Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Edificio
Edificio Çeviri Türkçe
339 parallel translation
Aqui é a barraca do rádio, e este edificio parece ser o local da messe.
Burada radyo kulübesi var, bu bina da kafeteryaya benziyor.
Vocês encarreguem-se deste edificio.
Siz ikiniz bu binayı alın.
Se estiver alguma vez num edificio a cair, e alguem se oferecer para a apanhar e a levar para lugar seguro, nao hesite, cuspa-lhe no olho.
Eğer yıkılan bir binanın altında kaldığınızda, biri sizi alıp güvenli bir yere taşıdıysa bir saniye tereddüt etmeden gözüne tükür.
Tranquila, faz tremer o edificio.
Rahat olun bayan, çok gerginsiniz.
Por favor, desalogem o lugar, a não ser que tenham, um cometido oficial neste edificio.
Lütfen toplanmayın. Bu çevrede resmî görevde değilseniz lütfen bizi dinleyin ve evlerinize dönün.
Quando voltava para cá vi o sr. Connors a sair do bar... do seu edificio, na Second Street.
Buraya dönerken, bay Connors'a rastladım... İkinci caddede sahibi olduğu binadaki bardan çıkıyordu.
Para o edificio da Assembleia Geral.
Genel Kurul Binasına.
"... a um recepcionista no edificio da Assembleia Geral...
" bir görevliye verdiği George Kaplan adının sahte olduğu...
Acabamos de saber que o Almirante Nelson se encontra no edificio, na entrada.
Az önce Amiral Nelson'un binada, alt koridorda olduğu haberi geldi.
Neste majestoso edificio o que logo se ve... e o lar do almirante Boom...
İlk göze çarpan bu ihtişamlı bina
Para construir seu canto no edificio do tempo.
Zaman tünelinde kazılar yapmak.
Verifiquem cada edificio nesse sector.
Bu alandaki her binayı rapor et.
O edificio junto ao terreno onde jaz o corpo.. já não se usa para o culto cristão, pelo que é discutível que continue a ser um cemitério.
Bedenin toprağa verildiği yerin bitişiğindeki bina... uzun zamandır hıristiyan ibadeti için kullanılmıyor, bu yüzden o yerin hala kilise mezarlığı olup olmadığı kuşkulu.
Edificio Administrativo
BÜYÜK FİLM STÜDYOSU YÖNETİM BİNASI
O edificio está quase demolido.
Bina, neredeyse tamamen yok edilmiş.
Un dia, decide ir ao alto de um edificio e saltar. Terminar com tudo.
Sonuçta, bir gün, her şeyden kurtulmak için bir binanın çatısına çıkıp oradan kendini atmaya karar vermiş.
O edificio está em chamas.
Mutlaka görürsünüz.
- Whit, vais para aquele edificio ali.
- Whit, sen oradaki binaya çık. - Evet.
E também sabe que é perigoso... vir ao sua apartamento já que a rapariga, quero dizer María, estava vivendo no seu edificio.
Bir menajeriniz olduğunu ve mektupları nereye yollayacağını biliyordu. Ayrıca size yaklaşmanın tehlikeli olduğunu da biliyordu, yani Maria'yı kastediyorum kaldığınız binada yaşayan kız.
Não está ninguém dentro do edificio, michael.
Binada bir hayat belirtisi algılamıyorum Michael.
O topo do edificio é uma espécie de monstruosidade arquitéctonica.
Binanın tepesi, mimari açıdan oldukça karmaşık.
Já sei onde te vi. No piso 52 do edificio do FBI de Nova Iorque.
Seni orada gördüm. New York'taki FBI binasının 52. katında.
- A entrar naquele edificio.
- Şurada, şu binaya giriyor.
Vou mandar revistar todas as pessoas que entrarem no edificio mas não há nada que me vá impedir de subir ao palco, esta noite.
Binaya giren herkesin üstünü aramalarını sağlayacağım ama bu gece sahneye çıkmamamın bir yolu yok.
- É no edificio de manutenção ali.
Arkadaki büyük bakım binası.
