English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Goat

Goat Çeviri Türkçe

53 parallel translation
Vai ver a Cave of the Winds, Goat Island, Old Fort.
Geçmeden evvel Winds Mağarası, Goat Adası ve Old Fort'u göreceksiniz.
Mandei-lhe recado por Macphail. Encontrámo-nos num pub.
Goat and Compasses'dan daki buluşmamızdan sonra Jack Macphail ile mesaj yolladım.
- O Tegl-goat.
- Tegl-goat.
Hey! "The Fiesty Goat" ( O Bode Assanhado )
- Hey! "The Fiesty Goat."
Bem, passe para cá o meu Horny Goat Weed.
Bana Horny Goat Weed'imi versene.
Identificação : Portman. Identificação :
Kod adı : "Portman" Kod adı : "Goat"
Portman, Goat, vão à frente.
Portman, Goat, önden gidin.
Goat, Portman : Genética. Kid, Destroyer :
Goat, Portman, Genetik bölümüne...
- Portman, Goat, vão à frente. - Cá vamos.
Portman, Goat, arkanızdayız.
Goat, Portman.
Goat, Portman,
Muito reconfortante, Goat.
Çok rahatlatıyorsun, Goat!
Goat, sempre em frente.
- Goat! İleri doğru yürü. - Anlaşıldı.
Goat, acho que está algo a aproximar-se de ti.
Goat, bir şey sana doğru geliyor.
Goat!
Goat!
Qual a tua posição?
Goat, Pozisyonun ne?
Onde estás?
Goat, neredesin?
Fala comigo.
Goat, bir şeyler söyle!
Não é o que eu e o Goat alvejámos na genética.
Goat'la genetik bölümünde ateş ettiğimiz şey bu değildi.
Não viram todos como aquela coisa lixou o Goat?
O şeyin Goat'a ne yaptığını hepimiz gördük.
O Goat sabia que estava a transformar-se.
Goat, o şeye dönüştüğünü anlamış.
É do Goat.
Goat'un kanı.
É o Goat.
O zaten ölmüştü.
Porque levaram o Goat e não o Destroyer?
Hemen. O şey, Neden Goat'u dönüştürdü, Destroyer'i dönüştürmedi?
esquiar a Cabra ( The Goat ).
Keçi'den kaymak.
"Ap-teery-goat-ti."
"Kabalak."
Claro, o Bush não saberia isso, porque ele não leu um livro desde "My Pet Goat".
Elbette Bush bunu bilemezdi çünkü en son okudğu kitap Evcil Keçim'di.
Nós conseguimos chegar a Goat's Head amanhã na boa.
Yarın kolaylıkla Goat's Head'e gidebiliriz.
Onde está aquele bode?
Nerede bu Billy Goat?
Porque haveria de estar uma cabra ( goat ) no centro comunitário?
Halk Merkezi'nde ne diye bir keçi görürsün ki?
Um gajo como tu, a divertires-te com o buraco do Goat-Ass.
Okul çantası taşıyan dallamanın dediklerine bak sen.
Quem é que te disse que o Goat-Ass estava limpo?
Morukların temiz olduğunu kim söyledi sana?
- Está no "Learned Goat".
- Bilge Keçi'de.
Procura o professor e leva-o até ao "Learned Goat".
Profesörü bulup Bilge Keçi'ye getir.
Vamos reunir-nos no "The Learned Goat" para falarmos sobre o que se pode fazer.
Bilge Keçi'de toplanıp ne yapılabileceğini konuşacağız.
- Sim. Posso levar-te finalmente ao Billy Goat para comer um hambúrguer.
Seni en sonunda Billy Goat'a hamburger için götürebilicem.
- Bem, o meu conselho é trazê-la à Goat House.
Çok güzel ya. O zaman bence kızı Keçi Yurdu'na getir.
- Vou trazê-la à Goat House. - Ainda bem.
Tamam, Keçi Yurdu'na getiririm.
O que eu quis dizer foi que sábado à meia-noite, a Blue Mountain State vai tomar posse desta Goat House, e vendê-la em leilão a quem mais der.
Evet. Şöyle açıklayayım Cumartesi gece yarısı Blue Mountain State bu Keçi Yurdu'na el koyacak ve açık arttırma ile en yüksek teklifi verene satacak.
Não nos pode tirar a Goat House.
- Keçi Yurdu'nu alamazsın ama.
O reitor vai vender a Goat House.
Dekan, Keçi Yurdu'nu satacak.
Então, a Goat House?
- Keçi Yurdu diyorduk.
Porque compraria eu a Goat House?
- Neden Keçi Yurdu'nu almak isteyeyim ki?
Acredita, não há outra forma de salvar a Goat House.
Ama inan bana, Keçi Yurdu'nu kurtarmanın başka yolu yok.
Certo, bem-vinda à Goat House.
Tamam o zaman, Keçi Yurdu'na hoş geldin.
Salvar a Goat House é a razão pela qual dei esta festa.
Thad, bu partiyi vermemizin tek sebebi Keçi Yurdu'nu kurtarmak.
Consegui finalmente recuperar a minha Goat House!
Sonunda Keçi Yurdu yine benim oldu.
Consegui reaver a minha Goat House.
Keçi Yurdu yine benim oldu.
Daqui a 15 anos o Thad vai viver na Goat House?
15 yıl sonra Thad Keçi Yurdu'nda mı yaşıyor?
É verdade que sacrificaste tudo o que a tua vida tinha de bom para lá chegares, mas conseguiste a tua Goat House, e tu e o Thad estão felizes a viverem aqui.
Yani evet, bu yol boyunca hayatında iyi giden her şeyi feda ettin ama Keçi Yurdu sana kaldı ve Thad ile burada mutlu mesut yaşıyorsunuz.
É a Meca da cidade para quem alguma vez jogou basquete. O Kareem, o Kobe, o Earl "the goat"...
- Kareem, Kobe, Earl.
LOW WINTER SUN S01E02 "Goat Rodeo"
Çeviren Sianox

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]