Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Grow
Grow Çeviri Türkçe
59 parallel translation
# # Avante e para cima deves ir, sim, sim
# # Grow the roses of success
# # Até que das cinzas
# # Grow the roses
# # Crescem as ro... # # Crescem as rosas
# # From the ashes of disaster grow the roses of success
# # Sucesso!
# # Grow the roses of success
O que está a acontecer?
# # Grow the roses
- Impressionante!
# # Grow the roses of success
- Estamos sendo atacados.
# # Grow the ro...
- Atacados? Attack!
# # Grow the roses
- É um carro! Para onde foram?
# # Grow the roses
Where the roses grow So tall
* Güllerin en uzun olduğu yere *
A polícia está à procura em toda área por um paciente, que escapou ontem à noite do Sanatório Smith's Grow Warren.
Polis tüm alanda dün gece Smith's Warren eyalet sanatoryumundan kaçan hastayı arıyor.
Sabes, tipo vender o "Ultra Grow", esse tipo de coisas.
Biliyorsun, ultra yetiştirmeyi satmak gibi şeyler.
Com Colossal Grow, a sua estepe vazia irá tornar-se numa espessa vegetação.
Muhteşem büyüme ile, saçlarınız beklenmedik kalınlığa ulaşacak.
Isto é para ti.
And one to grow on.
- O programa da Tami Grow saiu do sábado à noite. Oh!
"Tammy Grimes Show" Cumartesi gecesinden çekildi.
O grupo era financiado pela Natural Life Food Company, uma divisão da Chem Grow, adquirida pela Allyn-Crane... e parte do Squimm Group.
Bu grup, Doğal Yaşam Yemek Şirketi tarafından desteklenmişti. Bu şirket Chem Gelişim'e bağlı, Allyn-Crane girişimi ve Squimm Grubunun bir parçasıydı.
Sabe o que significa "cultivo caseiro"?
Grow Op Nedir? "Grow-op" kelimesinin ne anlama geldiğini biliyor musun?
Diria que é algo comum aqui.
Grow-op'un ne olduğu burada yaygın bir bilgidir.
É algo que acontece na casa de alguém, como um amigo que cultiva maconha dentro de casa.
Grow-op birinin evindeki bir şeydir, mesela bir arkadaşımız falan, evinin içinde ot yetiştiriyor.
Kelowna é conhecida por abrigar mais de mil cultivos caseiros.
Kelowna'nın 1000'den fazla grow-op'a ev sahipliği yaptığı söyleniyor.
"Se identificássemos um cultivo por dia durante um ano, " não estaríamos nem perto de eliminá-los. "
"Bir yıl boyunca her gün bir grow-op bassalar bile, hala onlardan tamamen kurtulmanın çok uzağında olurlardı."
Não há uma comunidade que não tenha cultivos caseiros ou não tenha experimentado um aumento desses cultivos.
Bu eyalette grow-op'u olmayan ve bunların artmadığı tek mahalle bile yok.
Mas o fato é que há milhares de cultivos caseiros em toda C.B. e o que mais se ouve dos vizinhos quando estouram um cultivo :
Gerçek şu ki, British Columbia'nın her yerinde binlerce, binlerce ve binlerce grow-op var ve bir grow-op basıldığında komşulardan en çok duyduğunuz şey ;
Se levarem minha estimativa a sério, de que havia 17.000 cultivos caseiros na C.B. no ano 2000, se levasse a sério, estaria considerando um de cada 100 conjuntos habitacionais na Colúmbia Britânica.
Eğer benden ciddi bir tahmin istersen, 2000 yılında British Columbia'da 17.000 grow-op vardı. Eğer bunu ciddiye alırsak, bu kabaca British Columbia'daki her 100 yerleşim biriminden biri demektir.
Uma investigação completa.
Biri arayıp "Ben burada bir grow-op olduğunu düşünüyorum" derdi. Polis inceleme yapardı. Tam inceleme.
Parece que se falarmos com pessoas do mundo real, algo que descobriremos é que não entendemos muito bem e vemos estas cifras que parecem indicar que 1 % de todas as unidades habitacionais está potencialmente envolvido no cultivo de maconha.
