Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Fuel
Fuel Çeviri Türkçe
34 parallel translation
Fazem idéia de quantas tropas, quantos aviões, quanto fuel é preciso para... voar até ao Uganda?
Buradan Uganda'ya uçmak için kaç asker, kaç uçak ne kadar yakıta ihtiyacımız olduğuyla ilgili bir fikri olan var mı?
Como arranjamos o fuel para voltar?
Eve dönüş için yakıtı nereden alacağız?
Levamos as nossas próprias bombas de fuel. Usamos os depósitos de fuel do Uganda.
Uganda depolarını kullanacağız.
Com injecção fuel E tirantes cromados
Zehir gibi bir motor Pırıl pırıl bir cila
Os outros ficam à espera de avançar quando estes aterrem para meter fuel.
Diğerleri de, onlar ikmal yaparken korumakla görevli.
Dêem-Ihes o fuel e livrem-se deles.
Ver yakıtlarını kurtulalım şunlardan.
Não gastamos esse fuel todo nem em dois anos.
Bu kadar yakıtı iki yılda harcamıyoruz Bigelow.
Tretiak prevê que a agitação social vai piorar, caso o Presidente Karpov não resolva a crise de aquecimento que já matou muitos russos...
Tek çare reformcu Başkan Karpov'un - - Rusların ölümüne neden olan fuel oil sıkıntısını halledebilmesi.
irá exigir uma revolução. E ninguém saberá para onde foi o petróleo de aquecimento.
Fakat fuel oilin nereye gittiğini, hala kimse tahmin edemedi.
Moscovo acordou hoje com a sensação de calor dada por milhões de litros de petróleo descobertos sob a mansão ribeirinha de Tetriak.
Tretiak'ın konağının altındaki bir depoda milyonlarca galon fuel oil bulunduğundan, Moskova bu sabah ısıya kavuştu.
Mondo Fuel?
Kas yapıcı?
- Ignição com base na reserva de fuel?
- Yakıtın bitmesine tahmini süre?
50 navios mercantes, com "fuel", tanques minério de ferro, bauxite, carne, açúcar e trigo.
50 ticaret gemisinden oluşuyor, mazot, tank... demir cevheri, boksit, Ayrıca et, şeker ve un taşıyorlar.
É preciso estar sempre a atestá-lo e o fuel está racionado!
Hemen verimli hale getirmek lazım.
Horas a refinar o fuel do pó, como vês.
Toz, yakıt haline geliyor.
Que incluem : Gasolina, Diesel, Jet Fuel, combustíveis para Comboios e combustíveis Marítimos.
Ulaşımdan kasıt benzin, mazot, jet yakıtı, tren yakıtı ve gemi yakıtıdır.
A Madison Avenue contratou-o para promover os jogos que vão realizar.
Madison Avenue, yaklaşan Real Fuel Oyunları'nın tanıtımını yapması için tutmuş.
Bem, assim mesmo só de cabeça... Acho-a interessante que todas estas pessoas estão numa festa de arromba e rave sobre como salvar o ambiente, quando eles provavelmente queimam algo com 10,000 pounds de fuel nos seus aviões privados ao virem até ao Cabo este fim-de-semana.
Şöyle gelişigüzel bakıyorum da akşamdan beri ileri geri doğayı kurtarmak hakkında atıp tutan bu insanların haftasonu Cabo'ya gitmek için özel jetlerine yüzlerce galon yakıt koyduklarını bilmek çok eğlenceli oluyor.
É cientificamente impossível que 12 toneladas de aço e titânio fossem vaporizadas por Jet Fuel.
12 ton çelik-titanyum alaşımının jet yakıtıyla buharlaşması bilimsel olarak imkansızdır.
Me dá um pouco desseNenergético Ripped Fuel.
Yağ yakıcıdan uzatsana.
- Mistura do fuel, cabos defeituosos.
-... ve roketin patladığını söyledim. - Kötü yakıt karışımı, hatalı kablo bağlantısı.
Se previrmos o tempo, prevemos os preços do petróleo para aquecimento.
Havayı tahmin eden fuel-oil fiyatını da eder.
Chamo a isto um Jet Fuel.
Ben buna "Jet Yakıtı" adını verdim.
Rocket Fuel. Gosto da simplicidade da ideia.
Roket yakıtı, düşüncenin basitliği hoşuma gitti...
Nitrato de amónio, óleo, combustível.
- ANFO. Amonyum Nitrit, Fuel Oil.
Quero ser o vencedor, com o tanque cheio.
Top Fuel kategorisinde ithal arabayla yarışan ilk yarışçı olmak istiyorum.
O Pernin acabou de assinar um contrato milionário com a Real Fuel?
Pernin yakın zamanda "Real Fuel" ile milyon dolarlık bir anlaşma mı yapmış?
Deixe-me adivinhar... estão aqui para o novo acampamento da Real Fuel?
Durun tahmin edeyim, siz ikiniz Real Fuel spor kampı için gelen bir çiftsiniz, değil mi?
Fuel
* * * Fuel * * *
Tenho uma chávena de Jet Fuel, duas de Black Tigers, e uma de Butter Toffee aqui dentro.
Bir bardak jet yakıtı, iki kara panter bir de ağır bir şekerleme tükettim.
"O Governo Federal dos Estados Unidos " cria assim a Federal Fuel Administration " para gerir o consumo de carvão e petróleo.
Birleşik devletlerin federal hükümeti bundan böyle kömür ve benzinin kullanımının yönetilmesi için federal yakıt idaresi kuruyor.
"Para garantir combustível suficiente para as indústrias de defesa, " A Fuel Administration proíbe... "... indústrias não essenciais
Savunma sanayisi için yeterli yakıtı sağlamak için yakıt idaresi gereksiz endüstrileri izinsiz uygulamardan yasaklıyor.
Junto com um recibo de uma loja chamada Wessex Fuel. Mostra que você os comprou às 17 : 03h no sábado da festa da sua mulher.
Bunları eşinin partisinin olduğu Cumartesi günü saat beşte aldığını gösteren Wessex benzin istasyonuna ait bir fişle birlikte.
Mesmo que o Pres.
Başkan Karpov, fuel oil kıtlığını halledeceğine dair söz vermesine rağmen, -