Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Flôr
Flôr Çeviri Türkçe
3,041 parallel translation
Faça-a cheirar o perfume dessa flor no seu sono.
Uyurken ona dalları koklat.
"... mas uma rapariga esbelta na flor da idade... "
" Ama gençliğinin baharında, kafasında şehit tacı olan...
Nós damos valor à água porque é ela que cuida da flor.
Suyu severiz çünkü çiçeği besleyen şey sudur.
E estas panquecas vêm comigo, sua flor do deserto tramada.
Bu krepleri de yanımda götürüyorum, yaban gülü seni.
"Flor, pássaro, vento, lua."
"Çiçekler, kuşlar, rüzgâr, ay."
Investiguei aquilo de "flor, pássaro, vento, lua".
Şu "çiçekler, kuşlar, rüzgâr, ay" olayını araştırdım.
- Flor do milho ou flor da batata?
Mısır çiçeği mi patates çiçeği mi?
É uma flor cilíndrica encontrada em diversas angiospérmicas.
Sadece bir kaç çiçek açan bitkide bulunan silindirik tomurcuk kümesi bu durumda da :
A flor é de uma nogueira?
Bu çiçek bir Pekan cevizi ağacından mı?
Sabemos que a vítima teve contacto com a flor da mesma planta.
Kurbanın bu bitkinin çiçeğiyle temas ettiğini de zaten biliyoruz.
Deve ter sido como a flor foi parar ao cabelo dela.
Çiçek yaprağı saçına bu şekilde gelmiş olmalı.
Como uma flor fechada o meu perfume começa a notar-se!
# Gizli bir çiçek gibi # # Tatlı kokum çıkıyor ortaya #
Por favor, permitam-me colocar a flor.
Lütfen çiçeği takmama izin verin.
Permete-me colocar a flor.
Lütfen çiçeği takmama izin verin.
Estou à flor da pele.
Biraz moralim bozuk.
Tu consegues, mas só quando... as tuas emoções estão à flor da pele.
Sen bile sadece duyguların tetiklendiği zaman görebiliyorsun.
É a nome de uma flor.
Bir çiçek ismi.
Ela é como uma flor frágil.
Kızın tıpkı narin bir çiçek gibi.
É uma flor num vaso.
Vazoda bir çiçek var.
Tal como eu disse, as emoções estão à flor da pele agora.
Dediğim gibi, duyguların çok yoğun olduğu bir dönemdeyiz.
Chama-se "Sakura", - A cerejeira em flor.
"Sakura", kiraz çiçeği.
Ouve minha flor.
Beni iyi dinle çiçeğim.
Uma flor que só cresce num lugar na Terra?
Dünya'da sadece tek bir yerde yetişen bir çiçek.
Se assinas com essa flor, vais trazê-los até nós, não achas isso estúpido?
Don Luis'i ortaya çıkaracağını mı sanıyorsun?
Ele marca as vítimas com uma flor da Colômbia.
Kurbanlarının üzerine imza niyetine Kolombiya'da yetişen bir çiçeği çiziyor.
- Como a flor?
Çiçek ismi gibi mi?
Sim, como a flor.
Evet, çiçek ismi gibi.
Estou amaldiçoado pela flor do meu ideal feminino, e ela parece suspeita como você.
Etrafa ışık saçan mükemmel bir kadının lanetine uğradım. Senin o olduğundan şüpheleniyorum.
Quem quer uma flor de açúcar?
Çiçeğini kim yemek ister?
Dizem que, provavelmente... uma flor chamada lírio do vale.
Büyük ihtimalle inci çiçeği denen bir çiçektendir diyorlar.
É uma flor, tipo, comum que produz umas... bagas vermelhas que acho que são doces, e às vezes os miúdos comem-nas e acabam por se envenenarem.
Çok yaygın bulunan bir bitkiymiş. Üzerinde böyle kırmızı meyveler varmış. Tatları güzel olduğundan herhâlde çocuklar ara sıra onları yiyip kendilerini zehirleyebiliyorlarmış.
Depois de comparar a flor encontrada no apartamento do marinheiro Balfour a uma dúzia de espécies naturais da América do Norte, consegui descobrir a flor.
Denizci Balfour'un dairesinde bulunan çiçeği Kuzey Amerika'daki türlerle karşılaştırdım ve bir eşleşme buldum.
A flor no apartamento do Balfour não revelou nada.
- Balfour'un dairesindeki çiçek gibi.
Não é triste deixar a flor murchar?
Çiçeklerin solması üzücü değil mi?
Motiejus, o que desejarias se encontrasses uma flor de ferna?
Motejus, eğreltiotu bulsan, ne dilerdin?
Os sintomas incluem inflamação, febres persistentes, dor abdominal, dores no peito, dores nas articulações, lesões na pele... Todas elas tratáveis com colquicina, a qual, a propósito, deriva da flor de açafrão.
Belirtileri... enfeksiyon tekrarlayan ateş, karın ağrısı göğüs ağrısı, eklem ağrısı, deri lezyonları bunların hepsi kolsisin ile tedavi edilebilir bu ilaçta kazara çiğdem çiçeğinden bulunmuştur.
Eu só queria deixar uma flor.
Sadece çiçek bırakmak istemiştim.
Do cheiro de Wisteria em flor.
Çiçek açmış sokağın kokusunu....
Do aroma das glicínias em flor.
Çiçek açmış sokağın kokusunu....
Treta, fotografar uma flor em fundo branco.
Siyah beyaz, çiçekli saçma bir çekim.
Porque uma flor nunca se fotografa a preto e branco.
Çünkü bir çiçek asla siyah beyaz olmamalı.
Não, uma flor é a cor, é a vida, é como se eu fodesse uma top model, com uma luz assim.
Çiçek renk, hayat demektir. Bir top-modelle yatarken ışığı söndürmek gibi bir şey.
E respeito-a o suficiente para não a tratar com uma flor de estufa que precisa de ser mimada.
- Ben onu zaten öptüm. Ayrıca ona üzerine titremek gereken hassas bir çiçekmiş gibi davranmayacak kadar saygım var.
- Sim, dá-lhe aquela coisa da flor.
Evet, ona şu çiçek şeyini ver.
Escolhe qualquer flor neste quarto, Mike consegue-a.
Buradaki istediğin hatunu seç, Mike işi bağlar.
Uma flor de beleza e compaixão num mundo de merda.
Bu kokuşmuş dünyada güzelliğin ve şefkatin simgesiydi.
É uma flor.
Çiçek ismi.
- O nome da sua mãe, a flor? - Sim.
- Şu annenin ismi... çiçek olan hani?
Dará flor o nosso amor?
# Aşkımız çiçek açıp büyüyecek mi?
Uma flor de beleza e compaixão num mundo repleto de merda.
Bu kokuşmuş dünyada güzelliğin ve şefkatin simgesiydi.
A flor é legal, prometo.
Çiçekler yasal, yemin ederim.