Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Fema
Fema Çeviri Türkçe
175 parallel translation
O jornal diz que a FEMA foi chamada para administrar um surto.
Gazetelere göre... FEMA Hanta virüsünün salgınını durdurmak için çağrılmıştı.
Pode suspender o governo constitucional sob declaração de uma emergência nacional.
FEMA Beyaz Saray'a millî aciliyet konusunda askıya alma izni verdi.
O governo secreto. - Chamam-me paranóico!
FEMA, Ajan Mulder :... gizli hükümet.
Talvez algo dos escritórios FEMA.
Belki de vücutların bulunduğu yerdeki... FEMA ofislerinde?
Fragmentos de osso que FEMA recuperou num campo arqueológico fora da cidade.
Kemik kalıntıları bu sabah elekten geçirildi. Başka bir ölümcül salgın olduğunu düşünmüştük. Fakat FEMA'nın onları arkeolojik bir yerden aldıklarını keşfettik.
Não é uma emergência. Vou chamar o Ralph.
FEMA yok, Ralph.
O escritorio central da FEMA na baixa, eles devem ter as plantas em ficheiro.
Federal Acil Durum İdare Merkezi'nde vardır. Bir dosyada bir sürü binanın planı bulunur.
Vamos preparar a infiltração no edificio da FEMA.
Federal Acil Durum İdare Merkezi'ne girme planı yapalım.
Agora todas as chamadas feitas e recebidas no edificio da FEMA serão redireccionadas para este numero.
Federal binada yapılan her türlü telefon görüşmesi bu numara üstünden olacak.
Vou ter com o director da FEMA...
- FEMA yöneticisiyle görüşmem lazım...
- Está em contacto com o CDC e a FEMA. - Alguns nascem e alguns morrem
CDC ve Fema ile görüşme halinde.
Wendy qualquer coisa da FEMA.
Wendy diye biri, FEMA'dan.
Quero dizer se um evento como este aqui aconteça, o que é que a FEMA ia fazer?
Yani eğer böyle bir şey olacak olursa... FEMA ne yapacak?
Vou-me reunir com a FEMA e com o estado mas antes de terem evacuado a América toda, eles vão querer saber qual vai ser a dimensão.
FEMA'ya ve Eyalet'e brifing vereceğim, ama bütün USA'i boşaltmalarından önce bu şeyin büyüklüğünü öğrenmek isteyecekler!
Eu vou referi-lo no nosso gabinete da FEMA em San Francisco e quero que fale com a Lisa Cochrane.
Seni FEMA'nın San Francisco bürosuna bağlayacağım ve Lisa Cochrane ile konuşmanı istiyorum.
Bem de certeza não foi da USGS.
Evet, USCS'den sızmadığı çok kesin. FEMA'dan da.
FEMA
Tek bir menfez, ortalama bir şey, şu an için.
os gases expelidos do "Mount St Helens" arrasam todas as arvores e matou mais de 50 pessoas.
Benim Wendy Reiss, FEMA'dan. Patlamanın boyutu hakkında yeni bir şey var mı?
Sim, tenho a certeza. Eu falei com eles. Meu Deus.
FEMA, burası Hava Gücü Tetik İki.
Não, não, estou a entrar no FEMA agora, espere ai. Oiça vou passá-lo à Wendy,
İki-dokuz-sıfır'ın göstergeleri düşük, rüzgâr batıdan ama kuzey, kuzey-batı üstünde 337 derece civarında
Dave, é a Wendy Reiss na FEMA. Tem alguma actualização do tamanho da erupção?
Dostum, bu direkt olarak ana ticari hava rotası üzerinde.
Senhoras e senhores, fala o Capitão Franks, vamos muito em breve, fazer uma aterragem de precaução em Cheyenne.
Ken yanımda ve Denver'daki FEMA bürosuna gidiyoruz. Denver, neden? Oraya vardığımda, seni arayacağım.
era cinza vulcânica que é rocha, a cinza derrete as células de combustível avaria as partes das turbinas do motor o que é espantoso é como os motores sobrevivem e voltam a trabalhar quando entramos em ar limpo.
OK. Bu tarafa doğru yakın bir yerde bir askeri tesis var. FEMA ile link bağlantıları olabilir.
Precisa de contactar a Wendy Reiss na FEMA em Washington, É o Richard Lieberman, YVO.
Ve patlamanın beklenenden çok daha büyük olduğu korkularını destekliyor.
Isso é totalmente inaceitável ; estão a condenar as pessoas à morte. Os Mexicanos dizem que não podem suportar o numero.
FEMA, FEMA burada olduğumuzu biliyor.
Acho que o Presidente está a sentir isso agora mesmo é uma má altura para invadir o México, Bob.
Kenny, FEMA'nın 25 milyon insanı kurtarması lazım.
