Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Dé
Dé Çeviri Türkçe
4,230,128 parallel translation
A aeronave irá ultrapassar a altitude mínima de recuperação
uçak 90 saniye içinde minimum irtifaya...
- dentro de 90 segundos.
- düşecek.
Preparem-se para aterragem de emergência.
acil durum inişi için hazırlanın.
Altitude mínima para recuperação dentro de 60 segundos.
60 saniye içinde minimum alçalma.
Altitude mínima para recuperação dentro de 30 segundos.
30 saniye içinde minumum alçalma.
- Diz aqui que seu filho morreu de infarto.
- Kalp krizinden öldüğü yazıyor.
Desde que cheguei aqui, tive que aturar desaforos de Louis.
Buraya geldiğimden beri Louis'in saçmalıklarını yeterince çektim.
E agora está me pedindo para desperdiçar tempo e minha capacidade em algo assim.
Şimdi de sen zamanımı ve yeteneğimi böyle bir şeye harcamamı istiyorsun.
Não podemos permitir que abra um precedente senão os clientes do Alex irão passar por cima de nossas cabeças.
Alex'in müvekkilinin bizi parmağında oynattığının düşünülmesini riske edemeyiz.
Vai notificar isso e entregar para o cliente de Alex.
O halde bunu yazıya döküp Alex'in müvekkiline teslim edeceksin.
Que tipo de padrinho eu seria, se não oferecesse para ser aqui?
Düğün için kendi evimi teklif etmesem nasıl bir sağdıç olurdum düşünsene.
Não quero encontrá-lo - de cuecas.
Beyaz donuyla karşıma çıksın istemem.
E as flores também.
Çiçekçiyi de aynı şekilde.
Mike e eu estamos muito ocupados decolando nossas carreiras.
Mike da ben de kariyer olarak çok yoğun dönemlerimizdeyiz şu aralar.
Bem, isso, e para dizer a Harvey Specter que eu testei seu vaso sanitário.
Hem bu hem de Harvey Specter'a tuvaletini test sürüşüne çıkardığımı söylemek için.
Você sabe tirar a graça de tudo, não é?
İşin eğlencesini bozmakta üstüne yok bunu biliyorsun değil mi?
Como?
- Burada değil de ne demek?
E também insubordinada. Então, decidi.
Aynı zamanda itaatsiz biriydi ben de bir karar verdim.
Não vou trazê-la de volta.
Louis onu geri almayacağım.
Uma melhor do que esta, de que esta firma é uma piada.
Şimdi bıraktığımız şirketin koca bir şakadan ibaret olduğu izleniminden her türlü iyidir.
E antes, você estava brava com ele.
En son hatırladığım kadarıyla seni de yeterince sinirlendirmişti.
Ao invés de dizer que não vai recontratar Stephanie, por que não diz ao Rei Todo-Poderoso que se não tomar cuidado, não terá um reino para governar?
O yüzden Stephanie'yi geri almayacağını söyleyene kadar git de değerli biricik Harvey'ne şunu söyle. Eğer dikkatli olmazsa yakında yönetebileceği bir krallık kalmayacak.
Não é bom ter o Robin atrás do Batman por quebra de contrato.
Sırf bir anlaşma ihlalinden Robin'in Batman'in peşine düşmesi hoş görünmezdi.
Está entediada de ser diretora, sente minha falta, e me quer de volta.
COO olmaktan sıkıldın, beni özledin yeniden sekreterim olmak istiyorsun.
Estou aqui para dizer que sua lua de mel como diretor acabou.
Yönetici ortak olarak balayı döneminin sona erdiğini söylemeye geldim buraya.
É por não exigir uma votação depois de você me desrespeitar?
Bunun nedeni toplantıda sen beni baltalarken kararı oylamaya sunmamam mı?
Ao invés de ser tão arrogante, descubra como nos manter felizes. Começando pelo número dois.
