Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Folk
Folk Çeviri Türkçe
149 parallel translation
Só passa comerciais e programas culinários.
Tek duyduğum reklam ve sıkıcı folk müziği.
Apresentava-me com os melhores :
En iyi folk şarkıcılarıyla sahneye çıktım :
É um cantor de música country.
Eski bir folk şarkıcısı.
Rápido, o Sr. Smith... vai nos levar para North Folk.
Schmidt bizi Northfolk'a götürecek! Bizi Northfolk'a götürüyor.
Vai nos levar para North Folk.
Geri döneriz.
Tanto a fazer. Amanhã, de North Folk, virá o coro da cidade.
Yarın Northfolk kasaba korosu buraya geliyor.
Os Lightlighters, que maravilha.
Harika... Folk şarkıcılarına bayılırım.
É raro ouvir música instrumental, com os cantores folk que até há...
Bugünlerde böyle enstrümantal parçaları nadir duyuyorum...
Algures, há um grupo ansioso que o Max Detweiler os salve da obscuridade e os faça famosos no Festival de Salzburgo.
Bir yerde aç bir müzik grubu Max Detweiler'ı bekliyor. Onları keşfedip Salzburg Folk Festivali'nde meşhur etmesi için.
Hoje, após uma busca longa e desesperada encontrei um número emocionante para o Festival de Salzburgo!
Bugün, uzun ve umutsuz bir arayıştan sonra Salzburg Folk Festivali için çok heyecan verici bir grup buldum.
E o que faz, é cantora de folk?
Nesin peki, halk şarkıcısı mısın?
A música folk vem de longe.
Folk müziğin bayağı bir geçmişi var değilmi ha Arlo?
Por que não vai ouvir alguma música folk... e me dá um tempo? !
Sen neden gidip biraz halk müziği... falan dinlemiyorsun biz de kafamızı dinleyelim?
- Simples country folk.
- Basit taşra halkı.
Falas em arte moderna, direitos civis, ou música folk e é tiro certeiro.
Modern sanattan, insan haklarından ya da folk müzikten.
Têm de ter explicações no campo de sua especialidade, e estudar ballet, dança moderna, jazz, sapateado e dança histórica e História da Dança, adágio de apoio, classe de variação, maquilhagem, e até representação para bailarinos.
Ana branşınızda dışarıdan dersler alacak bale, modern, folk, caz, step, tarihsel danslar, dans tarihi destekli adagio, varyasyon dersi makyaj, kuaförlük, dansçılar için oyunculuk öğreneceksiniz.
Não, é música folk.
Hayır efendim. Halk müziği.
Vou ao meu primeiro baile no country Club.
İlk folk kulübü dansıma gidiyorum.
Introduzir o folclore.
Folk dans öğreteceğimi.
- Alguma droga de bandinha.
Bir tür folk müziği saçmalığı.
Era uma cantora folk.
Folk şarkıcısı olmuştu.
- Com todo o respeito, Sr. Taylor... esta não é uma boa hora para ouvirmos seu folk rock. - Como vão?
- Nasılsınız?
Souls of Black Folk, DuBois...
Siyah İnsanların Ruhu, DuBois. Okumuştum.
- A estudar música étnica.
- Salyangoz yiyebilirsin. - Yerli folk müziğini öğrenebilirsin.
Os cantores têm mesmo uma vida difícil.
Country ( Folk ) şarkıcılarının Gerçekten zor hayatları var.
Eu gosto de música folk.
Halk müziğini severim.
Os blues das pessoas reais.
The real folk blues.
Entre country e western.
Folk ve kovboy meraklısı.
Folk e clássica.
Halk müziği ve klasik müzik.
Nós estamos atrazados para o Festival de Folk Bavariano.
Bavyera Halk Festivali'ne geç kalıyoruz.
Essa é uma história que pode ser bem contada num vídeo da Câmara de Comércio narrada pelo trovador folk rock, Donovan.
Bunu karşılama komitesinin hazırladığı folk-rock şarkıcısı Donovan'ın sunduğu bir video anlatabilir.
Minha tese foi sobre música folclórica do Leste Europeu.
Tezimi Doğu Avrupa folk müziği üzerine yaptım.
Em 74, Charlie Rich foi nomeado Músico Country do Ano.
1974'te Charlie Rich, Yılın Folk Müzikçisi seçilmiş.
Vais pegar fogo ao meu troféu de música Country?
Yani Folk Müzik ödülümü ateşe mi vereceksin?
Gosta de música country?
Folk müziğini sever misin?
Tu consegues reconhecer o estilo dele... em cada album, mesmo quando toca folk, com os seus simples doubles.
Tarzını hatırlayabilirsiniz. Folk müzik çalsa bile onun tarzını tüm albümlerde anlayabilirsiniz. Basit çift vuruşlar.
Toquei música folk nas tabernas.
Bistros'ta halk müziği çaldım.
Big Fork.
- Big Folk'da mı?
Foi num trio de música folk.
Bir folk müzik üçlüsündeydim.
- Não uma banda de country-western.
- Amerikan folk müziği olmaz.
- Umas coisas acústicas, tipo folk.
- Akustik halk parçaları gibi şeyler.
- Umas coisas acústicas, tipo folk.
- Akustik halk parçaları tarzında şeyler.
Os entendidos sabem que ele é mais do que um cantor pimba, que escreveu algumas das melhores canções de Nico e que foram amantes, antes de nos chatear com Doctor My Eyes.
- Bu işten anlayan insanlar, onun basit bir " folk-rock şarkıcısı olmadığını bilir. Niko'nun en iyi birkaç şarkısını o yazmış.
- O famoso herói folk do Oeste?
Şu ünlü batı kahramanı.
Em meados dos Anos 90, o Tobias formou um grupo folk com a Lindsay e a Maeby, chamado "Solução 100 % Natural Banda Animada e Familiar do Dr. Fünke."
90'lı yıllarda Tobias, Lindsay ve Maeby ile birlikte... Dr. Fünke'nin % 100 Doğal Güzel-Zamanlar Aile-Grubu adında bir grup kurmuştu.
- A bujarrona, não!
- Folk olmaz!
Cortez, larga o estai.
Cortez folk mayna.
- Não, é uma canção folclórica.
O bir folk parçası.
Não vais acreditar nisto, Cely!
Karşıki evde oturan kız da... yanında uzun boylu bir zenciyle... bir folk konserinden dönmekteymiş. Buna inanmayacaksın, Ceil.
Garth Brooks é bom né?
Hey ortak, folk müziği sever misin? Garth Brooks, iyi çalıyor ha?
Ando procurando uma música folk indigena de Springfield.
Affedersiniz.