Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Estaras
Estaras Çeviri Türkçe
2,548 parallel translation
- Não estarás um pouco...
- Acaba...
Estarás a salvo.
Emniyette olacaksın.
Tu estarás lá, eu também, e a rapariga também.
Sen, ben ve kız orada olacak. Bir çözüm yolu bulacağız.
Estarás a salvo lá.
Orada güvende olacaksın.
Quando terminarmos em Camelot, estarás pronto para escrever um livro.
Camelot'da işimiz bittiğinde, kitap yazabilecek hâle geleceksin.
Não sozinha, tonto. Tu estarás com ela.
O tek olmayacak budala, Sen de onunla olacaksın.
Estarás a ajudar uma amiga e ainda ganhas um vestido novo grátis para o jantar.
Bir arkadaşına yardım etmiş ve yemek partisi için birkaç yeni elbise almış olacaksın.
A sério? Vais ter que passar por exames médicos, é claro,... mas estarás de volta a casa com a tua família logo.
Tabi öncelikle bir takım tıbbi analizlerden geçeceksiniz, fakat yolculuğunuz sona erdikten sonra dilediğiniz zaman ailenizin yanına evinize dönebilirsiniz.
- Estarás segura aqui, Lily.
Burada güvende olacaksın Lily.
Faz isso e estarás em segurança, miudo. Vai!
Yolu takip et, güvenlidir.
Estarás linda.
Harika olacaksın.
Só precisas de te sentar, fechar os olhos, e quando os voltares a abrir estarás de volta.
Tek yapman gereken oturup gözlerini kapatmak. Açtığında geri dönmüş olacaksın.
Estarás a pensar em mim?
Belki de beni düşünüyordun?
Fica dentro de casa e estarás segura. Está bem?
Dışarı çıkmayın da Tamam mı?
mas não estarás subestimar o que vales?
Ama kendini biraz fazla ezdirmiyor musun?
Daqui a umas horas estarás bem.
- Matt Anderson, kusura bakma dostum.
Aguenta firme e estarás bem.
Dümeni sıkı tut, halledeceksin.
Jamais estarás autorizada a ir a algum lado outra vez, nunca.
Bir daha asla bir yere gitmene müsaade edilmeyecek, asla.
Estarás segura em casa.
Evde güvende olacaksın.
Pergunta rápida... Se os juntarmos de volta, estarás sempre por perto?
Eğer onları bir araya getirirsek sürekli karşılaşmak zorunda mı kalacağız?
Assim, estarás pronta quando começar.
Her şey başladığında hazır olacaksın demektir.
Estarás indefesa quando o exército francês chegar.
Fransız ordusu geldiğinde savunmasız olacaksın.
Estás a rir agora, vejamos quão feliz estarás no dia em que os homens dominarem as tarefas domésticas.
Şimdi gülüyorsun ama erkeklerin ev işlerini yaptığı... ve işyerlerini ele geçirdiği gün de gülecek misin bakalım?
Já estarás em casa para o próximo aniversário dele.
Oğlunun bir sonraki doğum gününde, evde olacaksın.
E tu, onde estarás?
Peki sen nerede olacaksın?
Tu não estarás sozinho nesta aventura, Granger.
Bu yolculuğunda yalnız olmamalısın, sevgili Granger.
Tu estarás segura aqui. Tu tens uma arma?
Burada güvende olursun.
Se regressares à China para liderar a revolta, estarás a ser irresponsável.
eğer çine dönersen, isyana öncülük edersin sorumsuz olma.
Se a revolução falhar, estarás em dívida connosco durante gerações.
eğer devrim başarısız olursa, halkımıza borcumuzu böyle ödemiş oluruz.
Em breve estarás aos comandos do teu próprio vaivém.
Pek yakında kendi mekiğini kontrol edebileceksin.
" Estarás mais perto da Islândia...
"Böylece İzlanda'ya biraz daha yaklaşmış olursun..."
Estarás na carrinha de vigilância antes do Michael notar que saíste.
Michael senin gittiğini daha anlamadan gözetleme aracına geri dönmüş olacaksın.
Só estarás pronta quando te tirar o localizador.
Takip cihazını etkisiz hale getirene kadar hiçbir şey için hazır değilsin.
Estarás do outro lado do mundo quando a Division der pela tua falta.
Bölüm, gittiğini daha anlamadan dünyanın yarısını geçmiş olursun.
Brevemente estarás fértil.
Çok yakında doğurgan hale geleceksin.
Filho, estive muito pior do que jamais estarás.
Mahvolmuşum gibi. Oğlum, ben senden daha da berbat durumdaydım.
A partir daí, não estarás capaz de manter um emprego porque sabes a verdade.
O dakikadan sonra da gerçeği bileceğin için hiçbir işte uzun süre tutunamazsın.
Estarás aqui mais seguro com o Jim e o Pezulu.
Burada Jim ve Pezulu daha güvende olacaksın.
Daqui a umas horas estarás a snifar coca... do cu de uma stripper toda boa.
Bir kaç saat içerisinde, seksi dansçıların kıçına patlatıyor olacaksın.
Estarás pronta?
Yetişebilir misin?
- Daqui a 72 horas estarás livre.
- 72 saat sonra serbest bırakırlar.
Amanhã, estarás aqui ao meio-dia.
Yarın tam öğle vakti burada olacaksın.
Estarás do outro lado do mundo... - Com o Arnold.
Arnold ile dünyanın öbür ucunda olacaksın.
Estarás com ele dia e noite.
Gece gündüz onunla olacaksın.
Estarás bem fresca e espevitada para a tua avaliação em Columbia.
Kolombiya'daki kalbin için taptaze ve canlı olursun.
Então estarás em Londres com ele?
Yani Londra'da onunla birlikte olacaksın?
Tu estarás a dar poder de volta para o Nemeton, um sítio que não tem poder há muito tempo.
Nemeton'a gücünü geri vereceksiniz. Uzun zamandır güçsüz olan bir şeye.
- Óptimo. Então, estarás preparado para isto.
O zaman bunun için hazır olursun.
Estarás morto.
Ölmüş olacaksın.
- Ai é? As pessoas aqui gostam de mim, basta eu falar, e tu estarás na lista negra. Percebeste o duplo sentido?
Buralarda çok sevilen biriyim ve abartmalarımla birlikte söz veriyorum ki herkesin kara listesinde olacaksın.
Não. Porque se me abraçares, estarás a fazê-lo por estares triste por mim.
Sakın, çünkü beni şu an kucaklarsan,