Belki bu kadar burnu havada biri olmasan hepimizi mutlu edecek bir yol bulabilirdin.
Esses acontecimentos somados fizeram todos me odiarem.
Bunların hepsi de bir araya gelip'Harvey'den nefret ediyoruz'a dönüştü.
Lembra quando conseguimos o Sistema Trotter de Zane?
Harvey Zane'in müvekkili Trotter'ı kapmaya çalışmamızı hatırlıyor musun?
E você esqueceu que estava bravo comigo por alguma bobagem que nem nos lembramos mais.
- Biliyorum. İkimizin de artık hatırlamadığı bir nedenden dolayı bana sinirli olduğunu unutmuştun ama.
Quando acha que vou parar de consultá-la?
Sence ne zaman bu tarz şeyler için sana gelmeyi bırakacağım dersin?
A verdade é, Harvey, que não precisa de mim, apenas sente minha falta.
Açıkçası Harvey artık bana ihtiyacın olduğunu sanmıyorum. Bana geliyorsun çünkü beni özlüyorsun.
Fui com meu pai ao apartamento de Harvey.
Bu sabah babamla birlikte Harvey'nin evine gittik.
Ele deve ter dito que um apartamento de solteiro não é lugar para sua filha celebrar o grande dia de sua vida.
Dur söyleme. Biricik kızının hayatındaki en önemli gününü kutlamak için bir bekar evinin doğru tercih olmadığını söyledi.
Por que não joga no circuito masculino?
Neden sen de diğerleri gibi golf kıyafeti giymiyorsun?
Por mim, pode ser até no Taj Mahal.
İsterse Tac Mahal'de evlensin inan umurumda değil.
Quero que saiba da ideia de Jessica.
Jessica'nın ayarlamasıyla ilgili seninle konuşmak için geldim.
Aquela em que me faz um favor, e eu lhe faço outro.
Senin bana büyük bir iyilik yapman ve benim de karşılığında bir iyilik yapmam.
O que acha que aconteceu no caso de Katrina Bennett?
Katrina Bennett'i benden almanıza rağmen hiç sesimi çıkarmamam neydi sanıyorsun?
Ao invés de me pedir coisas, deveria cuidar da sua retaguarda, pois está na mira de um míssel.
Benden size el atmamı isteyeceğine arkanı kollamaya baksan iyi edersin. Çünkü özellikle sizi hedef alanlar var.
- debaixo de seus narizes? - Eu sabia
Ne yapacaklarını sanıyordun?
Pedi para ver o vídeo de segurança.
Gerçekten orada mıydı öğrenmek için güvenlik kayıtlarını istedim.
Posso lhe dizer que a melhor forma é convencê-los de que você já tem alguma coisa.
Ama şunu söyleyebilirim. Onları elinde bir şeyler olduğuna ikna edebilirsen onları görüşmeye getirtip süreci kontrol edebilirsin.
Direi que tenho o cartão de ponto do médico, e que ele não estava ali por perto.
Anladım onları doktorun zaman çizelgesinin elimde olduğuna ve o zaman diliminde orada bulunmadığını bildiğime ikna edip anlaşmaya oturtacağım.
Estão atrás de meus clientes também.
Sakın söyleme. Benim müvekkillerimin de peşindeler.
Estão processando por violação de patente.
Telif hakkı ihlali için dava açıyorlar.
Harvey falou que não quer ajuda,
Biliyorum Delta Güvenlik ile görüşmeye gidiyorsun. Harvey de onları elinde tutmada yardımımı istemediğin konusunda gayet netti.
- Se dependesse de mim, faria isso.
Bu kararı vermek bana kalsaydı inan şimdi kovardım Alex.
E a reestruturação em 2007?
2007'de yeniden yapılandırmaya gitmek zorunda kaldığında yanında kim vardı?
Bem, deveria ser.
- Belki de o olmalı.
- Quem é você?
- Sen de kimsin?