Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Everett
Everett Çeviri Türkçe
664 parallel translation
Isso gostava eu de saber, Sir Everett!
Ben de bunu bilmeyi çok istiyorum, Bay Everett.
Só quiseram falar com Sir Everett.
Bay Everett dışında hiç kimseyle konuşmadılar.
O que se passa, Sir Everett?
Ne olmuş, Bay Everett?
- Meu nome é Vince Everett.
- Adım Vince Everett.
Escutemos a Vince Everett!
Vince Everett'ı alkışlayalım.
Vince Everett.
Vince Everett.
Toda esta correspondência para Vince Everett, faz-me ficar mal.
Bu mektupların Vince Everett'a geldiği duyulursa... itibarım sarsılır.
Sim, mas é a correspondência de Everett.
Evet, ama bunlar Everett'a gelmiş.
Conhecendo o carcereiro, Everett jamais a receberá.
Müdürü iyi tanıyorum, mektupları Everett'a dünyada vermez.
Everett, preparado?
Everett, hazır mısın?
É uma estrela, Everett.
Gerçek bir yıldızsın Everett.
Everett demonstração número um, tomada um.
Everett deneme bandı 1, kayıt 1.
Everett demonstração número dois, tomada um.
Everett deneme bandı 2, kayıt 1.
- Quero te apresentar Vince Everett.
Seni arkadaşım Vince Everett'la tanıştırayım.
Mamãe, este é o Sr. Everett, o cantor com quem Peggy trabalha.
Bu Bay Everett, Peggy'nin birlikte çalıştığı şarkıcı.
É um prazer te conhecer.
Sizi gördüğümüze sevindik Bay Everett.
- O Sr. Everett esteve no cárcere.
Bay Everett cezaevindeydi.
Asseguro que o Sr. Everett interessa-se por jazz.
Eminim Bay Everett caz müziğiyle ilgileniyordur.
O que pensa, Sr. Everett?
Siz ne dersiniz Bay Everett?
"'Me trate Bem', Vince Everett ".
Treat Me Nice, Vince Everett.
Muitos se queixaram que não puderam ouvir o disco de Vince Everett... devido ao comercial, assim é que o voltarmos a tocar.
Reklamlar yüzünden Vince Everett'ın... şarkısını dinleyemediğinden yakınan o kadar çok kişi aradı ki... kaydı tekrar çalacağız.
Aqui está, Vince Everett cantando "Me trate bem"... da nova companhia Laurel.
İşte Vince Everett Treat Me Nice adlı şarkıyı söylüyor. Plak, yeni kurulan Laurel şirketinden çıkmış.
Agora confio em seu potencial, Sr. Everett.
Artık para kazanacağınızdan kuşkum yok Bay Everett.
Tive o pressentimento, Sr. Everett.
Bunu tahmin etmiştim Bay Everett.
Depois do êxito de seu primeiro disco... o Sr. Everett pôde estabelecer contratos melhores.
İlk plağının başarısından sonra... Bay Everett daha avantajlı anlaşmalar yaptı.
Disseram-me que os adolescentes estavam encantados... com o estilo mágico do Sr. Everett.
Yeniyetmelerin, Bay Everett'ın eşsiz şarkı söyleme tarzını... iç gıcıklayıcı bulduğunu duydum.
Duvidava de que poderia convencer ao Departamento de Impostos... que todos os gastos de entretenimento do Sr. Everett eram por negócios.
Bay Everett'ın bu eğlencelerinin iş amaçlı olduğu konusunda... maliye bakanlığını ikna edebileceğimden emin değildim.
Muito bem, Jack... mas um par dos bailarinos perderam o passo.
Teşekkürler Bay Everett. Çok iyi Jack... ama dansçılardan bazıları yerlerini kaçırdı, onları kameraya alamadık.
- É amigo do Everett.
- Everett'ın arkadaşıymış.
Veio como parte do acerto com o Everett.
Everett'ın anlaşmasının bir parçasıydı.
Everett poderia chiar.
Everett başımızı ağrıtabilir.
- Pergunto-me o que fez pelo Everett. - Não tenho dinheiro...
Everett için ne yapmış merak ediyorum doğrusu.
Sr. Everett, ela é Sherry Wilson, sua primeira atriz.
Bay Everett, başrol oyuncumuz Bayan Sherry Wilson.
- Onde está o Sr. Everett?
- Bay Everett nerede?
Tenho notícias assombrosas. Sr. Everett. Devo te falar.
Bay Everett, biraz konuşabilir miyiz?
Igual à semana passada :
Aynen geçen hafta göründüğü gibi Bay Everett.
Olhe, Sr. Everett... essas fantasias mirabolantes não o ajudam.
Bakın Bay Everett... bu hastalıklı düşüncelerin size bir yararı yok.
Sou o Everett.
Ben Everett.
Prazer em conhecê-lo, Sr. Everett.
Tanıştığıma memnun oldum, Bay Everett.
Em que trabalha, Sr. Everett?
Siz ne yaparsınız, Bay Everett?
Quanto ao Sr. Everett, devo dizer que ele foi apanhado. E pagou a sua dívida à sociedade.
Bay Everett'e gelince, şunu söylemem gerekir ki, yakalandı topluma olan borcunu ödedi.
Everett Bishop!
Papaz Everett? - Buradan Sam.
Lamento incomodar, chefe Mattocks, mas a Muriel Everett acaba de ligar.
- Rahatsız ettiğim için özür dilerim, Şef Mattocks ama Muriel Everett şimdi aradı.
- Mas, chefe, a Muriel Everett disse...
- Ama Şef, Muriel Everett demişti ki...
Estão a atacar a Muriel Everett.
Muriel Everett'e saldırıyorlar.
A Muriel Everett diz que viu pára-quedistas russos...
Muriel Everett'in bildirdiğine göre Rus paraşütçüler...
Calma. Só sei que a Muriel Everett ligou à Alice Foss e lhe disse que os russos tinham chegado.
Bütün bildiğim Muriel'in, Alice Foss'u aradığı ve Rusların indiğini söylediği.
Atacaram a Muriel Everett?
Muriel Everett'e saldırı mı?
Menina Everett!
Neden, Bayan Everett!
Everett, vai tu.
Everett, sen git.
Chamo-me Everett.
Adım Everett.