Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Donuts
Donuts Çeviri Türkçe
1,336 parallel translation
Sentamo-nos no carro, seguimo-los, comemos donuts.
Arabanda oturursun, peşlerinden gidersin, çörek yersin.
Estou a ver buracos de donuts.
Kurabiye delikleri görüyorum!
Esse é também o dinheiro para os donuts.
Onun içinde Donut paran da var bayım.
Temos donuts dos bons, hoje.
Güzel çöreklerimiz var bugün.
O Teal'c está a escolher os donuts.
Teal'c çörek alıyor.
Eles provaram os donuts?
Çörekleri denediler mi?
Devem ter acabado de fritar donuts.
Çörekler fırından yeni çıkmış olmalı.
Há donuts por todos os lados.
Her tarafa çörek saçılmış.
Contente, seu nazi dos donuts?
Mutlu musun, çörek Nazisi?
Importa-se de mandar uma das brigadas dos Donuts, para ali recolher uns ossos, e colocá-los num saco para os legistas?
Beyindeki hasara bakıp ceset parçalarını torbaya koyar mısın?
Comeste donuts?
Donat mı yiyordun? Çok komik.
É dos donuts!
Şişman görünüyorum.
Porque não vens lá dentro, tomas um café e uns donuts, e depois levas o teu amigo e desapareces daqui?
Neden içeri gelip, biraz kahve ve çörek almıyorsun? Sonra da adamını alıp, defolup gidersin, tamam mı?
Vamos andar de "rainbow gondol", e depois vamos no "Smile Hollow"... depois quero comer muitos donuts, e...
İlk önce gökkuşağı gondoluna bineriz gülmek için. Daha sonra küçük peri tatlılarından yeriz. Sonra biz...
- Posse de donuts de cocaína.
- Kokainli çörek bulundurmaktan.
Podemos aprender alguma coisa. Claro, eu vou-lhes dar um pacote de donuts.
Elbette, ben onu sizin için tepside hazır bekletirim.
Costumava trazer donuts para o pessoal, antes deles acabarem.
Paydosdan hemen önce tatlılar getirirdi hep.
Donuts?
Çörekler?
Comprei uns donuts para os meus homens das obras e trouxe uns a mais, portanto pensei que podíamos...
Oh, iyi.Bu çörekleri çalışanlarım için almıştım, gördüğün gibi birazı arttı. Ben de düşündüm ki belki sen ve ben- -
- Donuts à borla.
Bedava çörek!
Foi um desperdício de tempo e de donuts.
Zamanını ve çöreklerini boşa harcıyorsun.
Obrigado, Edie, os donuts têm óptimo aspecto.
Teşekkürler Edie, çörekler güzeldi.
Vou a casa buscar leite para acompanhar os donuts.
Eve gidip çöreklerin yanına biraz süt alacağım.
Não posso comer donuts com sumo.
Çörekleri meyve suyuyla birlikte yiyemem.Doğal olmaz.
O que dizes se formos comer uns donuts, está bem? Antes de a mamã ir para o trabalho?
Bak ne diyeceğim, anne işe gitmeden önce birlikte çıkıp çörek yemeye ne dersin.
Nós não queremos donuts.
Çörek istemiyoruz.
- Não, só donuts.
- Hayır, sadece çörek.
- Obrigada pelos donuts.
Gitmeliyim. Çörekler için teşekkürler.
Só como donuts há dois dias.
İki gündür çörek dışında bir şey yemedim. Komik.
- Aqui tens os donuts.
- Tamam. İşte çöreklerin.
Quero um batido de morango e aqueles donuts de chocolate que vêm numa caixa...
Ayrıca şu çilek püresinden istiyorum ve yanında kutuda satılan çikolatalı çöreklerden istiyorum.
Até trouxe alguns donuts.
Biraz tatlı çörek almıştım.
Há uns anos atrás roubei uma loja de donuts.
Bir kac sene önce, Bir donut dükkanını soydum.
Fui eu que roubei aquela loja de donuts.
O soygunu yapan bendim.
Tens na mão o equivalente a muitos donuts de máquina. Espera aqui.
Elinde tuttuğunla bir makina dolusu donut alabiliriz.
Tens donuts e queijo para comer na cozinha.
Mutfakta çörek ve krem peynir seni bekliyor.
E trouxe os teus donuts preferidos do 7-Eleven. Obrigada.
Ve 7-Eleven'dan, en sevdiğin toz şekerli donutlardan da aldım.
Quer dizer, quem é que ia dar um prémio ao Kevin? A Dan Cake?
Yani düşünsenize kim Kevin'a bir ödül verir ki, Dunkin'Donuts mı?
Ou estão a dar donuts grátis no café ou há uma convenção de prostitutas asiáticas na Unidade de Cuidados Intensivos.
Ya kafede bedava çörek veriyorlar, ya da yoğun bakımda Asyalı fahişe fuarı var.
Ele e o Durrell foram buscar Donuts.
Durrell ile donut almaya gittiler.
- Quem teve a ideia de comprar Donuts?
Donut almak kimin fikriydi?
Muito melhor do que esses famosos donuts.
Tanıtımı fazlaca yapılanlardan çok daha iyi.
Neste relacionamento, serei o que compra café e donuts e faz as perguntas.
Bu ilişkide, kahve ve donutları satın alan ve soruları da soran benim.
Agente compra uma máquina de donuts e põem no porta-malas.
- Biz sırtta taşınan jetlere dönelim.
Escute-me. A próxima vez que você estiver preso no engarrafamento, você abre seu porta-malas e começa a vender donuts para todos os motoristas.
Bir daha trafikte sıkışıp kaldığında bagajını açar ve diğer sürücülere "donut" satmaya başlarsın.
Consegui! Trunkin'Donuts.
Buldum. "Bagaj-in'Donuts"!
- Isso sao donuts?
Bunlar çörek mi?
Que tal uns donuts esta manhã?
Sabah biraz lokma yemeye ne dersin?
Não vais comer uma dúzia de donuts, pois não?
- Bir düzine çörek yemeyeceksin ya?
- Bem, uma vez levei-lhes donuts.
İIk olarak, çörekleri ben alırım.
Cheia de donuts.
Ve?