Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Eiko
Eiko Çeviri Türkçe
41 parallel translation
Um navio a vapor da Companhia dos Mares do Sul, o Eiko-Maru, um navio cargueiro de 7500 ton foi dado como desaparecido... em 13 / 08 às 19 : 05h.
Güney Denizi Vapur Şirketi'ne ait 7.500 tonluk yük gemisi "Eiko-maru" nun 13 Ağustos saat 19 : 05'te kaybolduğu bildirildi.
O Eiko-Maru e o Bingo-Maru são ambos... da Companhia dos Mares do Sul. Sim.
Elbette. "Eko-maru" ile "Bingo-maru" her ikisi de Güney Denizi Vapur Şirketi'nin.
EIKO MIYOSHI
EIKO MIYOSHI
Tens visto a Eiko?
Hiç Eiko'yu gördün mü?
Tanaka Eiko.
Tanaka Eiko.
Sobreviveram apenas Eiko e a filha.
Sadece Eiko ve küçük kardeşi hayatta kaldı.
Mas a Eiko era mais habilidosa.
Eiko, yine de, daha becerikliydi.
Um dia, numa escaramuça com tropas americanas, a Eiko ia morrendo.
Bir gün, Amerikan birlikleri ile bir çatışmada,... Eiko neredeyse öldürülüyordu.
Harry queria casar, mas a Eiko recusou.
Harry onu istedi, ama Eiko reddetti.
Então, em 1951, o irmão da Eiko, Tanaka Ken, regressou dos mortos.
Sonra 1951'de, Eiko'nun kardeşi, Tanaka Ken, ölümden döndü.
Agradeceu a Harry por ter salvado Eiko e a filha dela, mas disse a Eiko que ele não poderia falar mais com ela.
Harry'e Eiko'yu ve kızını kurtardığı için teşekkür etti ama Eiko'ya artık onunla konuşmayacağını söyledi.
A Eiko, entretanto, já não via o Harry, quanto mais casar com ele.
Eiko, bu arada, ne Harry'i bir daha gördü, ne de onunla evlenebildi.
Então, quando o recrutamento chegou, pediu cinco mil dólares ao George, comprou um café-bar e deu-o a Eiko como presente de despedida.
Görevi bitince, George'tan 5,000 dolar borç aldı bir kahve barı satın aldı ve Eiko'ya bir "sayanora" hediyesi oldu bu.
Também não é a minha ideia de diversão, mas preciso de vê-lo, Eiko.
Bu aslında benim fikrim değil, ama onu görmeliyim, Eiko.
A Eiko disse que querias ver-me.
Eiko beni görmek istediğini söyledi.
Eiko.
Eiko.
Eiko, o que foi?
Eiko, neyin var?
- Pela Eiko, claro.
- Eiko'dan tabii ki.
Ao olhar para ti, lembro-me de outros tempos, Eiko.
Sana bakıyorum da, aynı eski zamanlardaki gibisin, Eiko.
Se não te ralas contigo próprio, ao menos, deixa-me levar a Eiko e a Hanako daqui por uns tempos.
Eğer kendin için endişelenmiyorsan en azından bırak da Eiko ve Hanako'yu bir süre buradan uzaklaştırayım.
- A Eiko contou-te.
- Eiko sana söyledi.
A Eiko pode fazer o que lhe aprouver.
Eiko istediği gibi yapabilir.
A Eiko tem medo de respirar com receio de te ofender.
Seni alındıracak diye Eiko'nun ödü patlıyor.
Alguém devia levar a Eiko e a Hanako.
Birinin Eiko ve Hanako'yu uzaklaştırması gerek diyorum.
Eiko, baixa-te!
Eiko, aşağı eğil!
- A Eiko está no hotel?
- Eiko otelde mi?
Deve ter ficado surpreendido ao saber que Tanaka Eiko e Ken tinham um irmão mais velho, ainda vivo.
Belki Tanaka Eiko ve Ken'in yaşayan bir abileri olduğuna şaşırabilirsin.
Eu não sou irmão da Eiko.
Ben Eiko'nun abisi değilim.
Tem que ver com a Eiko, claro, mas também com o Japão.
Eiko da tabii ki, ama burası Japonya.
A Eiko está bem.
Eiko iyi.
Olha, Eiko.
Bak, Eiko.
A Eiko não é irmã de Ken. É mulher dele.
Eiko, Ken'in kardeşi değil, karısıymış.
Se conseguires perdoar-me, também conseguirás perdoar Eiko.
Beni affedebilirsen, tabii ki, Eiko'yu da affedebilirsin.
Tenho a certeza que tu reconheceste a Eiko Shimao, a nossa grande estrela.
Eminim ki en büyük yıldızımız Şimao Eiko'yu tanıyorsundur...
Está a irritar a Eiko!
Eiko'yu kızdırıyor!
Dizem que Eiko dava tudo o que ganhava ao seu marido.
Eiko'nun, sevdiği adama kazandığı tüm parayı verdiğini söylüyorlar!
Eiko, este é Genya, o novo aprendiz.
Eiko, bu Genya, yeni bir çırak.
Sra. Eiko!
Bayan Eiko!
Então a Eiko ficou com ela...
Demek Eiko aldı...
Eiko, o que significa isto?
Eiko! Bunun anlamı nedir?
Do Eiko-Maru ou do Bingo-Maru?
Eiko-maru " mu?