Ama bana öyle geliyor ki, eğer etraflarına bakıp ve gerçek hayattaki insanlarla konuşursak, keşfedeceklerimizden biri bu meseleyi çok iyi anlamadığımızdır. ve bu rakamları gördüğümüzde, bütün yerleşimlerin % 1'inin potansiyel olarak esrar grow-oplarıyla ilişkili olduğu gibi, bu kesinlikle politikacılarımıza ne yapmaya çalıştıkları hakkında bir bakış açısı kazandırmalı.
Como se encontram estes cultivos?
Bu grow-oplar nasıl bulunur?
Para a polícia, envolve o uso de câmeras infravermelhas. Elas detectam o calor acima do normal emitido pelos cultivos, ou o teste do olfato.
Polisler, grow-op'tan kaynaklanan normalin üstündeki sıcaklığı saptamak için kızılötesi kamereları ya da koku testini kullanabiliyor.
As comunidades estão tão repletas de cultivos na C.B., que alguns bairros começaram os próprios programas de vigilância.
BC'deki topluluklar grow-oplarla o kadar doldu taştı ki, bazı mahalleler kendi gözetim programlarını başlattılar.
Os cidadãos recebem perguntas para ajudar a identificar um cultivo, perguntas como :
Bir grow-op'ı tanımalarında yardımcı olmak için vatandaşlara sağlanan sorular var.
Mas por que os cultivos caseiros estão surgindo praticamente em cada bairro da C.B.?
Peki neden bu grow-oplar neredeyse BC'deki her mahallede mantar gibi bitiyorlar?
E como se parecem esses cultivos?
Hem bu grow-uplar neye benziyorlar ki?
Uma verdadeira plantação caseira...
Gerçek bir grow-op.
O cultivador admitiu que esta não era uma das maiores plantações.
Yetiştirici, burasının en büyük grow-oplardan biri olmadığını söyledi.
Ainda que este cultivo seja pequeno, as cifras não são.
Bu küçük bir grow-op olmasına rağmen rakamlar hiç de küçük görünmüyor.
Simplesmente é o dono legítimo do local do cultivo.
Yetiştirme operasyonunun ( grow-op ) yapılacağı yerin meşru sahibi.
Suas mãos estão limpas porque pode alegar que não sabia, caso o cultivo seja descoberto.
Onun elleri temiz, çünkü grow-op basılırısa hiç bir şey bilmediğini söyleyebilir.
As lojas de ferragens fornecem materiais para erguer quartos e estruturas para o cultivo.
Hırdavatçılar, oda ve grow-op yapıları inşa etmek için yapı malzemelerini sağlıyorlar.
Makes the heart grow restless.
İnsanın kalbini yerinden oynatır.
Champô Wash and Grow da BR. Enriquecido com Partizonol Activado.
Aktif partizonol ile zenginleştirilmiş "BR yıka ve çıksın" şampuanları.
Giving me enough time in my life to grow up
* Büyümeme yeterli zaman vermesine *
Se querem descobrir a verdade, encontrem-se comigo debaixo da ponte de Soulgrow, do lado norte, à meia noite.
Eğer gerçeği bulmak istiyorsanız, gece yarısı benimle Soul Grow Köprüsü'nün Kuzey bitiminde buluşun.
"Where The Wild Roses Grow", e queria que ela cantasse-a e nós estávamos apenas a tentar descobrir como contactar a Kylie porque ela tinha uma gestão que era muito protectora com ela e protectora de sua imagem...
Kylie'ye ulaşmanın bir yolunu arıyorduk. Menajerleri onun ve imajının üstüne titriyordu, çok korumacıydılar.
Garbage. When I Grow Up.
Garbage, when I grow up.
# # Por cima das cinzas
# # Grow the roses of success
# # Crescem as ro...
# # Grow the roses
O que é aquilo ali em baixo? Vamos ver. Oh, pai, nunca o encontraremos.
# # Grow the roses
Temos de continuar a procurar.
# # From the ashes of disaster grow the roses of success
Sim...
Evet, sevgili vagonumuz da grow-op salgınından kaçamamış gibi görünüyor.
Cresce.
GROW UP.
Tinha apenas escrito esta canção,
"Where the Wild Roses Grow" diye bir şarkı yazdım ve bu parçada onun da söylemesini istedim.