Deve ser genial olhar um edificio e saber que o desenhaste.
- Çok zaman harcanmışa benziyor. - Kesinlikle.
O castelo Plunkett... a grande restauração do edificio no coração... da incomparavel e formosa campina irlandesa... também conhecido como o lugar mais assombrado... da ilha Esmeralda.
Plunkett Şatosu'na yürekten bir restorasyon yapılırsa güzel İrlanda sahili burasıyla kıyaslanamaz bile. Üstelik burası Zümrüt Adası'nın en hayaletli yeri olarak bilinir.
Que edificio tão grande para uma cidade tão pequena.
Küçük bir kasaba için büyük bir bina.
Ok. Quando todos tiverem saído. Eu quero arrasar o edificio e as fundações.
Pekala, herkes dışarı çıkınca binayı kuşatıp her yeri aramanızı istiyorum.
Eu pesquiso cada edificio, cada beco, nesta cidade.
Bu şehirdeki tüm bina ve sokakları araştırdım.
Uma vez por mês, levas seis mulheres desalojadas a saltar com um elástico preso às pernas, do alto do Edificio Federal na rua Miracle Mile.
Ayda bir kez, evsiz altı kadını Miracle Mile'daki Cal Fed binasına bungee jumping'e götürüyorsun.
O meu infravermelho apanhou um laser scoped de rifle... a 100 jardas do edificio.
Kızıl ötesi tarayıcılarım lazer dürbünlü bir tüfek algılıyor binaya 100 adım uzakta.
Caí de um edificio.
Adam binanın tepesinden düştü.
A noite passada, durante o motim, escondi-me atrás de um edificio.
Geçen gece çatışma sırasında, bir binanın arkasına tüydüm :
Vamos la, Mac. o Sr McCord fez questão que este edificio não iria arder.
Hadi, Bay McCord bizi binanın yanmayacağına ikna edecek.
E no fim do 3º periodo toda a gente neste edificio morre.
Üçüncü devrede de bu binadaki herkes ölecek.
Bombas sufcientes foram póstas neste edificio, para parár relogios até hemisphere.
Bu binaya yarıküredeki tüm saatleri durduracak kadar bomba yerleştirdik.
O som deste edificio é absolutamente aterrador.
"Binadaki ses sağır edici"
Podemos derrubar todo o edificio.
Tüm binayı aşağı indirebiliriz.
Olha, um deles disse-me que ia mandar o edificio abaixo.
Bak, onlardan birisi tüm binayı yerle bir edeceklerini söyledi.
Eu disse nada de veiculos, helicopteros no ar... E nada de agentes neste edificio.
Sana karada araçlar, havada helikopterler binada ajanlar istemiyorum demiştim.
Trêz carros dirigem-se ao edificio de onde veio o missil.
Üç araba füzenin geldiği binaya doğru yaklaşıyor.
Quem irá gánhár a táça, se eu explodir o edificio antes do jogo acabár?
Binayı oyun bitmeden önce havaya uçurursam kupayı kim alır?
. O vosso amigo e a nossa comandante estão presos no mesmo edificio até amanhã.
Arkadaşın ve komutanımız yarına kadar aynı tesiste tutulacak.
- Ela fica bem. Ela está no outro edificio com o Wilkins.
Wilkins'le birlikte diğer binada.
"e informar com exactidão o General Tan do edificio que irão ocupar " faremos os possíveis para que este edificio não seja atingido. "
General Tan'a bildirirse, bu binanın zarar görmesini tabii ki istemiyoruz. "
O numero de telefone codificado pertence àquele edificio.
Şifreli telefon şurdaki binaya ait.
Um edificio. Talvez quartel-general deles.
Bir bina.Belki onların genel merkezidir.
E onde, na África do Sul, é esse edificio?
Bu bina tam olarak Güney Afrikanın neresinde?
E sem nenhumas provas no resto do edificio.
Ve binada hiçbir kanıt bırakmayın.
No topo do Empire State Building? Já deixou de ser o edificio mais alto, mas não tens como não vê-lo.
Empire State'in tepesi mi?