Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Genevieve
Genevieve Çeviri Türkçe
254 parallel translation
Em que estás a pensar, Geneviève?
- Sen.. Sen ne düşünüyorsun Genevieve?
- Vai embora, Geneviève?
- Gidiyor musun Genevieve?
Agora sou Genevieve Linden.
Artık Genevieve Linden.
Lhe apresento a Srta. Genevieve Linden.
Sizi, Bayan Genevieve Linden ile tanıştırayım.
Todos os dias não temos a Srta. Linden do Metropolitan..
Tabii ki, her gün görmüyoruz Metropolitan'dan Genevieve Linden'i.
A estrela, Genevieve Linden e um coro de trinta vozes.
Genevieve Linden ve 30 sesli bir koro.
Genevieve
Geneviève.
Genevieve
Bay Tavernier?
- Boa noite, Genevieve. - Tenha um bom fim de semana.
- İyi akşamlar, Geneviève.
- É Genevieve.
- Genevieve.
Está tudo arranjado para Genevieve.
- Genevieve için her şey ayarlandı.
Essa é Genevieve.
İşte Genevieve geldi.
Podiam imaginar a Genevieve... pedir que eu deixasse de jogar um bom jogo de cartas?
Genevieve'in bana kendimi güzel, arkadaşça küçük bir kart oyunundan alıkoymamı sorduğunu düşünsene.
Não prestas muita atenção à pequena Genevieve, prestas?
Küçük Genevieve'e pek fazla kulak vermiyorsun değil mi?
Levam uns trocos à Genevieve, jà que vão para esses lados?
Genevieve'e biraz bozuk para götürür müsünüz?
Vim só cumprimentar a Genevieve.
Gel, Genevieve'e merhaba de.
A Genevieve deve ter qualquer coisa.
Genevieve'de vardır.
Deixou o café à Genevieve.
Genevieve'e, kafeteryayı bırakmış.
A Genevieve pediu o divórcio.
Genevieve benden boşanıyor.
A Genevieve.
Genevieve.
- Eu não vejo Genevieve, a um mês.
- Ailen yakınlarda ziyarete geldi mi? - Genevieve'i yaklaşık, bir aydır görmedim.
Genevieve deixou uma nota?
Genevieve mektup bırakmış mı?
meu deus, é de parte do Genevieve.
Ulu Tanrım. Genevieve'den.
Genevieve de Morangias.
Genevieve de Morangias.
Genevieve de Morangias. Maxime de Forets.
Şimdi Tanrı'dan önce isimlerinizi ben açıklıyorum.
Que disse Genevieve?
Genevie ne dedi?
Genevieve pensou durante algum tempo que era tudo um erro. Ele estaria contudo vivo, em algum lado.
Genevieve, kendini bir süre herşeyin yanlış anlama olduğuna, onun hala yaşadığına inandırmaya çalıştı.
O Jeff joga ténis pela Escola Secundária de S. Genevieve.
Jeff, St. Geneviere Lisesi okul takımında tenis oynuyor.
Depois de morrer minha esposa meus pais se levaram aos dois maiores, e os pais do Genevieve levaram-se a bebê, Harry, a viver com eles em San Diego.
Karım öldüğünden beri, ailem iki büyük çocuğu aldı. Ve Genevieve'nin ailesi de Harry'yi San Diego'ya beraberlerinde götürdüler.
Os pais do Genevieve estiveram conosco a última semana.
Genevieve'nin ailesi geçen haftadan beri bizimle beraber kalıyorlar.
Genevieve.
Genevieve.
Sabes que houve mais caçadores de tesouros na China.
Çin'de başka define avcıları da vardı, Genevieve.
Tem cuidado, Genevieve.
Ayağını denk al Genevieve.
A Genevieve Teague acha que tens o elemento perdido o da China.
Genevieve Teague, kayıp element sende sanıyor. Çin'den gelen.
Porque a usas como ameaça?
Genevieve Teague'le niye tehdit ediyorsun?
O elemento, Genevieve, onde está?
Element, Genevieve nerede?
Genevieve Teague foi uma mulher poderosa casada com um poderoso advogado.
Genevieve Teague, güçlü bir kadındı. Güçlü bir avukatla evliydi.
Para uma mulher sem coração Genevieve Teague tinha imenso sangue.
Kalpsiz bir kadın için Genevieve Teague'in kanı hayli çokmuş.
Não vieste aqui para fazer uma autópsia a Genevieve Teague.
Genevieve Teague'e otopsi için gelmedin.
Genevieve e o filho obediente.
Genevieve ve itaatkâr oğlu.
Eu não a subestimaria, Genevieve.
Onu küçümsemezdim Genevieve.
Genevieve!
Genevieve.
Genevieve a paranóia não é uma qualidade muito atraente numa mulher.
Genevieve paranoya, bir kadında çok cazip bir özellik değildir.
Mas é óptimo voltar a ver-te, Genevieve.
Ama seni tekrar görmek harika Genevieve.
Bem, numa escala de estranho a 10 a avó da Genevieve foi quem transladou a sepultura da Isobel para aquela igreja em Paris.
Öyleyse, daha da tuhaf yanı Isobel'in mezarını Paris'teki kiliseye taşıtan Genevieve'in büyük annesi.
És o filho de Genevieve Teague?
Sen Genevieve Teague'in oğlu musun?
Por favor, Lex, chama-me Genevieve.
Lütfen Lex, bana Genevieve de.
Existia a Geneviéve, uma força da natureza.
Kesinlikle hayır. Cenova vardı hayatımda. Doğanın gücü.
Genevieve e eu tínhamos tudo em comum até que...
Genevieve'le benim her şeyimiz ortaktı ta ki...
As minhas visitas não são sempre motivos de festejo?
Her ziyaretim kutlama vesilesi değil mi, Genevieve?
Seria uma pena se o corpo fosse entregue ao Xerife...
Genevieve'in cesedi Lana Lang'in DNA puluyla şerife teslim edilirse yazık olur.