyaz Saray Hard Disklerini incelediğinde hoşlarına gidecek pek çok şey bulacaktır.
Se fosse ingênua, diria que é o presidente num disco voador.
Eski olduğunu bilmesem burada Amerikan başkanı bir ufoyla uçuyor derim.
Fique de olho no disco.
Gözün diskte olsun.
Já agora, Gretzky, querias que o disco atingisse a parede ou querias acertar no Sergei e falhaste?
Bu arada Gretzky, diski duvara vurmak için mi attın yoksa Sergei'yi vurmaya çalışıp ıskaladın mı?
O último teve um terrível acidente e está morto como Disco.
Önceki hoca korkunç bir kaza geçirip.. ... gebermişti.
Tenho de decodificar a palavra-passe, e encontrar um local seguro para ler o disco rígido.
Şifresini kırmam gerekiyor..... sürücüyü okumak için güvenli bir yer bulmam gerek.
Há faz uma semana que estou à espera de um novo disco rígido.
Yeni hard disk için bir haftadan fazladır bekliyorum, anladın mı?
Estás a ver aquele telefone azul com disco que me deste no Natal?
Noel'de antika bir sapan almıştın ya bana? - Evet.
Eram cerca das 18 horas, na noite anterior, ou seja, foi no sábado, 14 de abril de 2007. Este casal estava a viajar, e viram uma coisa que nunca tinham visto... um disco cinzento.
Klik sesinden sonra onu defalarca aradım ama cevap alamadım.
Eles e os outros que o viram descrevem-no como um disco metálico abrangendo mais de 100 metros de diâmetro, com luzes a toda a volta e movimen - tando-se a uma velocidade incrível.
Evet. Fred'in bir nesne hayal etmesi mümkün mü? Roy Manifold'un çektiği fotoğraf Fred'in tarif ettiğine hiç benzemiyor.
Seria uma brincadeira de criança, por exemplo, hackear o disco rígido que armazena as gravações de segurança de um restaurante do centro e adicionar 3h a hora gravada. Dias atrás pensamos que tinha matado Felix Soto e Cyril Nauer na esperança que conseguisse resolver P versus NP um dia.
Birkaç gün önce, Felix Soto'yu ve Cyril Nauer'i, P vs NP'yi bir gün kendiniz çözersiniz umuduyla öldürdüğünüzü düşünüyorduk.