Cheyenne é a nossa melhor aposta. Devemos chegar lá. A FEMA,... a FEMA sabe que estamos aqui.
Yol boyunca rastlayacağımız terkedilmiş araçlar olursa, sanırım durup onları su yiyecek ve benzeri şey aramak için kontrol edeceğiz, tamam mı?
Às 10h37 da manhã, horário de Seattle, o FEMA enviou uma força tarefa para a cidade de Granite Pass, no Oregon, com uma população de 273 pessoas, onde houve a libertação de um vírus letal, altamente contagioso e ainda não identificado.
Saat 10 : 37'de, pacific Standard. Federal Acil Durum Yönetim Ajansı, Granite Geçiti, Oregon'a özel görev kuvveti gönderdi. Ölümcül salgının yaşandığı yerdeki nüfus 273.
Existe apenas um morador que a FEMA ainda não localizou...
FEMA'nın bulamadığı tek bir sakin var.
A capa do manual da FEMA, "Resposta de emergência contra terrorismo" apresenta o WTC sob a imagem de uma mira.
Federal Acil Durum Yönetim Masası FEMA'nın "Terörizme Acil Yanıt" isimli raporunun kapağı hedef nokta olarak Dünya Ticaret Merkezi'ni göstermektedir.
A peça mostrada nesta foto da FEMA é o eixo frontal e a cavidade onde encaixa.
Federal Acil Durum Yönetim Masası FEMA'nın fotoğrafındaki parça, ön şaft yatak muhafazasıdır.
Nem mesmo a FEMA obteve autorização para entrar na zona do incidente.
Hatta FEMA'ya bile "Ground Zero" arazisine giriş izni verilmiş değildi.
A FEMA ordenou a evacuação duma área de 322 quilómetros nas zonas dos ataques.
Kriz Masası, saldırının gerçekleştiği yerden 300 km uzağa tahliye başlattı.
Boa. A Fema está por lá a dar Krugerrands em baldes.
Güzel, Fema oradan yığınla para koparıyor.
demasiado. Director desastroso da FEMA.
Pekala, feci FEMA talimatları.
Deixe-me fazer-lhe o jantar.
FEMA için günah mı çıkarıyorsun? İzin ver bu akşam sana yemek yapayım.
Estão reunidos com o Secretário de Estado e o Director da FEMA há uma hora.
Ulusal Acil Durum Dairesi başkanıyla bir saat önce toplantıya girdiler bile.
Seja lá o que dissermos, temos de estar em sintonia. O HHS, o CDC, a FEMA...
Fransızlar bir aşı üretmiş ama insanlar üzerinde henüz denenmedi.
As impressões digitais não deram em nada.
Parmak izleri fos çıktı FEMA da aynı şekilde.
A AFIS deu tanta ajuda quanto a FEMA.
Hiçbir şey bulamadım.
Provavelmente vão surgir anéis de segurança dos FEMA e EMS antes de conseguirem sequer chegar perto da cidade.
Muhtemelen daha şehri görmeden FEMA ya da EMS'den birileriyle karşılaşırsınız.
Eu andei com... com um camião de abastecimento que transportava água engarrafada para um campo de detenção, perto de Rogue River.
Ben orda bir... bir yardım kamyonuyla karşılaştım. Rouge River'daki FEMA ( Ulusal Afet Yönetim Merkezi )'dan şişelenmiş su taşıyordu.
Isso está a funcionar.
FEMA çalışıyor yan.
Nem da FEMA
Tamam millet, bu hiç önemli değil.
O maior perigo de uma erupção explosiva são os piroclásticos
Hayır, hayır, şimdi FEMA'ya gidiyorum, bekle biraz.
Incinerando tudo no seu caminho, absolutamente tudo.
FEMA ofislerine elektrik mazgallarını kapatmalarını ve o andan itibaren destek jeneratörlerini çalışmalarını söyle.
FEMA fala o "Air Force Trigger 2", escuto.
Evet, iki nolu menfez şimdi açıldı!
Dave estás a receber isto? Sim estou a ver.
Washington'daki FEMA'dan Wendy Reiss ile bağlantı kurun benim için YVO'dan Richard Lieberman.
Esta informação não sai desta sala.
Bay Lieberman, FEMA bu insanları kurtarmak için her kaynağa başvuracaktır bu federal zorunluluğumuzdur
A complicação da área era que em 8 centros da FEMA que normalmente ajudavam a coordenar o resgate estavam fora de acção, porque estavam sob a nuvem de cinza.
Ama, Tanrı'ya yemin ederim ki eğer bekleyecek olursak, eğer sadece oturup izlersek, yemin ederim ki sonumuz ölüm olacak.
Bc. e Ad antes e depois de Cristo Agora é : BY e AY antes e depois de Yellowstone
Ve sonra, FEMA'dan Michae Eldridge onların bir sığınıkta olduğunu söyleyene kadar hiç haber almadım.